Yıllar önce, ümit Özdağ’ı çok eleştirenlerden biriydim; O’nu ulusalcılıkla, hatta (biraz da kinayeli bir şekilde) Türk İslam ülkücülüğünden uzak görüyordum!

Evet, ön yargılarımız, birlikte olduğumuz kişilerin kanaatleri ile oluşan kalıplarımız bizi böyle yönlendiriyordu.

“Ne oldu da şimdi birlikteyiz?” sorusunu tabii ki soracaksınız.

Tecrübeler ve yaşadıklarınız size, hayatın bir şablon olmadığını öğretiyor.

Artık hazır şablonlar ile değerlendirmeler yapmaktan vazgeçtim!

Özellikle cezaevlerinde tesiri altında kaldığımız, (Emperyalist Amerika'nın yeşil kuşak teorisinin devamı olarak) Siyasal İslam soslu milliyetçilik anlayışının adını; Türk-İslam ülküsü koymuşlardı!

Bu şablon içine girenleri dava adamı ülkücü sayarken, bu kalıbın dışında birazcık farklı olanları, hep şüpheyle karşıladık.

Aslında, bir Türk milliyetçisi gibi bağımsız düşündüğünüzde; geleceğimiz, “Atatürk'ün” anlayışında, bir Türk milliyetçiliğidir.

Evet, Ümit Özdağ hoca oradaydı zaten, ben uzaktaydım! Şimdi ben de oraya geldim, “kavuştuk/buluştuk” işte.

Evet, Ay yıldız Hareketi kuruldu. Pergelin ucu önümüzdeki Cumartesi Prof. Dr. Ümit Özdağ ve ekibi ile birlikte Türkistan’a konmak üzere, yola çıkılacak.

Türkistan demek; Mâturidî anlayışla İslamı anlamak ve yorumlamak demektir.

Türklük anlayışı ile hayatı kavrayıp, Türk'ün ideallerine adanmak demektir.

Ahmet Yesevî'yi anlamak, yorumlamak, yolundan gitmek demektir.

İşte, bizi Ümit hocanın liderliğinde bir araya getiren ideal ve duygular, fikirler bunlardır.

Atalarımızın yoklukları birleştirerek, inanç ile “tarihin birikiminde kanları ile yoğurdukları hamur” Türkün anlamıdır.

Çile ve fedakârlıklarla bize emanet ettikleri; ülkemiz ve turan coğrafyası “yeniden bir diriliş uyanış” bekliyor…

Bu Siyasal bilinci oluşturmak ve büyük Türk medeniyetini yeniden sahneye sokmak: Türk evlatlarının, “Türkçülerin” eseri olacaktır.

Çektiğimiz her çilenin hayat bulması için: “Ayyıldız” hareketinde bulunmak şeref ve onuru ile hayat mücadelemi taçlandırmış olacağız. Her şey siyaset yoluyla bir şeyler elde etmek makam sahibi olmak tabii ki değildir biz ne kadar hesap yaparsak yapalım, bir de nasip diye bir şey var, matematiksel hesaplarla siyaset yaptığınızı mutlaka önümüzdeki ne bir çelme takma duygusuna ister istemez sahip oluyorsunuz ama ideallerinize yürürken, her gördüğünüzü elinden tutup en öne koymak arzusunu taşıyorsunuz.

Biz böyle yaşadık ve büyüdük, son 20 yılın pragmatizmi ve Makyavelizm’i üzerine, yorgunluğumuzu da ekleyince, bizleri de etkilemedi diyemeyiz.

İştee bu bizim aramızdaki bağlılığı, sevgiyi birliği, dirliği aldı,yaşasın idealleri uğruna yürüyenler.