Bu konunun üzerine epey haber ve makale okudum. Dedikoduyu en fazla kullananların istihbarat örgütleri olduğunu öğrendiğimde şaşırmadığımı hatırlıyorum.
Zira dedikodu daha çok diktatörlüklerin, korkunun ve korkaklığın hakim olduğu iklimlerde çok kullanılan, ihtiyaç duyulan bir dertleşme ve haberleşme yöntemi olduğu düşünülüyor. İfade özgürlüğü olmayan toplumlarda insanların kullandığı bir araç olarak görülüyor.
Bugünkü yazıda dedikodunun siyasete verdiği zarar/fayda denkleminin üzerinde durmak istiyorum.
Bilinen gerçek şudur ki siyasi parti liderlerinin kahir ekseriyeti genellikle dedikodu yapanları dedikodu haberleri getirenleri çok sever, buna geçmiş yıllarda bir çok kez tanıklık ettim.
Sizin de bundan haberdar olmanız kaçınılmazdır.
Bakıldığında, dedikodu bir erken uyarı sistemi gibi kullanılabilir çünkü kişinin yüzüne söylenemeyenler arkasından ve yakınındaki insanlara söylenerek kişiyi bir tür haberdar etme sistemini doğurabilir.
Dedikodu, varlığı gereği bir iletişim eksikliğidir esasen. Karşılıklı konuşulamayan fikirlerin, başka kanallarla iletilmesidir. Ayrıca bir başkasından haber getiren kimsenin, bu konudaki niyetini ölçmek bakımından da iyi bir kimlik okuması olanağı sunar.
Siyasette her kartın açık oynanmaması, bu tip dedikodu kültürünün partiler içinde yayılmasını hızlandırır. Yapı içinde dedikodu kültürü, lider tarafından belli bir seviyede tutulursa bunun politik açıdan yararları ve gün yüzüne çıkardıkları elbette olacaktır. Ve fakat netice itibarıyla dedikodu, her zaman daha fazlasını isteyen ve arayan bir sistemdir. Dedikoducu kimliğine bürünen herhangi bir kimse, devamlı surette insanların açıklarını, yanlışlarını aramaya odaklanır.
Bu noktada yönetilen ister bir şirket isterse parti olsun, konuşulanların ve konuşanların dizginlenmesi görevi yöneticilere düşmektedir. Liderin dedikoduya değer verdiği yapılarda ise başta bir fayda veriyor gibi görünse de zamanla dedikoducu kimliklerin okları, liderin/yöneticinin kendisine çevrilecektir.
Ateşten bir gömlek gibi giymesi son derece tehlikeli ve gidişatını yönetmesi çok zor bir meseledir dedikodu.
Teşkilatlar içinde bu yapıyı zedeleyecek olan dedikodu kültürünü akıllıca yönetebilen ve kişiliği bozuk kimselere itibar etmeyen kimseler, kazançlı olacaktır.
Nasıl her doğru her yerde söylenmezse, her dedikodu da herkesten alınmaz.