Ne Umduk Ne Bulduk? Nerelerden Nerelere Geldik?

Sığ kafalar anlamadılar...

Biz siyaset yapmak istemedik...

Hala da istemiyoruz..

Bizim ideallerimiz vardı....

Bizim bir ülkümüz vardı...

Biz sizi Kurucu iradeye sarılacak sandık....

Biz ruhunuzu Kuvayı Milliyecilerdendir sandık...

Biz rejimimize sahip çıkacaktık...

Dümdüz, bodozlama, kalbimizin gösterdiği hedefe, beynimizin bile bize engel olmasına izin vermeden ilerlemek istedik...

Amacımız üç beş zavallının düşündüğü gibi ne bakan olmaktı, ne makam almaktı....

Bizim kutsalımız madde değildi, bizim kıymetlimiz mevki değildi.....

Biz tertemiz umutları, hayalini bile kurunca Türkiye için çırpınan kalpleri ile yaşları kaç olursa olsun saf ve kirlenmemiş çocuklardık.....

Sizler bizi tanıyamadınız....

Sizler bizi anlayamadınız....

Hayır özür diliyorum; Siz bizi anladınız. Çok da iyi anladınız....

Sizin amaçlarınız farklı, bizimkiler farklıydı...

Baktınız ki biz size tökez olacağız, baktınız ki dar oligarşik yapınızı dağıtacağız, küçük olsun bizim olsuncu kafanızı kıracağız....

Tehlikeyi hemen fark edip, kahpeliklerin en kahpeliğini, adiliklerin en adiliğini yaparak bizleri bertaraf ettiniz....

Aslında sizi anlayamamış olan bizlermişiz ki ardınıza takılmışız....

Sizde biraz utanma duygusu olsa, biraz tanrının o güzel duygularından nasiplenseniz; karşımıza geçip zafer naraları atmaz ve hatta rejimi değiştiren parti ile ittifak yapabilme sinyalleri vermezdiniz...

Samimi olmak bu kadar mı zordu?...

Etrafınıza demir perdeler ördünüz...

Önceden insanlar genel başkana her şekilde ulaşabilirken, telefonlarını sekretere verdiniz, o sekretere de bir sekreter daha koydunuz.

Genel başkana yakın insanlar genel başkanın kimseyle görüşmemesini, telefonlarının kapalı olmasını, ulaşılmaz olmasını büyük övünç İle anlattılar....

Onlar Genel Başkanı Genel Merkez Tapınağının baş rahibi olarak görmek istediler...

Tipik bir klan topluluğu yaratmak istediler ve başardılar....

Tüm bunların, insan satmanın, jurnalciliğin, grupçuluğun, ekipçiliğin, klikçiliğin adını “İlmi Siyaset” koydunuz....

Klanınızın yönetim şekli otokrasiydi... Kelle aldınız, Atamalar yaptınız, Astığınız astık, Kestiğiniz kestik oldu. Ne kadar yanlış işler yaptınız....

Böyle mi kazanacaktınız kaybetmek üzere olduğumuz ülkemizi?

Biz Lideri burun ucu bizim göğsümüzü gösteriyor, gözleri samimiyet ile gözümüzün içine bakıyor iken sevmiştik. Neden Lider burun ucu istikametini kaf dağına doğrulttu?

Yaşa, varol, alkış takımı olarak bunu niçin engellemediniz?...

Uyarmak yerine sensin büyüksün yücesin diyerek

Lidere ne büyük kötülük yaptığınızı bilmiyor muydunuz?.......

Biliyordunuz....

Billahi de biliyordunuz....

Bu seçim sürecindeki mitinglerdeki lider ile MHP kurultayı sürecindeki lider aynı lider miydi?...

Biz 15 Mayıs 2016’da TOMA’ların önünde demir bariyerlere tutunup sanki Türkiye’nin Benazir Butto’su olan, içimizdeki mücadele ruhunu şaha kaldıran ve bunu yaparken son derece samimi olduğuna emin olduğumuz kadın lideri aradık hep....

Hiç mi anlamadınız?......

O istisnasız ülkedeki herkesin hayranlığını kazanan lideri gündelik basit siyasi hesaplar yapan zihniyetiniz ile daracık kalıplarınıza nasıl hapsettiniz?...

Liderin etrafına eş ,dost, tanıdık markalı, halkı tanımayan bilmeyen bir sürü kara kargayı nasıl yığdınız? Ve bizim bir mitoloji kahramanı gibi gördüğümüz ve kabul ettiğimiz o lider buna nasıl izin verdi? Size daha önce söylemediler mi bunların kılavuzluğunda alınan oy oranı %7 ve %9 olur diye....

Bu tipler gelene sövdüler, gidene sövdüler...

Bu tipler geleni aşağıladılar, gideni engellediler...

Ona iftira attılar, bana iftira attılar....

Bunların ortak özellikleri çok ve boş konuşmaktı. Bunların; kimi akademisyenim manevi kızıyım, manevi damadıyım diyenler, kimi ben şöyle fedakarlık böyle korumalık yaptım diyenler, kimi evimi sattım, kimi arsamı sattım, kimi ben lider ile WhatsApp grubundayım diyen, kimi lider bize danışmadan hareket etmez diyenlerdi. Ve haklıydılar. Lider onlara bu tavizi vermişti....

Resmen millete savaş açtılar... Buldozer gibi önlerine çıkanı devirdiler, ezdiler, çiğnediler.. En acısı da bunu Liderin onayı ile yaptılar....

Şimdi kimi saçma sapan gerekçeler ile kaçtı, kimi onlarla bir olup yaptıklarına umarım pişman oluyordur...

Buyurun şimdi sen, ben ,bizim oğlan birbirinizi teselli edin, birlikte gülüp söyleyip oynayın, zaferinizi kutlayın.....

Rejim değişmiş..... “Olsun varsın”.... “Kimin umurunda”...

Biz üzülmüşüz....”Amaaaan yarın unuturlar banane”...

Size inananların kalbi kırılmış.... “Ne olacak canım 8 aylık doğduk hemen yürüyemeyiz ki”.....

Dersiniz..... Dersiniz.... Dersiniz de dersiniz....

Sizin savunma mekanizmanız bitmez...

"Hangi Meral" yazısını yazdım diye perişan ettiniz....

Eleştiri yağmuruna tuttunuz... Ne makam meraklılığımı, ne düşmanlığımı, ne saygısızlığımı bıraktınız....

Fakat siz o yazıyı başarısızlığa giden yolda uygun adım ilerleyen bir Lideri, taaaa uzaklardan çıkarıp kurtarmaya çalışan birinin haykırışı olarak okumak istemediniz....

Seçimi kaybettiniz...

Siz ne kadar kazandık deseniz de,

Türlü bahaneler uydursanız da kaybettiniz.....

Ya bu kez tüm samimiyetiniz ile bir özeleştiri yapıp, vatan sevdalısı, gözü kara çılgın Türkleri çağırıp helalleşir yarım bıraktığınız işi tamamlayacaksınız ...

Ya da size inanıp dinleyecek birileri bulabilirseniz tekrar “dip dalga” masalları anlatacaksınız....

Kendinize gelmezseniz;

Bizler ya kendi içimizde yeni bir Kuvayı Milliye ruhu yaratıp seferlere çıkacağız....

Ya da;

Eteklerimizde güneş rengi bir yığın yaprak,

Ve bir zaman bakacağız semâya ağlayarak...