HÜDAPAR genel başkanı Yapıcıoğlu anayasanın 4. Maddesinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Bunu yeni söylemiyor, parti programları da bu içeriğe sahip. Dördüncü madde,ilk üç maddenin sigortası, onların değiştirilmesini 4. madde engelliyor.Bu madde var oldukça bu ülkenin resmi dilini, bayrağını, milli marşını, ülke ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü değiştirmek mümkün değil. Onun için başka emeli olan her grup bu maddenin değiştirilmesini istiyor.

Yapıcıoğlu’nun amacı da aynı, parçalı bir Türkiye istiyorlar.Nitekim aynı talebi DEM parti de yapıyor.

Fakat benzer düşünceler taşıyan ama konjonktür uygun olmadığı için -zamanını bekleyen- başkaları da var.

Onun için  gösterilen tepkilerin çoğu  inandırıcı olmaktan çok uzak. Özellikle iktidar kanadının bu işten çok rahatsız olduğunu düşünmüyorum.

Bir milleti bütün yapan ortak iletişim dili, ayıran ise dil birliğinin bozulmasıdır. Daha Erdoğan bugüne kadar hiç - tek dil- diyemedi. Tek devlet ancak tek dil ile mümkündür. Bunu söyleyememek anayasanın 4. maddesiyle korunan Türkçenin tek resmi dil oluşuna inanmamaktır.

Yapıcıoğlu bu sözleri söylerken yalnız değil. HÜDAPAR yüzde yarım oy bile alamayan bir parti. Genel seçimlerde de, yerel seçimlerde de Cumhur ittifakına  bir katkısı olmadı. Onu ittifaka dahil edenlerin de seçimlere yönelik bir beklentileri olduğunu sanmıyorum.

Erdoğan’ın daha baştan beri hedefi yeni bir anayasa yaparak ölünceye kadar iktidarda kalmaktı. Bunun için yeni anayasada bölge oylarını alacak    düzenlemelerin de olması gerekiyor.  Fakat toplumda dil ve milli bütünlükten taviz anlamına gelecek değişikliklere karşı ciddi bir direnç var. Bu direnci kırmak için birilerinin buzkırıcılık görevini üstlenmesi gerekiyor. İşte bu işi HÜDAPAR yapıyor. Bunlar Isınma hareketleri, arkası da gelecektir.

Bir şeyi çok konuşmak toplumu o şeye alıştırmak içindir. Şimdilik yapılan bu.

İktidarın nasıl bir yol izleyeceğini toplumsal tepkilerin şiddeti belirleyecek. MHP buna direnir mi? Bahçeli’nin bugüne kadar izlediği politikalara bakıldığında böyle bir beklentiye girmek pek gerçekçi gözükmüyor.Bahçeli’nin genel politikalarda hiç bir etkisi yok, Erdoğan’ın arada bir yaptığı ziyaretler, yandaş gazetelerde yapılan Bahçeli’nin etkisini abartan-Saray yönlendirmeli yorumlar hep MHP tabanına yönelik PR çalışması. Taban MHP’yi bırakmasın diye Bahçeli’nin ülke yönetimindeki rolü bilinçli olarak büyütülüyor.Cumhur ittifakına katıldığından beri MHP’nin tek bir milli politikası yok. Yapıcıoğlu’nun hezeyanlarına da cılız bir tepki gösterdiler.En güçlü tepkiyi  ve en doğru sözü sn Dervişoğlu verdi:”Malazgirtte adamın elini kaldırırsanız o da gelir parmağını gözünüze sokar”dedi.

Bu,milli devleti yok etme teşebbüsünü durduracak olan milletin karar ve iradesidir. Türkiye ülke ve milletiyle parçalanmaz bir bütündür, bunu ne Yapıcıoğlu ne de onu konuşturanlar değiştirebilir.