İspanya’nın Sax kasabasında 1920 yılında kurulan LOS TURCOS derneği her yıl 1-5 Şubat arasında düzenlenen festivalde Türkleri temsil ediyor.

Neden Türkleri temsil ediyorlar?

1920 yılında Müslüman Hristiyanlardan oluşan İspanyollar gelenek haline getirdikleri organizede bir tartışmadan sonra: “ Biz Türkleri temsil edeceğiz.” Diyorlar ve bir dernek kuruyorlar.

Başkanlarından sorduğumuzda: “Biz sizden eski Türkçüyüz, Cumhuriyet 1923 te kuruldu biz iki yıl önce kurulduk” diye sevgilerini gösteriyorlar.

Sorduğumuzda: “Biz Türkler ile savaşmadık, o zaman milli kahraman Atatürk’ün mücadelesini gördük sevdik takdir ettik…” diye anlatıyorlar.

Türk kıyafetini bilmiyorlar ve bir çikolata ambalajı üzerinde gördükleri şalvarlı Osmanlı kıyafetini örnek alıyorlar ve diktiriyorlar. Ay yıldızı tam yapamıyorlar, bir Arap onları uyarıyor ve Ay yıldızı düzeltiyorlar. Hala tam olarak düzeltilmiş değil. Fakat Türk bayrakları orijinalliğinde her yerde sokaklarda, evlerin balkonlarında her gözünüze ilişen yerlerde asılı.

Bu sevgilerini görünce oğlum: “Baba buraya bir Atatürk anıtı diktirelim” dedi. ve bunun üzerine Los Turcos’un başkanıyla, Belediye Başkanı ve yardımcısıyla görüştük. Başkan Tito Sayın Türkiye Büyükelçisi gelince kaldığım otele getirmişti onunla da görüştük. Sevindi telefonları verdi ve: “Bu konuda her türlü desteğe hazırız” dedi.

Biz hemen araştırmaya başladık, Atatürk büstü, mermer kaide ve her türlü yapılacak alınacak olan materyalleri sponsorlar vasıtasıyla temin ettik. Tek problem, Başkanın sözü oldu: “Küçük yerlere yakışmaz, büyük bir yeri istimlak edeceğiz, orayı park yapacağız, o parka anıtı dikeriz, fakat bizim resmi prosedürler hızlı olmaz biraz geç olur” dedi ve beklemeye başladık.

Ertesi yıl gittiğimizde Sayın Büyükelçimiz geldi. Bu sefer o sevgi dolu, sevecen Büyükelçimiz bana düşmana cevap verir gibi şu cevabı verdi. “Bize attığın maillerden haberimiz var takipçisiyiz.” Dedi. biz her türlü gelişmeleri mail ile elçiliğe bildirdik. Hatta : “Sayın elçim oraya Mehter takımı getirmeyi düşünüyoruz.” Diye yazmıştım. Tabi cevap yok

Sürpriz olan ise bizim aylar önce söylediğimiz Mehteri Yunus Emre Derneği aracılığıyla propaganda maksadıyla getirdiler. Askeri mehter geldi.

Mehter derneğin önünde toplu beklemedeydiler. Bizim ekip, oğullarım, eşleri ve Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği Genel Başkanı sayın Dr. Mustafa Tosun ile başımızda Atatürk kalpaklarıyla yukardan inerken Mehter ekibinde kıpırdanmalar heyecanlar başladı: “Kuvvacılar geliyor” diye alkışlar ve sevgi gözyaşları. Çok duygulandık. Fakat içlerinden bize düşman gözüyle bakanları da görmezlikten gelmedik.

Etkinlik başladı Mehter yürüyor biz yanında oğullarımın üzerinde Türk Bayrağı ve Atatürklü Türk bayrağı var.

Elçilik görevlileri oradaki halka bizi şikâyet ediyorlar: “Bunlar siyasi semboller, bunları buradan kovun, uzaklaştırın.” Gibisinden ve oğlum Avrupa Türk Derneği Başkanı Adem Aytaç tepkisini koyuyor. Birkaç dil biliyor ve onlara izah ediyor. “Her yer Türk bayrağı indirin o zaman bunlar siyasi sembol ise,” diye karşı koyunca mahcup oluyorlar ve özür diliyorlar.

Mehter askeri mehter olduğundan askere saygımız var. Ama içlerinde şahsım ve bizler için: “Kafalarını kıralım ne işi var bunların burada… “ gibi tehdit edici hakaretler işittik. Askere saygımızdan dolayı sustuk. Oysa 12 Eylül de askerin iki yüzünü de görmüş olmuştuk.

MACARLAR ATATÜRK’Ü SEVER OSMANLIYI SEVMEZ

Macaristan da 2022 yılında Bilal Erdoğan’ın katılımıyla Atatürk düşmanlığını yine gördük. Bilal’in korumaları ve elçilikteki bazı işgüzarlar Yunus Emre derneği vs. yandaşlar kendileri cesaret edemiyorlar ve oradaki görevli Macarları üzerimize göndermeye çalıştılar. Şahsıma verilen Otağ ’da her yıl Türk bayrağı ve Atatürk resmi asılıdır.

Macar görevliler Atatürk resminin kaldırılmasını istiyorlar. O anda ben protokolde bulunuyordum. Eşim izin vermiyor ve Atatürk’ün resmini kaldıramıyorlar.

Bu durumdan Başkan Andras Biro haberdar olsaydı asla müsaade etmeyeceğine inanıyorum.

Aynı zamanda Macar görevlilere verilen talimatlar ile Macar görevliler orada bulunan Türklere ayağa kalkmalarını saygı duruşunda bulunmalarını gülümsemelerini istiyorlar. Tabi bilmeyen yapıyor. Bilen tepkisini gösteriyor. Bir Macar vatandaş sorduğunda ise Türkler: “Bilal resmi bir görevli değildir, aslı Türk değil Gürcü’dür, bizim Gürcü ve Türk düşmanı birisine saygımız olamaz” diye cevap veriyorlar.

Bilal Erdoğan konuşurken ben aynı yerde protokoldeyim, Büyükelçinin ve görevlilerin bana düşmanca bakışlarını hala unutamıyorum. Fakat konuşma başlayınca karşı taraftan protestolar yükseliyor.:

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene.”