Şimdi gidiş yoluna bakalım.
20 yıllık iktidar döneminde yorulan, yıpranan AKP, seçimi en çok ciddiye alan parti görünümünde.
Seçmene ve sokağa vakıf.
Bozulan pazar ve pahalılaşan tencereye umut bağlayıp seçime garanti bakan muhalefet ise tam aksine, sokaktan kopuk, seçmenden bihaber.
Yerel yönetim özerklik şartını uygulama ve Selo'ya özgürlük vaadiyle girdiği seçim yarışına iyice HDP’nin yani terörün gölgesini düşürdüler.
Bir önceki yazımda dedim ya, seçmen izliyor.
Tecrübeli maratoncular yarışı son yüz metrede koparırlar.
Muhalefet son yüz metreye nefessiz, iktidar ise motive girdiler.
AKP yıpranan bakanları vekil yaptı. Hem polemikten kurtuldu hem de dışarda kalıp sorun çıkartmalarını engelledi.
Polemik ile beslenen veya polemiklere konu olup partiyi yoran herkesi dışarıda bıraktı.
Muhalefet ise tam aksine, tartışılan isimler, seçmenin tasvip etmediği kişiler ile sahaya çıktı.
Bu olsa olsa özgüven sarhoşluğudur.
Nasılsa kazanmamız kesin...!
İktidar mevcut Belediye Başkanlarının ciddi katkısıyla yol alıyor.
Muhalefet ise icraatlarıyla değil sahadaki söylemleri ile kendilerine katkı sunacağını umduğu iki as ismini son düzlükte maratona dahil etti.
Oysa millet bu isimleri Belediye Başkanı seçti.
Henüz hiçbir icraat ile gündem olamayan bu iki ismi Ülkeyi de kurtarmaya namzet olarak millete pazarladılar.
Oysa seçilmiş Belediye Başkanlarının genel siyasete en büyük katkısı yereldeki icraatlarıdır.
Mini bir örnek vermek istersek daha kısa bir süre önce Trabzon Büyükşehir Belediyesinin açtığı Ganita düzenlemesi ve Ortahisar Büyükşehir Boztepe projesi gençler ve kararsız seçmen üzerinde ciddi etki oluşturdu.
Bu etki şehirde düzenlenen mitingde de coşkuya dönüştü.
Muhalefet ise hala soğana umut bağlamış durumda.
Neyse ki bu Ülkede sonucu merkez seçmenin belirlediğini, bu seçmenin de milliyetçi-muhafazakar olduğunu anladılar.
Selo'ya özgürlük vaadiyle girdikleri seçimde riski gördüler ve en büyük milliyetçi, en iyi müslüman, en güçlü terör mücadelecisi olmaya soyundular.
Yine de HDP terör örgütünün ve dağ kolu PKK’nın muhalefete umut bağlayarak yükselen sesine karşı sesi çıkan muhalefet partisi olmadı.
Bir an düşünün!
Seçime gidiyorsunuz ve aklınızda kalan muhalefetin bir vaadi, projesi yok. Aklınızda kalan hizmet için seçildikleri belediyeden maaş almayacaklarını açıklamak, seçim otobüslerinin üzerinde memleket gezmek.
İktidarın açılışları, hatta spektaküler icraatları, uygulamaları, buluşları ve milliyetçi-muhafazakar seçmene dokunuşları, bu seçmende oluşturduğu güven, güçlü ortağı MHP ile uyumu, Devleti pazarlık malzemesi yapmamaları, makamları ganimet görmemeleri aklınızda.
Peki kim güçlü?
Kim kazanır.?