Dünya tarihinde benzeri salgınlar hep oldu bundan sonra da olacak. Ancak bilimin teknolojinin geliştiği bu çağda salgına karşı acziyet, materyalist- maddeci sistemlerin zaafına tutacağı ayna ile dünyanın her yanında yönetilenler tarafından sorgulanacak. Çünkü, bireysel bazda herkes kendi ve yakınlarının sağlığından sorumludur. Bireylerin tek başına yetersizliğinden dolayı sosyal sözleşmeyle (anayasa) yetki ve vergi verdiği devlet, toplumun sağlığından sorumlu. Salgının nereden ve neden çıktığının hiç bir önemi yok. Neden önlenemediği ve niye çok sayıda insanın öldüğünün hesabı hükumetlere sorulur.
Toplumsal yaşamı boğan, sokakları boşaltan sorun çok ciddi ve biz henüz başındayız. Şimdilerde konusu yalnızca sağlık sayılan bu sorunun yakın gelecekte çok sıkıntılı ekonomik, mali ve dolayısıyla sosyolojik, psikolojik ve hatta siyasi sonuçları olacak. Çin'de çıkmasına rağmen üssü AB olan bu salgınla küresel sıkıntıların yansımaları zaten ciddi ekonomik sorunları olan ülkemizi çok daha ağır dozda etkileyecek.
Enerjide dışa bağımlı dolayısıyla mutad ve mecbur döviz ödeyen ülkemizin bölgede yaşanacak ekonomik durgunlaşmayla dış ticareti azalacak. Hukuk devleti karnesi bozulmuş dolayısıyla mülkiyet ve girişimciliği riskli görüldüğünden yabancı sermaye gelmeyecek. Döviz gelirimizin ana kalemi olan turizm de gerileyecek.Turizmin gerilemesi, bağlı sektörlerde iş ve gelir kaybına neden olacak, seyahat acentelerinden taşımacılığa,otel- motel işletmelerinde çalışan her nitelikte elemanın işsiz kalmasına neden olacak. Geliri olmayanlar-kalmayanlar borcunu ödeyemeyecek, harcama yapamayacak, bu durum sektör dışında kalanları da olumsuz etkileyecek.
Önlem alınması iyi de insanlar AVM’lere gitmeyince satışlar düşecek. Nitekim mağazaların satışları son bir haftada yarıya yakın düşmüş. Giderek eve kapananların sayıları artacak, insanlar zorunlu olmadıkça dışarıya çıkamayacak para harcamayacak. Hazinesinin yüzde yetmişi dolaylı vergilerle (harcamalardan alınan) dolan devletin gelirleri düşecek. Bu kısır döngü, tüketimi azaltacak, işsizliği artıracak var olan ekonomik krizi daha da derinleştirecek.
Salgın ne yazık ki önümüzdeki yıllara sarî hasar vermeye devam edecek. Ama şimdi hiç kimse bunları düşünmüyor ya da düşünmek istemiyor. Yakın tehlike saydığı acaba sokağa çıkma yasağı olur mu telaşıyla makarna bulgur stoku peşinde. Bir de ''iman gücüyle biz bu Korona’yı yeneriz” havasındalar. Başka zamanlarda yeryüzü mescit diyenler, şimdi Camilerin kapatılmasına karşı çıkıyorlar. Hukuken, insanların topluca bulundukları alanları kapatabildiği gibi devlet Camileri de geçici olarak pekala kapatma kararı alabilir. Bu bir iman ya da amel sorunu değildir, toplum sağlığı çok daha önemlidir. Çünkü din sağlıklı, akil baliği kişilere hitap eder. Ayrıca cahil vaizlerin tersine Kur’an bize (Bakara:195) “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınızı güzel yapın. Allah güzel yapanları sever” der.
Dünyayı kasıp kavuran bu salgından sonra her toplum kendi anlayış ve kültürü içerisinde yönetimlerini sorgulayacaktır. Temennim odur ki; Toplumlar hayatta kalma korkusuyla daha otoriter yönetimlere- Çin örneğinde olduğu gibi- inşallah yönelmezler. Tersine gelir dağılımındaki adaletsizliği, eşitsizliği, kapitalizmin açgözlülüğünü akılcı sorgulamayla hesap veren denetlenebilen ve insan sağlığını önceleyen yönetimlere yol verirler. Bunun için de yine aydınlara iş düşmektedir. Örneğin; Ülkemizde yüzden fazla tarikat ve bunların binlerce müridinin uçurduğu şeyhleri var. Hepsi de çok zengin maşallah. Reklam kokan sohbetlerinde her türlü hastalığı üfürükleriyle hallediyor, depremi savuşturuyor hatta uzay mekiğini düşürüyorlardı ya. Şimdi neredeler? Niye gıkları çıkmıyor? İnsanlara bir şişe kolonya, basit bir bez maske kadar faydalarının olmadığı anlaşılacak ve sorgulanacak.
Geçmediği halde parasını ödediği ve çok övündüğü yol, köprü ve tünellerin salgında faydasızlığı görülecek. Bunların yapılması yanında neden aşı üretemediğimiz, yeterli test cihazımızın olmadığı istemesek de sorgulanacak. Belki de toplumu eve hapseden bu salgının, size şer görünende hayır vardır ilahi düsturuna uygun yararlı neticeleri de olabilecek, kim bilir.. Önlemlere uyarak inşallah az zayiatla atlatacağımız salgından Allah milletimizi ve insanlığı korusun..