İsrail'in Filistinlilere uyguladığı soykırım iç politikayı ikinci plana itti.  Her akşam televizyon ekranlarında daha açmadan solan, İsrail bombaları ile hayata veda eden bebeklerin minicik çocukların iç yakıcı görüntülerine tanık oluyoruz. İçimiz parçalanıyor. 

Bu kıyımdan daha ağır olanı, güya büyük politika yapıyoruz diyerek iki de bir Filistinliler toprak sattı, bize şunu yaptılar bunu yaptılar diyerek güya -milliyetçilik- yapanların tavırlarıdır. 

Bize, hakim olduğumuz topraklarda, hemen her topluluğun kötülüğü, ihaneti olmuştur. Ama nedense aklımıza Şerif Hüseyin ile Araplardan başkası gelmez. Arap milliyetçiliğinin ötekisinin Türkler olduğu doğrudur. Böyledir diye  İsrail'le aynı hizaya mı gelmeliyiz? O masum çocukları paramparça eden bombalara kayıtsız mı kalmalıyız? Mabetleri, hastaneleri, sivilleri vurmak hangi dine hangi vicdana sığar? Bugün vurulan hastanede 500'ün üzerinde insan öldü. Bu vahşet karşısında dünyanın vidanı ayağa kalkmalıydı. Ama kalkmadı.  

Biz Türk ve Müslüman'ız. On asır dünyaya adalet götürmüşüz. Davranışlarımızı bize yapılanlar değil, inançlarımız, vicdanımız ve tarihin bize öğrettikleri tayin etmiş. Mazlumun dinine, milliyetine bakmayan bir millet varsa, işte o biziz.  

Çocuklar, bebekler, kadınlar, yaşlılar hangi kimliği taşırlarsa taşısınlar böyle bir muameleyi hak etmezler. Teröre, Hamas'ın  sivillere yönelik eylemlerini onaylamamak ayrıdır, bunu İsrail'i masumlaştıracak, kendi kendimizi vicdansızlaştıracak bir noktaya getirmek ayrıdır. Mazluma acımak -dininden, milliyetinden bağımsız olarak- insan olmanın bir gereğidir. Hele insan olmanın ötesinde de ortaklıklarımız varsa, daha da gereğidir. 

Öte taraftan, -dinden soyutlatmış- bir milliyetçiliği yaygınlaştırmak için her fırsatı değerlendiren bir kesim var. AKP, FETÖ veya sığınmacılar üzerinden bir İslam karşıtlığı oluşturmaya çalışıyorlar. Milliyetçilik millete ait değerlerden hareket eder. Bunun içinde din de vardır. Dinsiz ve dilsiz bir millet olmayacağı gibi, öyle bir milliyetçilik de olmaz. Din hayata anlam, milliyetçiliğimize ruh katar. Ruhu kabzedilmiş, usaresi çıkarılmış bir milliyetçiliğin Müslüman bir toplumda karşılığı olamaz. Bu ülkede ne olursanız olun önce İslam'a saygılı olacaksınız, olmadığınız takdirde bu millet sizi kusar ve kusuyor. Milli, değerlere bu yabancılaşma yüzünden  -dini istismar edenlere- alan açılıyor. Onlara vatandaşı maniple edecek malzeme ve imkan veriliyor. Birilerinin niye hep kaybettiklerinin, birilerinin de niçin hep kazandıklarının sırrı ve açıklaması burada gizlidir. 

Türk milleti düne kadar adaletin, hakkın kılıcıydı. Nice evladını bunun için toprağa verdi. Adalet Türk'ün karakteridir. Onun için gayri insani davranışlar en çok bu coğrafyanın insanı tarafından tepki görüyor. Onun için Türk'ün vicdanı hep uyanık ve diri kalıyor.  

Çocuk katili İsrail'i  bu kadar pervasızlaştıran ABD'dir.  Filistin halkı İsrail'e değil onun arkasında dizilenler yüzünden bu acıları çekiyor. Batı'nın kayıtsız şartsız desteği olmasa, bugün bu yaşananlar da olmazdı. Filistin halkını bu acılardan kurtaracak olan bu desteğin geri çekilmesi, sivil toplumun, uluslararası kamuoyunun vicdanının harekete geçirilmesidir. Arkadan itenler oldukça İsrail Filistin'i ısırmaya devam edecektir. Hamas'ın vurduğu siviller ABD'yi ilgilendiriyorsa, müsaade edin, Filistin'de paramparça edilen çocuklar da bizi ilgilendirsin.