Hep deriz ya zamanlama manidar
Malum yerli ve Milli Eğitim Bakanlığımız okullarda andımızın okunmasını bir genelge ile kaldırmıştı.
Gerçek yerli ve Milli Türk Eğitim sendikası genelgenin iptali için Danıştay’a başvurmuştu.
Devletimizin yüksek yargı organı da bakanlığın genelgesini iptal etti.
Yerli ve milli görünüp aslında ne yerli nede milli olan devletimizin Milli Eğitim Bakanlığı’da Danıştay’ın iptal ettiği “andımızın okullarda okutulması”nı isteyen karara itiraz etti.
(Andımızda geçen cümleler ne kadar batmış anlayalım)
Milli olmayan Milli Eğitim Bakanlığının itirazını değerlendiren Danıştay, daha önce aldığı iptal kararını değiştirerek, andımızın okullarda okutulmama kararını onayladı.
Danıştay’ın kararı görüşme ve karara bağlama zamanı, HDP milletvekillerinin fezlekelerinin meclis gündemine geldiği ve siyasi gerilimin yoğun yaşandığı bu günlerde tabiri caizse karambola getirilmek istenerek alınması, gözlerden kaçmamalı.
Bu gayrı milli kararları adı Türk devleti olan mekanizmanın bakanlıklarından ve yüksek yargısından gelmesi tabii ki Türk milleti ile Türk devletinin arasındaki bağları esnetmeye, zedelemeye, sonucunda da koparmaya yönelik olduğu aşikârdır.
Bu yasaklar yeni değil tabi. Daha önce devlet dairelerindeki tabelalardan T.C ibareleri sökülmüştü, anayasadaki ilk 4 madde ve Türklük tanımları tartışma konusu yapılmıştı. Türk devletinin kurucuları “iki ayyaş” olarak nitelenmişti. Türk devletini hem de terör yolu ile emperyalizm tarafından kullanıldığı bilinen bölücüler ile devletin saraylarında anayasa taslakları hazırlanmıştı.
Türk milleti ile Türk devletinin iltihakını bozma girişimleri uzun bir zamandır devam ediyor, edecekte.
Atasözümüz “Su uyur düşman uyumaz” der.
Devletimizle iltihakımızı zedelemeye çalışanlara Türkler olarak bir cevabımız olması gerekir tabi.
Fakat bir sorunumuz var ki milletimizin banisi Atatürk’ün de bir anlatımında söylediği gibi, En zor iş olarak bir önemli saldırı karşısında Türk milletini hareketlendirmek olduğu, daha zorunun ise Türk milletinin hareketlendikten sonra durdurulamayacağı olduğudur.
Türk milletinin İstiklal Savaşımıza gelene kadar hareketlenip ayağa kalkması için 250 sene geçmesi gerekti.
Milli değerlerimize yapılan saldırılarda en azından karşı durmak için ne olması lazım.
Nutuk’un Türkiye’de toplatılıp basımının yasaklanması, Atatürk’ün resimlerinin ve sözlerinin yazıldığı tabloların okul duvarlarından kaldırılması, her pazartesi sabahı öğrencilerin İstiklal Marşımızı arapça okuması.
Türkiye adının değiştirilmesi.
Devletin adının “Anadolu İslam Cumhuriyeti veya Anadolu Federe Devleti” olması .
Türk bayrak kanununun düzenlenip değiştirilmesi.
Laikliğin anayasadan çıkartılması.
Para biriminin adının ve kendisinin değiştirilip “İslam Dinarı” adıyla yeni bir para birimine geçilmesi .
Türkiye’nin federal bölgelere bölünerek yönetilmesi.
Uzatabiliri ..
Bunlar konuşulmuyor mu zannediyorsunuz?
Sadece zamanlama....