Ölüm bile daha merhametli…Bu söz Gazzeli bir çocuğun dilinden döküldü. Elinde yemek almaya gitmesine müsaade edilmemiş boş bir tencereyle söyledi. İsrail zulmünü bundan daha iyi anlatabilecek ne bir yazı yazılabilir ne de bir film çekilebilir. Bir söz; Gazzeli körpecik çocukların dökülen kanlarını, öldürülen annelerin veballerini ve tüm insanlığın vicdansızlığını daha nasıl anlatabilir.

Daha ne olsun istiyorsunuz? Siyonizm’in daha hangi felaketi getirmesini bekliyorsunuz? Doymadınız mı akan kanı seyretmeye, utanmadınız mı el kadar çocukların imanından. Yoksa artık normalleşti mi bu katliam sizin için. Ölüm bile daha merhametli diyen çocuğun gülüşü sizin paslanmış yüreklerinizde hiçbir iz bırakmadı mı hala. Nasıl okşuyorsunuz evinizde çocuğunuzun başını.

Bize ne Filistin’den derken insanlığınızı rafa mı kaldırdınız. Birilerinin acısını hissetmek için illa aynı kandan mı olmanız gerekiyor. Atalarınızdan da mı utanmazsınız hiç? Bugün sustuğunuz bu zulüm yarınlarda ocağınıza düşerse ne yapacaksınız? Zalim Gazze de döktüğü kanla doyacak mı sanırsınız. Bugün onlara Filistinli den bize ne derken göz yumarsanız yarın sınırlarınıza dayandığında ne diyeceksiniz?

İnsanlığınızın, İslamlığınızın gereği olan mazlumun yanında olma şartını ne çabuk unuttunuz? Gazze düşerse Hakkâri düşer, Mardin düşer. Gazze düşerse Kars düşer Ardahan düşer, Gazze düşerse İstanbul düşer Ankara düşer. Bari bunun için karşı durun bu zulme hiçbir sebep bulamıyorsanız.

Halkını boykota yönlendiren idareciler neden kendi kurum ve kuruluşlarınızla İsrail’le ilişkilerinizi devam ettiriyorsunuz. Neden hamasi nutukların arkasına sığınıp hiçbir şey yapmıyorsunuz? Almayın dediğiniz Kolalar neden Tarım Kredi Kooperatiflerin de satılır hala? Neden MC Donald’s Milli takımlar sponsoru olabiliyor? Boykot sadece millete düşen bir görev mi? Neden ilişkilerinizin temeline zalimin zulmünü koyup politika geliştirmiyorsunuz nutuktan öte? İsrail’le ticaretinizi neden kesmezsiniz bunca kan akıtırken?

Vesselam Gazzeli çocuğun dediği gibi ölüm bile bizden daha merhametli onlar için.

Yezide isyan sukutundayım,

Gazzeli çocuğun imanı sesim,

Hüseyni susuzluğumun direnişi,

Gülen yüzlü tutsak gençleri Gazze’nin.

Ölmenin varoluşuna bakan gözlerle,

Sert yüzlü anneler durur gözlerimde.

Hüseyin seslenir ötelerden,

Bugün ölsek de yarınlar yetişecek bizlere.

Felç geçirmiş vicdanlarıyla seyreden medeniyet simsarları,

Anlayamaz ölümcül gülüşlerin cesaretini.

Durun…Hüseyin canlandı Gazze de,

Ve bakışı net... Direnin.

Gazze’nin üstü ölüm…Altı intikam.

Bombaları avuçlarıyla tutan çocuk,

Ölümü iman sayan şehit,

Dünyaya meydan okuyan Anne,

Vurun bizi vicdanımızın karasından.

Kan rengi düşsün gözlerimize,

Tutsun ellerimiz Gazze’li çocuğun düşen gözyaşlarını.

Selası okunsun hiçe geçen ömrümüzün,

Ve siz kılın namazını hiç yaşamamış ruhumuzun.

Çocuk…Şehit…Şahit…Mücahit…

Durunu, Ya da yakın imanımızın suskun isyanını,

Verin ellerinizi çıkarın bizi gayya kuyumuzdan.

Veya bırakın erisin ruhumuz çaresizliğimizin ateşinde…