27 Mayıs 1960 askeri darbesinin kudretli Albayı Alparslan Türkeş radyoda ihtilal bildirisini okuyarak Büyük Türk Milletine adını duyurdu.

Türkeş darbeden hemen sonra Başbakanlık Müsteşarlığı makamına oturdu.

Yani fiilen Başbakan oldu.

Orgeneral Cemal Gürsel, Devlet ve Hükümet Başkanı aynı zamanda MBK'nin de başkanıydı.

Başbakanlık Müsteşarlığı bürokraside çok önemli bir görevdir.

Bürokrasinin Genelkurmay Başkanı diyebiliriz.

Başbakanlık Müsteşarı ve MBK Üyesi Kurmay Albay Alparslan Türkeş 28 Mayıs 1960 tarihinde Dışişleri Bakanlığına atanan eski alaylı diplomat Büyükelçi Selim Sarper'i makamına davet ederek özetle şunları söyledi:

"Sayın Bakan, Bakanlığınız İktisadi ve Ticari İşler Dairesi Genel Müdürü Mehmet Baydur'u Vaşington'dan tanırım. Kendisi benim yakın arkadaşımdır. Baydur'a kefilim. Uygun bir yere Büyükelçi olarak atanmasını Sizden rica ediyorum."

Çiçeği burnunda eski alaylı diplomat yeni Dışişleri Bakanı Sarper, darbenin kudretli Albay'ı Alparslan Türkeş'in talimat niteliğindeki ricasını anında reddederek şunları söyledi: "Albay'ım Dışişleri Bakanlığı da aynen askeriye gibi kıdem ve liyakate çok önem verir. Baydur arkadaşımız çok yetenekli ve çalışkan ama henüz kıdemi yeterli değil, biraz daha Bakanlıkta çalışması gerekir."

Selim Sarper'in cevabı Albay Türkeş'i memnun etmez ama yapacak bir şey yoktur.

Eylül-1960'da Devlet Başkanı Cemal Gürsel Başbakanlık Müsteşarını acele olarak makamına çağırır, "Türkeş bana bir Ticaret Bakanı bul!" diye talimat verir.

Türkeş ise Haziran başında Büyükelçi olarak atamasını yaptıramadığı kadim dostu Mehmet Baydur'un Ticaret Bakanlığına atanmasını sağlar.

Selim Sarper Ticaret Bakanlığına atanan eski memuru Mehmet Baydur ile Bakanlar Kurulu'nda beraber çalışmak mecburiyetinde kalır.

Böylece rahmetli Bülent Ecevit'in eski Bacanağı Mehmet Baydur, arkadaşı Türkeş sayesinde 6.9.1960 - 20 Kasım 1961 tarihleri arasında Ticaret Bakanı olarak görev yapar.

Alaylı bir Diplomat olan Dışişleri Bakanı Selim Sarper 22 Şubat 1962 tarihinde Talat Aydemir ve arkadaşlarıyla işbirliği yaptığı gerekçesiyle Başbakan İnönü tarafından görevinden alındı ve yerine Londra Büyükelçisi Feridun Cemal Erkin atandı.(1962-1965)

Sivil yönetime geçilince Ticaret Bakanı Mehmet Baydur Bonn'a Büyükelçi olarak atandı.

01.11.1961 - 09.04.1964 tarihlerinde Bonn'da Büyükelçilik yapan Baydur'un şanssızlık peşini bırakmadı.

Baydur, Ticaret Bakanlığı yaptığı süreçte "Arpa yolsuzluğu"ndan dolayı Yüce Divan'da yargılanarak beraat etti.

Büyükelçi Mehmet Baydur Yüce Divan kararıyla beraat etti ama Dışişleri Bakanlığında kızak ve pasif bir göreve atandı.

İşbaşında Ürgüplü koalisyon hükümeti vardı.

Ekim-1965'de de genel milletvekili seçimi yapılacaktı.

27 Mayıs'a karşı bir alerjisi olan ve Genel Başkan Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi'nin iktidara gelmesi kuvvetle muhtemeldi.

İhtilalin Ticaret Bakanı'nın beraat etmesine rağmen, tekrar yurtdışına Büyükelçi olarak atanması neredeyse imkânsız gibi bir şeydi.

Çaresiz kalan Mehmet Baydur bir Yargıtay Üyesi aracılığıyla MP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı'ya ulaşır ve derdini anlatır.

Baydur'un kadim dostu Türkeş ise 1 Ağustos 1965 tarihinde CKMP Genel Başkanı seçilmiştir.

Yani Mehmet Baydur'un eli güçlenmiştir.

Ürgüplü Hükümetinde CKMP ile MP'nin dörderden toplam 8 bakanı vardı.

Bölükbaşı ve Türkeş Bakanlarına kesin talimat verirler.

"Mehmet Baydur Ottawa'ya Büyükelçi olarak atanmaz ise hiç bir kararnameye imza atmayınız ve sistemi tıkayınız."

Bu arada Millet Partisine gazetesiyle destek veren Kemal Ilıcak, MP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı'yı bizzat ziyaret ederek "Abi Beyrut Büyükelçimiz Vahit Halefoğlu vatansever ve milliyetçi birisidir. Moskova Büyükelçisi Hasan Esat Işık şu anda Dışişleri Bakanı, Moskova Büyükelçiliği kadrosu boş, Sizden özellikle istirham ediyorum Beyrut Büyükelçimiz Vahit Halefoğlu'nun Moskova'ya Büyükelçi olarak atanabilmesi için siz değerli büyüğümün şahsi yardımlarını istirham ediyorum."

Bölükbaşı bu sefer aynı metodu dener ve Başbakan Ürgüplü'ye baskı yaparak Halefoğlu'nun Moskova'ya atanmasını sağlar.

Osman Bölükbaşı ve Türkeş sayesinde, Mehmet Baydur Ottawa'ya, Bölükbaşı sayesinde ise Vahit Halefoğlu Beyrut'tan Moskova'ya naklen Büyükelçi olarak atanır.

Vahit Halefoğlu'nun Moskova'daki saltanatı uzun sürmez.

Ürgüplü Koalisyon Hükümeti'nin Dışişleri Bakanlığını yapan Hasan Esat Işık görev süresi sona erince Başbakan Demirel'e rica ederek ve tekrar eski görev yeri olan Moskova Büyükelçiliğine atanmasını sağlar.

Moskova Büyükelçisi Vahit Halefoğlu ise mecburen daha küçük bir post olan La Haye (Hollanda) Büyükelçiliğine atanır.

La Haye Büyükelçiliğine apar-topar atanan Vahit Halefoğlu yıllar sonra bunun rövanşını almış ve tekrar Moskova Büyükelçiliğine atanmış (1982-1983) ve akabinde Dışişleri Bakanı olarak jübilesini yapmak şerefine nail olmuştur.

Mehmet Baydur Personel ve İdari İşler Genel Müdürü (Bakan İdari ve Mali İşler Yardımcılığı) ve Madrid Büyükelçisi,

Vahit Halefoğlu ise Moskova Büyükelçisi ve Dışişleri Bakanı iken Osman Bölükbaşı'nın tek oğlu Ahmet Deniz Bölükbaşı'ya sıkıntılı günlerinde abilik görevlerini bihakkın yerine getirmişlerdir.

Bazen anlı-şanlı bildiğimiz insanların sıkıntılı günlerinde başkalarından yardım istemek mecburiyetinde kaldıklarını üzülerek görüyoruz.

DÜŞMEZ KALKMAZ BİR ALLAH.

Bu vesileyle Bölükbaşı, Türkeş, Baydur ve Halefoğlu'nu rahmetle ve şükranla anıyorum.