Corona virüsü gittikçe yayılıyor.
Dünya ölçeğinde virüsün 117 ülkede var olduğu bildirildi ve nerede duracağı durdurulacağı konusunda hiç bir görüş ve öngörü yok.
Çalışmalar daha yeni başladı tahminler yapılıyor ama hiç bir bilim insanı kesine yakın bilgi veremiyor bilgiler sadece yorum noktasında kalıyor.
Tarihte bu tip salgın hastalıklar epeyce görülmüştür ve insanların hayatında çok önemli etkileri olmuştur.
Kuşkusuz salgın hastalıkların en etkilisi birinci dünya savaşında 50 milyon insanın ölümüne sebep olan İspanyol gribi olmuştur.
MÖ 396 da Kartacalılar, Roma’yı kuşatmış ve teslim almak üzere iken orduları içinde çıkan veba salgını sonucu geri çekilmek zorunda kalmıştı.
Roma’nın MÖ 396 yıkıldığını düşünürsek Anadolu ön Asya ve Kuzey Afrika tarihi nasıl yaşanırdı nerelere evrilirdi.
Avrupa’da tüm ortaçağ boyunca süren salgın hastalıklar da çeşitli tarihi kırılmalara da sebep olmuş Napolyon’un Rusya seferindeki başarısızlığının da Tifüs ve Dizanteri salgını ile ordusunun kırılması olarak gösterilir.
Amerikan iç savaşında Kuzey Orduları 220 bin askerini Dizanteri ve Tüberkülozdan kaybetmiş, tüm iç savaşta ise 100 bin askerini kaybetmişti.
Avrupa ortaçağda salgın hastalıklar yaşarken Osmanlı salgın hastalıklarla 1900’lü yılların başlarında Balkan Harbi sırasında karşılaşmıştı.
İstiklal savaşımızda ise ordumuzdaki hemen hemen tek nakliye aracı olan atlar ve katırları telef eden sığır vebası ile çok mücadele edilmişti. Anadolu halkının yüzde 20’sinin frengi hastalığına yakalandığı biliniyordu.
Tarih akışını değiştiren salgın hastalıklar gibi bu gün yaşadığımız virüs salgını birtakım değişikliklere sebep olacak mı?
Sanki günümüz dünyası bazı sonuçlara gebe gibi görünüyor.
Çünkü devlet hayatlarında ekonomi en az askeri güç kadar önemli bir konuma geldi.
Dünya üzerinde kıran kırana bir ekonomi savaşı yaşanıyor zaten.
Çin, Afrika’nın ve Asya’nın hemen hemen tüm limanlarının işletmesini almış bizim İstanbul kanalına da bu bağlamda sponsor işletmeci olarak katılacağı konuşuluyor. İpek yolu projesi ve dış satım olarak ABD’nin iki katına çıkması ekonomik savaşa başka bir boyut kazandırdı.
Tabii uç düşünceler de var.
Paranın tedavülden kalkacağı.
Dünya ekonomisini artık şirket devletlerin yöneteceği.
Şirket devletlerin dünyayı yönetebilmesi için milli devletlerin ortadan kalkması gerektiği.
Dünya ölçeğinde 1000 şehir devleti projesinin zaten uygulamada olduğu.
Bu gibi düşünceler de var.
Fakat bazı önemli hareketlerin eşiğinde olduğumuz net olarak görülüyor.
Buradan ne çıkar?
Millet olma bütünlüğünü sağlayabilmiş toplumlar.
Birliğini her türlü sağlayabilmiş toplumlar, ayakta kalacak ve hüküm sahibi olacak.
İşin ciddiyetini anlayalım.
Birbirimizi yemeyelim lütfen.