Kıymetli okuyucularım; Suriye’deki gelişmeler ile ilgili ortalıkta bir hayli bilgi kirliliği bulunmaktadır. İktidar partisi Suriye’deki yeni süreçten bir kahramanlık hikayesi peşinde koşarken muhalefetin ise sağlam analizden yoksun kaldığını görmekteyiz…

Bugün Türkiye’nin geleceğini etkileyecek olan Suriye’deki gelişmeler ile ilgili  emar çekerek sizleri bu emarda görünecek olan kitleye göre reçete yazmaya davet edeceğim…

Suriye’den önce Türkiye’nin etrafında ABD önderliğinde bir kuşatma alanı oluşturulduğunu görmemiz gerekmektedir…

Dedeağaç (Amerikan Üssü) – On İki Ada (İsrail Savunma ve Füze Sistemleri) – Güney Kıbrıs (2 İngiliz Üssü, 1 ABD Üssü, Fransız Özel Kuvvetleri – İsrail Savunma Sistemleri) – Haseke (ABD tarafından donatılan PKK/YPG) – Erbil/Süleymaniye (ABD tarafından modernizasyonuna başlanılan Peşmerge Güçleri)ve Suriye’deki son gelişmelerle, Türkiye’nin bir Jeopolit Kırılmayla karşı karşıya kaldığını apaçık görebiliriz…

Suriye’ye her şeyin yeniden başladığının bilincinde olarak bakmalıyız. Hem artısıyla hem de eksisiyle. Mevcut durum Suriye meselesinin giderek daha karmaşık olduğunu açıkca gösteriyor.

Amerikan Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kurilla, Haseke’deki PKK/YPG lideri Mazlum Abdi’yi sıkça ziyaret ederek, Suriye’nin Kuzey Doğu’sunda adeta Amerikan CENTCOM ordusuna bağlı bir alt ordu oluşturmuştur. Bu 10 yılı aşan bir süreçtir.

NATO müttefikimiz ABD, Hasekeye her gün askeri malzeme yığınağı yapmaktadır. Bunu kime karşı kullanacaklar? TSK’dan başka birisi o bölgede bulunmuyor.

Diğer yandan, kısa süre önce PKK/YPG lideri Mazlum Abdi, Amerikan helikopterleriyle Erbil’e götürülerek KDP lideri Barzani’yle görüştürülmekle birlikte yine ABD önderliğinde Kürt grupları arasında “birlik ve koordinasyon diplomasisi”  yürütülmektedir. Hatta Süleymaniye’deki KYB liderliği de projenin içine dahil edilmiş ve ABD Kuzey Irak’taki Peşmerge Güçleri’nin modernizasyonu projesine start vermiştir.

ABD, Suriye’de 100,000 PKK/YPG gücü ve Kuzey Irak’ta 100,000 KDP & KYB peşmergesinden oluşan toplam 200,000 kişilik “Kürt Ordusu” kurmuş ve her geçen gün bunların imkan ve teknolojilerini artırmaktadır.

Fransa’nın ordusu 200,000, İngiltere’nin 185,000 askerden oluşmaktadır. Yani bugün ABD’nin sınırımızda eğittiği donattığı toplam “Kürt Ordusu”, asker sayısı bakımından NATO’da üçüncü sırada yer alabilir.

ABD’nin Kuzey Irak’tan sonra Suriye ‘dede  ikinci bir Kürt Devleti kurarak Konfederasyon’a götürme planını hızlıca işlettiği açıktır. Bu sırada, İktidar ve Muhalefeti, İmralıyla uğraşarak hem kamuoyunu oyalıyor, hem fizibilitesi olumsuz çok tehlikeli bir oyunun içine girmiş görünüyor.

İmralı görüşmelerini, sınırlarımız dışındaki Konfederasyon Projesi ile birlikte değerlendirdiğimiz zaman, bu inisiyatifin ne kadar çılgın olduğu daha da açıklıkla gözler önüne serilmektedir.

Diğer yandan, söz konusu gelişmeler karşısında, gerek siyasi partilerimizdeki gerekse basınımızdaki sessizlik ise hayret vericidir…

Bu işin şakası kalmamıştır, güçlü bir Türk Devleti sınırının dibinde fiiliyata dönüşmek yolunda ilerleyen iki sözde Kürt Devleti arasında Konfederasyon Projesine asla izin vermemelidir, vermemelidir, vermemelidir…

Özetle: Haçlı dünyasının onlarca yıldır sayısız kere açıkça yazdığı, çizdiği, yeri geldiğinde söylediği ve zaman zaman uygulama hamleleri yaptığı Türkiye'yi bölme gayretleri çeyrek asırlık mühendislik çalışmaları ile sona yaklaşmış gibi vahim bir durum ile karşı karşıyayız…

Bu hazin gelişmelerin ışığında pazılın parçalarını birleştirdiğinizde çıkan resim korkunç bir durumdur… buradan bütün vatanseverlere, Türk milliyetçilerine, icra edecek olan iktidar partisine ve hassaten MHP’ye seslenmek istiyorum; gün gelmiş şafak sökmüştür ve gün siyaset yapma günü değil vaziyet alma günüdür…aksi halde tarih bizi affetmeyecek sonuçta ise elde avuçta bir şey kalmayacaktır. Behemehâl Türk Devleti’nin kendi Yaptırım Gücünü, iç siyasette slogan malzemesi olmaktan çıkartarak, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmalıyız tıpkı 1974’de olduğu gibi ekonomik faturası ağır olsa da Suriye’de fiili durum sergilememiz gerekmektedir.

Zira, geriye dönüşü çok zor safhaların eşiğine gelmiş bulunmaktayız.