İkinci yılına giren Milli Merkez partisinin gelişmelerini günü gününe takip ettik. Türkiye’de olduğu gibi Avrupa Türkleri arasında da oldukça merak edilmekte ve desteklenmektedir.
Türkiye’de gece gündüz kuruluş çalışmaları devam ederken Avrupa yakasında bir kıpırtı görülmedi. Bahçeli ve has kulu Cemal Çetin’in hışmına uğrayan, görevinden atılan, uzaklaştırılan kesimler yeni bir makam mevki almak için kendi aralarında toplantılar yapmaktalar ve Milli Merkez partisine sahiplenmektedirler.
Tabi burada bazılarının haklı destek ve arayışları arasında, toplumdan uzak, ahlaken toplumun dışladığı, kendinden başka taraftarı olmayan ve kerhen bir ocağa federasyona başkanlık yapmış çaplı ve çapsız kişiler de eskimiş sıfatlarını kullanarak gövde gösterisi yapmaya çalışmaktalar. İşte burada duralım.
Toplumla alakası olmayan, toplumun ahlaken dışladığı bu kişiler her tarafa fırıldak gibi dönerken hiç yer edinememenin acısıyla ve kendi marifetleriyle paye parsa kapmak için yeni kurulacak partiye sahip çıkıp, biz görevliyiz teşkilatçılığı biz yapacağız, bizden sorulur gibi yaygaralarıyla ön plana çıkmışlardır.
Bu durumları yakinen iyi bilen birisi olarak, bu güne kadar makam mevki peşine düşmedik şükür. Defaten Federasyon başkanlığımı isteyen arkadaşlar, şimdi kurulacak partinin kurucuları içerisinde yer almamı isteyenler ve Avrupa yakasında görev almamı isteyen canların haricinde Türkiye yakasından en küçük bir teşvik ve istek olmamıştır. Ülkücü kesimin ve Milli hassasiyetlere sahip kişilerin şahsımı sevmesi ve temsilci olarak görmek istemelerine verdiğim cevap hep aynı olmuştur: “Sizler layıksınız, sizler görev alın ben her zaman bir nefer olarak sizlerin yanında olurum.” Sözümden başka söz sarf ettiğimi söyleyecek kimse çıkamaz.
Bizim de kendi çapımızda gücümüz ve çevremizle üzerimize düşen faaleyetlerimiz görevlerimiz var bir bunu şükür hiçbir zaman kullanmadık ve kullanamayız da. Bizi bilen bilir. Biz Milli Birlik ve Beraberlikten yanayız. Yeni kurulacak partiyi de Ülkücü teşkilatlardan ihraç edilen kişilerin ego tatmin yeri değil, her kesimi kucaklamasından yanayız. Şayet öyle bir şey olmaz ise, geçmişi karanlık, nereye hizmet ettiklerini gayet iyi bildiğimiz kişileri söz sahibi yaparlarsa Bahçeli’nin teşkilatçılığıyla aynı görürüz.
Büyük ümitler Avrupa’da fiyaskoyla neticelenir.
Avrupa yakasından bakınca öncü kişilere bakarlar, seviyelerine, kişiliklerine, ahlaklarına hal ve gidişlerine. Şayet notları çok düşükse: “Bunlar var ise bu partiden bir şey olmaz” mantığında olan Avrupa Türkleri hayal kırıklığına uğrar.
Milli hassasiyetlerimiz olduğundan dolayı bizler şimdilik uzaktan takip ederken, içerdeki arkadaşlarımız ile fikir alış verişinde bulunmaktayız. Gelişmelere göre tavrımız netleşecektir. Biz fikrimiz doğrultusunda mücadelemize devam etmekteyiz.
Faaliyet olarak yeni partiye bakışımız buradaki yansımalara göre oturacaktır. Son on beş yıldır Milli konularda hiç kimse ortalıkta yok iken, bizler teşkilatımız olmasa da vardık var olmaya devam ettik edeceğiz. Düne kadar milli konularda meydanlarda görünmeyen ve milli faaliyetlerimizi Belçika Polisine gözümüzün önünde ispiyonculukla sabote etmeye çalışan eskimiş Federasyon başkanı ve onun gibiler yeni partide söz sahibi istişare heyetindeyse bizler orada bulunamayız.
Hür irademizle OY’umuzu kullanırız o da bizlerin vicdanlarında şekillenir.