Önce sözlükte karşılığına sonra hayattaki yerine bakalım.
Türk Dil Kurumuna göre vefa "Vadettiklerini yerine getirmek, sözüne sadık olmak" anlamına geliyor. Sözlükte görülen odur ki bu kelime, kapsamı geniş bir muhtevaya sahip.
Halk arasındaki yerine baktığımızda, birlikte yol yürüyenlerin, kendisine emek verenlerin şahsına duyulan minnet duygusunun kast edildiğini görüyoruz. Bu önceliği içinde barındıranlara vefakâr, vefalı insan deniyor. Ve yurt içinde vatandaşlar, siyasetçilerden bu özelliği hem sözlük anlamı olarak hem de sokaktaki karşılığıyla bekliyorlar. Hem vadettiklerinin arkasında duran bir şahsiyet iradesi hem de Hakk’a hukuka riayet eden, halka karşı minnetini unutmayan bir yönetici duruşu...
Vefasızlık, Türk Toplumunda aşağılık bir nokta olarak nitelendiriliyor. Vefasızların dağarcığında yalnızca bahaneler/mazeretler zinciri yer alıyor. Onlar için uzun soluklu insan ilişkilerinin ve geçmişten gelen hatırın da bir önemi olmuyor.
İçinde olduğum için bildiğim Ülkücü camianın fedakâr ve mukaddesatçı tavrı, vatan aşkı, vefasızlık ile diğerlerinden daha çabuk karşılaşmasına sebep olmuştur. Bizler, gemisini kurtaran kaptanları tanıdık ve onların dönemlerini yaşadık. Değerler zincirinin parçalanıp, vatan aşkıyla yanıp tutuşan karakterlerin bu sistemde öğütüldüğünü gördük.
Elbette bu problemleri yaşayan tek toplum değiliz. Medeniyetler her daim kendisine emek verenlerle karşı karşıya gelen sistemlere mahkûm olmuştur. Ve fakat bu sistemler sürdürülebilir değildir. Emek, ham maddedir ama sömürü maddesi değildir. Avrupa'da Rönesans ile birlikte kişi haklarını başka kişilere ipotek etmenin önüne geçildi ve her bireyin hakkı direkt hukuka bağlandı. İşçilerin hakkını sendikalara, halkın hakkını sistemli olarak demokratik siyasi kanallara, bürokratların hakkını da mahkemelere sevk etti.
Bazı siyasi sistemlerde ise mazlumların ve garibanların hakkı ahirete bırakan anlayışlar gelişti. Her ne kadar siyasetin içinde yer alsam da geri çekiliyor ve bir seçmen olarak kürsüdeki isimlere bakıyorum. Benim değerler zincirime, Türk Kültürüne vefa gösteren, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türk’ün Atasına kim vefa gösteriyorsa, onun yanında yer almayı, ona oy vermeyi seçiyorum. "Vefa aynı zamanda umudun can suyudur" diyerek bir sonraki yazım için zihnimi dinlenceye alıyorum.