İktidarın siyaset yapma şekillerinden biri de, ölümü gösterip kansere razı etmek.
Bunun geçmişte birçok örneğini gördük. Yurt dışı harçları önce 1500 TL dediler sonra CB lütuf gösterdi 500’e bağlandığını söylediler. 1500 TL bizi 500’e razı etmek içindi. Benzer uygulama başka alanlarda da oldu. Önce fahiş, hazmı zor bir rakam telaffuz ediliyor, vatandaş da bari şu kadar olsaydı diye söylenince, ona yakın bir rakam ilan ediliyor.
Bu Apo’nun daveti de öyle. Bahçeli en olmazı söyleyerek vatandaşın sindirme kapasitesini yukarılara çekti. Yarın hadi Apo’yu Meclis’te konuşturmuyoruz ama falan sarayda mesela Dolmabahçe’de konuşturacağız deseler, vatandaş belki, Apo’yu Meclis’te konuşturmadılar diye üstüne bir de dua edecek.
Sistem böyle işliyor, her seferinde aynı yöntemle aldatılıyoruz.
Geleneği olan devletlerin kırmızı çizgileri olur. Bizim bir kırmızı çizgimiz kaldı mı? Artık en muhal olana bile olabilir diyoruz. En PKK karşıtı görünenden en olmaz ifadeler duyabileceğimizi biliyoruz. En kötüsü nedir, biliyor musunuz? Artık kimseye inanmıyoruz. Galiba amaçları da buydu. Bizim topluluk olma isteğimizi, birbirimize güven duygumuzu yok ettiler.
Bu hamleler, öyle çocuk kandırır gibi devlet aklı mevlet aklı yalanları ile izah edilemez. Kırk beş yıldır siyasetin içindeyim, o aklı hiç görmedim. Bir de derin devlet filan demiyorlar mı, çıldırıyorum. Bu ülkede derin devlet de yok, derin çeteler, derin hırsızlar menfaatperestler var.
Apo’yu dün idamdan kim kurtardıysa şimdi aynı kişi mahpustan kurtarmaya çalışıyor. O zaman da büyük akıl demişlerdi. Ne kadar büyük olduğunu yaşayarak gördük. Öcalan’ın idamının görüşüldüğü komisyona MHP o tarihte üyelerini göndermeyerek komisyonda idamın çıkmasını engelledi. Bir lider hareketi olan PKK, lideri yaşadığı için kendisi de yaşadı. Baş yaşarsa gövde de yaşar.
Şimdi tedirginlik içinde şapkadan ne çıkacak diye bekliyoruz. İnsanlar gibi toplumların da kanseri vardır. Toplumların kanseri topluma zarar veren yanlış politikalar ve onda ısrardır. Bir kişiyi tatmin için bir milletin geleceği feda ediliyor, ayrılıkçılığı semirtecek yanlış adımlar atılıyor. Operasyon az tepki çeksin, az acılı olsun diye bu milliyetçi bir lider üzerinden yapılıyor. Bir ülkenin birliğini korumak Apo’nun tahliyesine kalmışsa o ülke zaten batmıştır. Sadece ülke değil siyaseti de siyasetçisi de bitmiş, tükenmiştir. Bunca olumsuzluk arasında ülkeye kurulan tuzağı gören büyük bir kitle var. Umudumuz hâlâ izzet ve onurunu kaybetmemiş bu kitledir. Milliyetçiliği parti mensubiyetine tutsak etmeyen aydınlarımıza da büyük iş düşüyor. Bu büyük kitleye kılavuzluk yaparak milliyetçi refleksleri harekete geçirmek, bizi alıştırmaya çalıştıkları Apo’lu düzene geçit vermemenin en etkin yoludur. Yılgınlık, karamsarlık yok, millî devlet karşıtları er geç kaybedecektir.