Dem Parti Nasrallah’ın öldürülmesi üzerine taziye mesajı yayınlanınca bölücüler birbirine düştü. PKK’nın ele başları arka arkaya yaptıkları açıklamalarla Dem Partiye çok ağır eleştiriler hatta suçlamalar getirdiler. PKK’lılara göre Dem Partinin aşırı sol unsurlarla ittifak kurması, sağlıklı karar almasını engelliyor. Zira aşırı solcularda nostaljik Filistin hayranlığı yani İsrail düşmanlığı var. Aşırı solcular emperyalizme yani Amerika’ya karşılar.
Oysa PKK için ABD ve İsrail en yakın müttefikler. En yakın müttefiklerinin suçlanmasından son derece rahatsız olan PKK, faturayı Dem Parti içindeki aşırı solculara, özellikle Kurtuluş kökenli siyasetçilere kesti. Onları basiretsizlikle, tabansızlıkla, eyyamcılıkla ve tatlı su solcusu olmakla itham etti.
PKK zayıfladıkça, ekonomik gücünü yitirdikçe ve militan sayısı azaldıkça yan kuruluşları üzerindeki ağırlığını ve etkisini kaybediyor. Her kuruluş kendi önceliğine göre tavır alıyor, siyaset belirliyor. Bu da örgüt içinde kakofoniye yol açıyor. Terör ele başlarının ağırlıklarını kaybetmekte olduğu herkesin malumu oluyor ki buda ağırlık kaybını hızlandırıyor. Bu sürecin doğal sonucu örgütün parçalanmasıdır. Siyasi yapıların silahlı unsurlardan kopmasıdır.
Dem Parti Türkiye’de siyaset yapıyor. Türkiye’de İsrail’i destekleyenlerin oranı %2 bile değildir. Soy kırımı; çoluk çocuk, yaşlı genç, suçlu masum ayrımı yapmadan insanlar katletmeyi kim neden desteklesin? Muhafazakar kitlelerden kopuk olan Dem Partinin tavanı; halkın, İsrail’e karşı olmasından ve Filistin’i desteklemesinden hareketle, Hizbullah ve HAMAS’ı sahiplendiği sonucunu çıkarmış olabilir.
Oysa ülkemizdeki muhafazakar kitleler, sekülerler ve milliyetçiler Hizbullah’ı tasvip etmez. Zira Hizbullah militanları Suriye’de, İsrail’in Gazze ve Lübnan’da yaptığının benzerini yaptılar. Sadece Sünni oldukları için hiçbir ayrım yapmadan on binlerce masuma kıydılar. Dolayısıyla Hizbullah’ta, Nasrallah’ ta Türkiye’de sevilmez. Nitekim Haniye için yüzlerce cami de gıyabi cenaze namazı kılınırken Nasrallah için Şii vatandaşlarımızın ibadet ettiği iki cami de cenaze namazı kılındı. Bu ayrımın farkında olmayan Dem Parti, muhtemelen muhafazakar kitlelere ve aşırı solcu kesimlere sempatik gözükmek için bu taziyeyi yayınlandı.
PKK’ya göre Türkler, Araplar ve Farslar örgütün doğal düşmanı olunca, İsrail doğal müttefik oluyor. İsrail şu an PKK’ya silah ve para veren birkaç ülkeden biri. Karayılan mart ayında İsrail’den füzeler, füzesavarlar ve İHALAR aldıklarını açıkladı. Dolayısıyla PKK, İsrail’e tam destek veriyor. Ama mecbur kalmadıkça İsrail, Filistin, HAMAS, Lübnan ve Hizbullah konularında açıklama yapmamaya özen gösteriyor.
ABD’ye göre, PKK terör örgütü. PKK elebaşları ABD’de kırmızı bültenle aranıyor ve başlarına koyulmuş ciddi ödüller var. Buna rağmen PKK açısından ABD’de, doğal müttefik. Zira ABD, PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG’ nin en büyük hamisi. Ayrıca Hizbullah’ın kontrolünde olduğu İran rejimi, başörtüsü eylemlerinden beri PKK ve PJAK’ ı eziyor. İdam ve müebbet hapis kararları birbirini izliyor.
Bu nedenlerle PKK’ya göre taziye yayınlanması büyük hata. Dem Partililerin Hüzbullah’ın Türkiye’de desteklendiğini sanması skandal. Hizbullah zayıflayınca Suriye ve İran rejimlerinin de zayıflayacağını ve bunun neticesi olarak oralardaki PKK yapılanmalarının güçleneceğini görememeleri öngörüsüzlük.
PKK’nın İran kolu olan PJAK, PKK’dan daha sert çıkış yaparak Dem Partiyi davaya ihanetle suçladı. Başörtüsü eylemlerinden beri PJAK ile İran rejiminin arası çok kötü. Eylemler nedeniyle binden fazla PJAK militanı tutuklandı, ondan fazla militan idama mahkum edildi. Pezeşkiyan, Irak seyahatinde gıyaplarında idama mahkum edilen 120 PJAK üyesinin iadesini istedi. Bu gelişmeler, yakın zamana kadar, İran rejimiyle Türkiye’ye karşı iş birliği yapan PKK’nın İran kolu olan PJAK’ ı, en radikal İran muhalifi yaptı.
PYD-YPG, ABD’nin ve dolayısıyla İsrail’in en yakın müttefiki olduğundan taziye yayınlamadı. İsrail’in işgaline karşı tavır almadı. Dem Partinin taziye yayınlamasına tepki göstermedi. Aslında Hizbullah’ın zayıflamasına en çok PYD’ liler sevindi. Zira halen Suriye’de on binlerce Hizbullah militanı var. İsrail Lübnan’a füze atmaya başladığında Hizbullah, Suriye’deki militanlarını çekeceğini açıkladı. Bunun doğal sonucu Suriye rejiminin zayıflamasıdır. Rejimin Türkiye ile birlikte ya da Türkiye’ siz PYD’ ye operasyon yapma ihtimalinin azalmasıdır. PYD’ nin kurduğu sözde devletin otonomisinin artmasıdır.
PYD-YPG, savaş başladıktan sonra , Lübnan’da yaşayan, elli bin civarında oldukları tahmin edilen Kürtleri, kontrolündeki topraklara yerleşmeye davet etti. Türkiye askeri operasyonları yapmadan önce YPG’ nin işgalindeki topraklarda Kürtler çoğunluktaydı. Operasyonlardan sonra Kürtlerin çoğunlukta olduğu yerleşim birimleri Türkiye’nin kontrolüne girince, YPG’nin idare ettiği bölgede Araplar çoğunluk haline geldi.
Bu gelişmede 2014 yılından bugüne kadar bir milyondan fazla Kürdün YPG bölgesinden Kuzey Irak’a, Türkiye’ye ve Avrupa’ya göç etmesinin de etkisi var. YPG, dünyanın her yerindeki Kürtleri sürekli ve ısrarla işgal ettiği topraklara davet etmesine rağmen sonuç alamadı. Bakalım İsrail-Hizbullah savaşını ve Nasrallah’ın öldürülmesini fırsata dönüştürebilecek mi?