15 Temmuz darbesi bahane üretmeye devam ediyor. İktidar, OHAL'ın uzatılmasını istiyor. Gerekçe, FETÖ'nün tam olarak bitirilmemesi.
Yasa dışı örgütlerle mücadele yargının görevi. Hiç bir ülke milli varlığına yönelik tehditlere kayıtsız kalamaz. Türkiye de kalmamalı.
Lakin kazın ayağı öyle değil.
Geçen beş yılda on binlerce insan tutuklandı, ceza aldı, yüz binerce insan KHK'larla işinden aşından oldu. Beş bin kişinin öldüğü, on binlercesinin yaralandığı, sakat aldığı 12 Eylül'de bile bu kadar insan soruşturma geçirmedi, ekmeğinden olmadı.
Bunu söylerken suçlular cezalandırılmasın gibi abuk bir laf etmiyorum.
Bunu söylerken, bu yapı ile mücadele çerçevesinin suç sınırlarının dışına çıkarıldığını söylüyorum.
CB Erdoğan, 17-25 Aralık sürecinde, FETÖ için altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet demişti.
Peki, sonra ne oldu?
Üstü teşkil edenler ya yurt dışında, ya da kaçtıkları için dokunamadılar, ortasını itinayla yoldular-para veren kurtuldu-, altını ise günah keçisi yaparak hukuk ve vicdana sığmayan muamelelere tabi tuttular.Suç sınırını çizme işini yargıya bırakmadıkları için, Fetöcülüğü toplumda bir şahsi hesaplaşma aracı haline getirdiler.Kimin kiminle hesabı varsa o, ona fetöcü dedi. Böyle olunca da at izi it izine karıştı.
Bu kadar tasfiyeden sonra FETÖ tehlikesinden bahsetmek, bu tehdit üzerinden başka amaçlar gütmektir.
Sağda soda bazı uzantılar kalmış olabilir. Ama unutulmamalıdır ki, FETÖ'yü FETÖ yapan AKP iktidarının ona sağladığı imkanlardır. Yargı ve Emniyet bu yapıya teslim edilmese, Balyoz ve Ergenekon davalarına bu yapının askerlerine yer açmak için masum insanlar dahil edilmese, FETÖ 15 Temmuz'u yapmaya cesaret edemezdi.
Eğer hala FETÖ'cü unsurların varlığından bahsediliyor ve hesap vermeyenlerin olduğu söyleniyorsa, ki evet böyleleri vardır ve bunlar FETÖ'ye devlet kapılarını sonuna kadar açan AKP'li siyasetçilerdir.Onlardan hesap sormak da bugünkü iklimde mümkün değildir.
Bilmiyorduk, aldandık, Allah bizi affetsin lafları tamamen birer aldatmacadır.
Bal gibi biliyorlar ve o zaman -aynı menzile yürüyoruz- diyorlardı.
Aynı menzile yürürken pastanın büyüklüğü iki tarafı karşı karşıya getirdi, kavgaya tutuştular. Kavga, rant kavgasıydı, ne dini, ne de milli bir veçhesi vardı.
FETÖ'den geriye kalan unsurlar iktidar içindeki destekçiler olduğuna ve onlardan da hesap sormak bugün için muhal olduğuna göre, daha hala FETÖ sakızı çiğnemenin başka nedenleri var. Ülkeyi sopa ile yönetmenin yolu vatandaşı büyük bir tehlikenin varlığına inandırmaktır. Mesele Fetö, metö değil, mesele ipin ucunu kaçırmamak, demokratik bir ortamın iktidarı alıp götüreceğini bildikleri için vatandaşın konuşma, eleştirme, gerçekleri haykırma özgürlüğünü sınırlamak ve içeride suça bulaşmış unsurları korumaktır. OHAL'in olduğu bir yerde hukuk gerektiği gibi işlemez, yasalar korku ve tehdit politikalarına feda edilir, devletin işleyişi bozulur, keyfilik hukukun yerini alır. FETÖ'yü göstererek değnekli bir yönetime meşruiyet sağlanır.
İktidarın bu muhalefeti etkisizleştirme, dar bir alana sıkıştırma politikasına ne yazık ki muhalefet de -Fetö- damgası yeme korkusu ile alet oluyor.Oysa korku, siyaseti sınırlar, hareket alanını daraltır. Kadro politikalarını etkiler,özgürlük ve adalet söylemlerine bile ket vurur. Çünkü muhalefet, ne zaman adaletten, özgürlükten, yargı bağımsızlığından bahsetse iktidar bunlar FETÖ'yü, HDP'yi kollamak için bunları söylüyor diyerek muhalefeti susturmaya çalışıyor. Bu siyasetinde etkili de oluyor. Son günlerde HDP'nin AKP'ye yılışma siyasetine bakarsanız ne dediğimi daha iyi anlarsınız. İktidarın keskin HDP karşıtlığı da -devlet, miller- hassasiyetine dayanmıyordu. Amaç, HDP'yi kendilerine yanaştırmaktı. Bir-iki haftadır HDP'nin -Millet ittifakı- ile arasını açma yönündeki açıklamalarını keyifle izliyorlar.Halbuki milli bir iktidarın HDP politikası, onu kendine yanaştırmak değil, ayrılıkçı politikalarından vaz geçirerek, Türkiyelileştirmek olmalıdır.
Damga yeme korkusu ile, iktidarın FETÖ bahanesiyle OHAL'ın uzatılmasına güçlü tepki vermemek, muhalefetin kendi ölüm fermanını imzalamasıdır. Dertleri FETÖ değil,iktidarı kaybetmemektir.Fetö onlara bu imkanı verdiği için sürekli harlıyorlar.Ne fetö korunmalı, ne de iktidarın sopa siyasetine alet olunmalıdır.