İşleri güçleri aldıkları üç kuruş için hayatlarını, istikballerini veren Ülkücü şehitlerin üzerinden nemalanmak olan bölücü fanatiklerden vatansever olabilir mi?
Ömrünün en verimli dinamik genç hayatlarında istikballerinden olup zindanları Taş Medrese eyleyen yiğitlere saldırıp onların mücadeleleri üzerine destanlar yazıp, birden dönüş yaparak o yiğitlere saldıran ve hatta daha da ileri giderek HAİN ilan eden yalaka dallamalar revaçta.
Revaçta diyorum ama nerede revaçta, Balgat’ta tabi ki aldıkları danışmanlık nemaları ve aferinler ile yerlerinde duramayan ve bir yerlerinde çıban çıkmış yerinde duramayanlar gibi zıplayan, ağızdan ishal olmuş yalaka şaklabanlar dün övüp gurur duydukları ağabeylerini şimdi HAİN ilan ederek bir yerlere yaranmak hatta düne karşı İhanetleri karşısında feveran eyleyen sözde Balgat’ın kalemşörleri ki, okuyucu kitleri dahi olmayan bir şanlı devrin çukura düşürülmüş gazetesinde hep salyalarını akıtmaktadırlar.
Geçtiğimiz günlerde Ülkücü hareketin en büyük değerlerinden birisi Sadi Somuncuoğlu’na dahi dil uzatmaya çalışıp, Perinçek’in adamı diyecek kadar alçalan bir ruh hastası.
Somuncuoğlu bu hareketin ilk temel taşlarındandır. Seksen yaşına merdiven dayamış bir Ak Saçlı Bilge adam kurşunlar saldırılar karşısındayken sen ananın rahmine düşmemiştin.
O yiğit zindanlarda çile çekerken sen belki de ananın kundağındaydın.
Onun hizmetleri kadar ömrün olmadığı halde sen ve senin gibiler lay lay lomcuydunuz.
57.ci hükümeti Ecevit’in kuyruğunda Rahşan’ın eteğinin altında Ülkücü hareketin değerlerine saldırtan ve onun uşakları şimdi büyük dava adamı mı oldu?
Sizin secereniz Somuncuoğlu’nun ve onun arkadaşlarının hizmet yıllarını aşamaz.
Balgat kaç tane edebiyatçı, sanatçı, ilim adamı, fikir adamı yetiştirdi?
Ülkücü hareketin yetiştirdiği edebiyatçı, sanatçı, ilim adamı, fikir adamlarını sizler dışlamadınız mı? Sizler onların seviyesine yetişemeyince yalakalık yaptığınız yerlerin aferinleriyle saldırıp madalya mı aldınız?
Size benim madalyam ancak HAİN lik madalyası olur.
Şimdiye kadar hep sustuk: “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığıyla sustuk, sabrettik, bizler bu sabrı Yusuf Aleyhisselamın makamında, zindanlarda öğrendik ve sindirdik.
Ama sabır bir yere kadardır.
Biz yine o günlere dönecek kadar delikanlıyız ve yüreğimiz hala davamız ve mücadelemiz için çarpmaktadır.
Bizden görünüp içimize sokulan ajan provokatörlere artık haddinizi bilmenin zaman geçmiştir.
Bu bizim Yunusça duruşumuzdandı.
Henüz Yavuzca konuşmaya başlamadık
Saldıraylık, mafyacılık, yalakalık sizin ahlak değerleriniz olabilir. Fakat sokak itlerinin ortalığı kapladığı bir dönemde belediyenin zabıta ekipleri de bir yerde taşan sabırlarını onları imha ederek kullanırlar.
Seni kullanan ve işin bittiğinde imha edenlerin meddahlığı bir yere kadardır.
Sattığınız gibi satılırsınız ulan, aklınızı başınıza alın. İnsan gibi saldırdığınız iftira attığınız yiğitlerden özür dileyin.
Haddinizi bilin. Yoksa sizlere hadlerini bildirecek ülkü yürekli kalemler var.