İnsanın hayatı, insanın hayalidir derler. Gerçekten de insan dünyada, hayal ettiği kadar vardır. Hayalsiz, hiçbir şey yapılamaz. İnsanın düşleri olmadan her yer ona uzaktır. Hayal etmeden gerçeğe ulaşmak da neredeyse imkansız gibidir.

İnsanın hayal gücü ne kadar büyük ve özgür ise gerçeği ve başarıyı yakalaması da o kadar kolaydır.

Bugün hayatta başarılı olan insanlara baktığımızda daha küçük yaşlarda kurdukları hayallerinin büyük ve özgür olduğunu gözlemliyoruz.

Başarmak için çıkılan yolda büyük hedeflere ulaşmak için azimli ve kararlı olmak şarttır. Çünkü dünyada hedefine varabilen en büyük işler büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır.

Başarı zamana, mekâna veya şartlara değil, insan faktörüne bağlı bir sonuçtur. Çünkü aynı mekân ve aynı zamanda aynı malzemeleri kullanan insanların kimisi başarıyı yakalarken kimisinin başaramaması tamamıyla insan faktörüne bağlı bir neticedir.

Başarılı insan, herkesten daha iyi yapabileceği şeyleri yapmak için elinden gelen bütün gayreti esirgemeyen liderlik ruhuna sahip kimselerdir.

Başarılı insanlar başarmak için çıktıkları yolda karşılaştıkları problemlerden korkma yerine onlara çözüm yolları arayan ve bulanlardır. Başarısız insanlar ise genellikle problemleri kabullenip ve onları çözemeyeceği düşüncesine kapılarak yenilgiyi kabul edenlerdir.

İnsan hata yapmaktan asla korkmamalıdır. Çünkü hata yapacağım diye korkanlar aslında hiçbir işi yapmayanlardır. Aslında hatalarımız, kaybolan çabalarımız değil, başarıya giden yolda bize yol gösteren tecrübelerdir. Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanların, sonunda başarıyı elde ettiklerine dair örnekler alabildiğine çoktur.

İş dünyamız küçükken hayal kuran ve bu hayalini gerçekleştiren insanların başarı öyküleri ile doludur.

Bir yayınevinde yayın yönetmenliği yaparken, Türkiye’nin sayılı iş adamlarının başarıya giden yoldaki hayat serüvenlerini kitaplaştırma çalışması yapmıştık. Kitapta hikâyesi yer alan onlarca iş insanların mücadelelerinde, nefes kesen başarılarını vurguladıkları andan hemen sonra genellikle şöyle bir cümle ile karşılaşmıştık:

“Küçükken kurduğumuz hayallerimiz gerçek oldu. Bu hayallerimizi gerçeğe dönüştürürken bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştik ve bu kadar zor olacağını bilmiyorduk.”

Adıyaman’ın Gerger ilçesinden çıkarak İstanbul’a gelen ve burada başkalarının yanında çalışarak iş hayatına başlayan Samsama kardeşlerin öyküsü de adı zikredilen kitaptaki benzer hayatlardan birini oluşturuyor. Sıfırdan başlayıp bugün kendilerine has markalarıyla dünyaya açılan bir hazır giyim şirketinin ve markasının sahipleri olan bu kardeşlerin öyküsü aslında Anadolu’dan yola çıkarak başarıyı yakalayan diğer iş adamlarımızın öyküsüyle birebir örtüşüyor.

“Hayalin Gerçeğe Yolculuğu” isimli bir kitapta hayat bulan bu başarı öyküsü aslında Anadolu’daki birçok şirketin de başarı öyküsüyle birebir örtüşüyor.

Bu öykünün baştan sona kitaplaşmasında yazarın küçükken kurduğu büyük hayallerin payı büyük. Ben ise pratikte başarıya dönüşmüş bu hayallerin bir kitap olarak vücut bulmasına öncülük ettim.

Kitabın hayat bulması, sıfırdan başlayarak başarılı bir iş insanı olan Mithat Samsama’nın küçükken kurduğu hayallerindekini hikayeleştirmek isteğiyle başladı. “En faydalı bilgi paylaşılandır.” düşüncesiyle bu hayalini güzel bir eserle taçlandırarak birçok insana ilham kaynağı olmak için yola çıkan yazar, küçük yaşta ilkokul mezunu olarak İstanbul’a gelmiş ama geldiği gibi kalmamış. Bir yandan iş hayatına devam edip, zorluklar içinde eğitimine devam ederek önce ortaokul, lise ve daha sonra da üniversite ile taçlandırmış. Mithat Samsama’yı bu serüvene iten gücün küçükken kurduğu hayallere bağlı olduğunu kitabın oluşma safhasında kendisi ile yaptığım sohbetlerde gördüm. Yaptığım röportajlarda belirttiği gibi daha küçükken büyük hayaller kurduğunu ve bu hayallere ulaşmak için azimli ve kararlı bir şekilde çalıştığını ortaya koydu.

Yazar, sıfırdan başlayıp çıktıkları yolda bugün dünyanın birçok ülkesine ihracat yapan bir şirket haline gelmeleri sürecinde yaşadıklarının başkalarıyla paylaşmayı ve bunu kitaplaştırmayı hayal etmiş. Bu düşünce safhasında kendisine yol göstermemi ve yazacağı kitaba editörlük yapmamı istedi. Geçmişe dayalı bir dostluğumuzun olması ve böyle bir başarı öyküsünün tarihe mal edilmesi için teklifini kabul ettim ve böylece “Hayalin Gerçeğe Yolculuğu” kitabı okuyucusuyla buluştu.

Bir başarı öyküsünü anlatan kitap Anadolu insanının hayallerini gerçeğe aktarırken imkansızlıklardan nasıl imkan çıkarmanın bir yansıması olarak hayat buldu.

Bugün ülkemizdeki şirketlerin kahır ekseriyeti aile şirketlerinden oluşuyor. Ancak bu hususta acı bir gerçek var ki bu aile şirketlerinin yine kahır ekseriyeti yaşanan problemlerden dolayı ikinci kuşakta kapanıp gidiyor. “Hayalin Gerçeğe Yolculuğu” bu acı gerçeğin oluşmasına sebep olan sorunlar ve bu sorunların nasıl çözüleceğine ait yaşanmış önerilerden oluşuyor. Aile şirketlerindeki en büyük problem olan kurumsallaşamama ve markalaşamamanın getirdiği handikaplara da geniş yer ayıran kitap, bu alanda doğan ve büyüyen aile şirketleri sahiplerine de yaşanmış tecrübeler ve çıkış yolları gösteriyor.

Sıfırdan başlayarak büyüyen, gelişen, kendi markasını oluşturan, kurumsallaşan ve yurt dışına ihracat yapar hale gelen bir aile şirketinin serüveninin anlatıldığı “Hayalin Gerçeğe Yolculuğu” isimli kitapta Anadolu’da kurulan benzer binlerce aile şirketin de röntgeni çekilmeye çalışılmış. Eminim ki diğer aile şirketleri mensupları bu eseri okuduklarında aynı süreçleri yaşadıklarını ve kitapta kendilerini bulduklarını göreceklerdir.

Hayal eden ve hayallerine kavuşan yazarın başarı öyküsü kitap, küçükken kurulan büyük hayallerin peşinden gidilirse sonunda mutlaka gerçeğe dönüşebileceğinin serüvenini anlatıyor. Bu serüveni kitaplaştırdığı için yazarı tebrik ediyor ve bu alanda başka eserler vermesini bekliyorum.

Bir kez daha hatırlatalım:

İnsanın hayal gücü ne kadar büyük ve özgür ise gerçeği ve başarıyı yakalaması da o kadar kolaydır.

Hayalleri peşinde koşup gerçeği yakalayanların çoğalması dileğiyle..