Zafer Partisi İBBB adayı Azmi Karamahmutoğlu partisinin Eskişehir mitinginde yaptığı konuşmada, kısaca özetlersek, 31 Mart’taki yerel seçimlerinin ardından Türkiye siyasetinde büyük değişim yaşanacağı iddiasını ileriye sürdü: ‘’Yeni siyasal aktörler, yeni siyasal partiler, başarısız genel başkanların yerini yeni genel başkanlarla değiştirmesi gibi yeni umutlar belirecek.’’ dedi.
Bu açıklamanın cumhur ittifakı partileri açısından hiçbir geçerliliği yok. Tayyip Bey sadece on ay önce milletten vize aldı. Ak Parti arkasında tek vücut olmuş durumda. Alınacak sonuçlar ne erken seçim getirir nede partide bir değişikliğe yol açar. MHP, 17 Mart’ta kurultayını toplayacak ve yönetimini belirleyecek. Normalde hiçbir parti seçimden on beş gün önce kurultay toplamaz. Bu duyulmuş, görülmüş bir şey değil. Aday gösterilmeyen, listelerde umduğu yeri bulamayan delegelerden çekinir parti yöneticileri. Azmi Bey gibi muhtelif nedenlerle MHP’den kopmuş ülkücüler, MHP’deki vaziyeti anlayamıyorlar.
Sanıyorlar ki MHP’nin başında dar bir kadro var ve MHP teşkilatları, ülkücüler bu kadroyu benimsemiyor ama güç onlarda olduğu için itaat ediyorlar. Bu en azından ülkücüleri tanımamak, küçümsemek. MHP’deki ülkücüler Devlet Beyi ve ekibini destekliyorlar çünkü onlar gibi düşünüyorlar. Daha doğrusu Devlet Bey, MHP’de oluşan iradeyi yansıtıyor. Bu nedenle Devlet Bey muhalifi ülkücüler her seçimden, her kurultaydan sonra düş kırıklığı yaşıyorlar. Kaldı ki MHP’de hiç olmadığı kadar teşkilatlardan ve ocaklardan yetişmiş ülkücüler ön planda.
Milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları, MKYK üyeleri ve yerel yönetim adayları hep ocaklı. Ülkücüler, tabanın sesi dinlenmiyor diye MHP’den ayrılanların kurduğu İyi Parti ile MHP’nin milletvekillerini karşılaştırınca farkı görüyorlar. İyi Partinin meclis grubunda ülkücüler azınlığın azınlığı. En büyük grup iş adamları. BBP kurulduğundan beri %1 civarında oy alıyor ve varlığını sürdürüyor. Seçimlerden sonra sonuçlar her ne olursa olsun cumhur ittifakında dalgalanma olmaz. Ak Parti ile MHP’nin yollarını ayırması sadece bir hayal.
Meral Hanım, genel seçimlerden sonra İyi Parti politikalarında ve kadrolarında devrim niteliğinde değişiklikler yaptı. Çeşitli kademelerde görevli binlerce insan partiyi terk etti. Meral Hanım bu süreci inanılmayacak kadar kötü yönetti. Anketlerde %4’lere kadar düşen İyi Partinin oyları, kasım ayından sonra yükselişe geçerek %8-9 nispetine ulaştı. 2019 yerel seçimlerinde %7 civarında oy alan ve 21 tane ilçe belediye başkanlığı kazanan İyi Parti, her halükarda çok daha başarılı sonuç alacak. Zira kendi partilerinden aday gösterilmeyen çok sayıda başarılı belediye başkanı İyi Parti adayı oldu. Yani Büyük Kongresini genel seçimlerden hemen sonra toplayan İyi Partide köklü değişiklikler gerektirecek bir durumun ortaya çıkması mümkün değil.
Genel Başkan değişikliği olması en muhtemel parti, CHP. CHP, seçimlerden mevcut belediyelerini ve oy oranını genel itibariyle koruyarak çıkarsa, statüko devam eder. İstanbul kaybedilirse toplanacak büyük kurultayda Ekrem Bey ile Kemal Bey yarışır. İstanbul kazanılır fakat başka belediyeler kaybedilirse ve partinin aldığı oy oranı düşerse, toplanacak büyük kurultayda Ekrem Bey ile Özgür Bey yarışır. Yani CHP’de değişim olabilir ama yeni aktörler yahut yeni fikirler söz konusu olmaz. Eski, tanıdık, bildik aktörler pozisyon değiştirebilir.
Seçimden sonra tarihe karışacak veya varlıklarını suni teneffüsle bir süre sürdürebilecek partiler var. Gelecek, Deva ve Memleket partileri gibi. Siyaset mezarlığında yerlerini alacaklar. Halka dayanmayan bu partiler, liderlerinin şahsi hırsları nedeniyle kuruldular. Bu partiler liderlerini değiştiremezler, değiştirseler de varlıklarını sürdüremezler. Deva ve Gelecek birleşmeyi deneyebilirler veya Saadetle birleşebilirler. Ama bu operasyonlar sonucu değiştirmez.
Seçimlerden güçlenerek çıkacak bir parti var: Yeniden Refah. YRP oy oranını %5’in üzerine çıkaracak. Çok sayıda belediye kazanamasa da Ak Partiye kaybettirecek. Seçimden sonra erime sürecine girecek olan Deva, Gelecek ve Saadetten Yeniden Refaha yoğun katılımlar olması muhtemeldir. Yani siyaset arenasına yeni bir aktör girmeyecek, mevcut bir aktör güçlenecek.
Dem Parti muhtemelen genel seçimlerde aldığına yakın oy alacak. 2019 senesindeki yerel seçimlerde kazandığı belediyelerden birkaçını kaybedebilir. Eş başkanlar genel seçimden sonra göreve geldiklerinden çok büyük oy kaybı olmadıkça pozisyonlarını kaybetmezler. Aksi olsa bile bunun bir anlamı yok. Zira onlar gerçek liderler değiller. Sadece konu mankeniler.
Zafer Partisi, seçimlerden pozisyonunu koruyarak çıkacak gibi gözüküyor. Dramatik bir oy artışı yapması mümkün değil. Zira iddialı değil. Yerel seçimlerde halk seçimleri kazanma ihtimali olan partilere yönelir. Zafer Partisinin hiçbir ilde yahut büyük ilçede güçlü adayı yok. Dolayısıyla Zafer, sığınmacılara karşıtlığı birinci önceliği olan seçmenlerle MHP ve İyi Parti küskünlerinin oyunu alacak. Zafer sığınmacı problemiyle özdeşleşmiş durumda. Kendini çok dar bir alana hapsettiğinden büyümesi, oy tabanını genişletmesi çok zor.
Yavuz Ağıralioğlu gibi siyasetçiler parti kurabilir ama başarılı olmaları çok zor. Zaten ülkede milliyetçi (MHP, İyi Parti, Zafer ve BBP), muhafazakar (Ak Parti, Yeniden Refah, Saadet) ve sol (CHP, TİP ve Dem Parti) seçmenlere hitap eden çok sayıda parti var. Kısaca Azmi Beyin öngörüsü hiçbir veriye dayanmıyor, dolayısıyla bir tespit değil sadece bir temenni. Söylediklerine inanıyorsa hayal kırıklığı yaşayacak. Gündem olmak ve dikkatleri üzerine çekmek için bu sözleri söylediyse çok başarılı oldu. Tebrikler.