PKK’nın meydanlarda taşıdığı Barzani bayrağı artık mecliste çıkarılıyor. DEM partili Sırrı Sakık, meclis kürsüsünde bu bayrağı göstererek meydan okudu. Bu aslında Sakık ve partidaşlarının nereye mensubiyet duyduklarının bir ifadesiydi. Aynı Sakık daha önce de bir meclis konuşmasında Türkiye ve Türk milletini “Ermeni soykırımcısı” olarak suçlamıştı.  Ne yazık ki, bu tiplerin meclise girmesini engelleyen bir düzenleme yok. Kim bu millete hakaret ediyor, aşağılıyorsa yanına kar kalıyor. AKP iktidara geldiğinden beri iktidarın birinci önceliği Erdoğan’ın saltanatını, itibarını korumak oldu. Devletin, milletin şeref ve haysiyeti hiçbir zaman gündemlerinde olmadı.

Çeyrek asırda siyaseti o hale getirdiler ki, “olmaz” diyebileceğimiz hiçbir şey kalmadı.

Şu son gösterilerde bile onlarca ahlak dışı yalan haber servis edildi. Gürcistan’daki gösteriler Türkiye’deymiş gibi sunuldu, camide güreş tutan İbda-C unsurları Saraçhane göstericileri olarak takdim edildi. Amaca ulaşmak için her ahlaksızlık mübah sayıldı.

Rahmetli Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” diye meşhur bir lafı var. Tutarsızlığı, politikadaki anlık değişimlere bağlayarak meşru göstermeyi ifade eder. Bugün artık saatlik değişimlere tanık oluyoruz, kimsenin tutarlı olmak diye bir derdi yok!

Bunun en yakın örneklerinden biri İmamoğlu’na “Kent Uzlaşısı” nedeniyle yöneltilen terör örgütü suçlaması. DEM parti ile yapılan seçim iş birliği savcılık tarafından örgüt üyeliği olarak kodlanmış. Bir kişiyi örgüt üyesi veya yöneticisi olarak itham etmek için önce örgütü belirlemek lazım. Savcının örgüt dediği DEM parti. İmamoğlu bu parti ile iş birliği nedeniyle suçlanıyor, ama aynı iş birliğinin diğer tarafı olan ve örgüt olarak nitelenen DEM parti ile ilgili herhangi bir soruşturma yok. İki taraf iş birliği yapacak, örgüt dediğine dokunmayacak ama onunla seçim iş birliği yapana “Sen bunlarla niye iş birliği yaptın” diyerek içeri tıkayacaksın? Buna adalet denilebilir mi?

Dahası İmamoğlu’nun suçlandığı parti ile şimdi AKP ve MHP’nin iş birliği yapmasıdır. Erdoğan ve Bahçeli yaptığında normal, başkaları yaptığında suç. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Zamanın Ankara valisi Nevzat Tandoğan’ın tutuklanarak huzuruna getirilen rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’ye söylediklerine…

Şöyle demişti Tandoğan: “Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek.”

Tandoğan’nın bu sözü söylediğinin üzerinden 81 yıl geçti, hiçbir şey değişmedi. Sözün bugünkü versiyonu, “Ulan DEM’le seçim iş birliği yapmak size mi düştü? Memlekete DEM veya Apo lazımsa onu biz yaparız. Size düşen çocuklarınızı askere göndermek, saltanatımızı korumak ve bize kayıtsız şartsız itaat etmektir.” 

Dünya değişiyor biz ise hala aynı yerdeyiz. Sol/ sağ/İslamcı fark etmiyor, zihniyetler aynı olunca ideolojik farklar ortadan kalkıyor. Sağcı , solcu, İslamcıyız ama hep birlikte Makyavelist ve diktacıyız.