AKP Devri iktidarında, Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmesi yapılmıştır. Cumhuriyetin kazanımları, ne var ne yok, devri iktidarlarında haraç mezat satılmıştır.

AKP'nin ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan o günlerde özelleştirme ile ilgili ibretlik cümleler sarf etmiştir: "Satacağız, satacağız, her şeyi satacağız. Kar edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız. Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarana kadar satacağız. Pamuk eller cebe. Yerli yabancı herkes gelsin." Bir konuşmasında ise "Babalar gibi satacağız" demektedir. Bu cümleler, AKP'nin yapmak için değil, satmak için geldiklerinin açık itirafından başka bir şey değildir. 24 yıllık devri iktidarlarında satılan da, yapılan da ortadadır. Hiçbir vaadini yerine getiremeyen veya getirmeyen AKP, devletin malını satma vaadini eksiksiz yerine getirmiştir.

Cumhuriyetin kazanımları olan en büyük şirketlerinden tutun da en büyük fabrikalarına, otellerine, limanlarına, en güzel arazilerine, en değerli maden sahalarına, stratejik üretim araçlarına kadar ne varsa "şeker fabrikaları" gibi bir tanesi bile bırakılmadan satılmış; dış borç 4 kat artmış, işsizlik patlamış, ülke büyük bir göç akınına uğramış, sanki yurdumuz yabancılar tarafından silahsız işgal edilmiştir. Türkiye, dünyanın en fazla göç alan ülkesi konumuna gelmiştir.

AKP Devri iktidarında, yani 2002 yılından bu yana 273 kuruluşta varlık satışı yapılmış, bunlardan 268 kuruluşta maalesef devletin hiçbir hissesi kalmamıştır. Kalan 5 kuruluşta ise hisse miktarı çok cüzidir.

273 şirket, tesis, banka, fabrika satan AKP, blok satış yapacak bir şey kalmayınca, varlık satışlarına ağırlık vermiş; kamu arazilerini, enerji üretim santrallerini, enerji dağıtım şebekelerini satmış; bunun yanı sıra 4 binden fazla gayrimenkulü satmıştır. 2 binden fazla gayrimenkul de satılmak üzere satış portföyüne eklenmiştir. Satılacak değerler listesine kara yolları, köprüler ve 30'a yakın kamu kuruluşunun da satılması planlanmaktadır.

Özelleştirmeye tam gaz devam edilmektedir. Ayvalık, Didim, Datça, Çeşme, Bodrum, Alaçatı, Ankara gibi 17 ilde toplam 243 arazi Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla özelleştirme programına alınmıştır. Bunlarla birlikte, hazinenin ne kadar deniz, orman arazisi, yaylaları, maden sahaları varsa 75 yıllığına kiraya verilecektir.

Ülkemizin en büyük orman yangınları AKP Devri iktidarında olmuştur. AKP Devri iktidarındaki işsizlik başka hiçbir dönemde bu kadar yüksek olmamıştır. Bu denli bir hayat pahalılığını bu ülke hiç yaşamamıştır. Her 4 üniversite mezunu gençten 3'ünün işsiz olduğu bir dönem hiç görülmemiştir. AKP Devri iktidarında, 300 bini aşkın kişi Cumhurbaşkanı'na hakaretten yargılanmıştır. Saymakla bitmeyecek kadar olumsuzluklar AKP Devri iktidarında yaşanmıştır. Hiçbir dönemde bu dönemdeki kadar orman arazisi, maden aramak, tesis kurmak veya turizm gibi sebeplerle orman vasfını kaybetmemiştir. Yanan ormanların 1.7 katı kadar orman, orman arazisi olmaktan çıkarılmıştır.

AKP iktidara geldiğinde ülkemizin dış borcu 124.9 milyar dolardı. Bugün ise bunca şirket, fabrika, arsa, arazi satılmasına rağmen borcumuz 435.1 milyar dolar olmuştur. Dış borcun milli gelire oranı %59.1'dir. Yani ülkenin yüz dolarlık gelirine karşılık 59.1 dolar borcu vardır. Başkanlık sistemi ekonomide deprem etkisi yaratmış, bütün ekonomik göstergeleri altüst etmiştir. İktidara geldiklerinde dolar 1.5 lira, bugün ise 34 lira olmuştur.

Yolun sonu görünmüştür. Ülkeye verebilecekleri hiçbir şeyleri kalmamıştır. Gitme zamanı çoktan geçmiştir. Ülke yönetimini içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Orta direk bitmiş, iktidar kendi zengini yaratma uğruna milyonlarca yoksul yaratmıştır. Milli ekonomi sadaka ekonomisine dönmüş, hiçbir geliri, üretimi olmayan devlet, sadece vergi gelirleriyle ayakta durma gayretine girmiştir. Yani deniz tükenmiştir.