Sahaların iyice ısındığı ve seçime sayılı günlerin kaldığı bir atmosferde yine sahaya bir bakalım dedik.
Mitinglerde nicelik olarak bir rekabet yaşanıyor.
Listesini güçlü yapamayanların güven oluşturabilmek için tâli arayışları devam ediyor.
Ancak en dikkat çekici nokta şu; "Liste belirlerken, operasyon yaparken, teşkilatları oluştururken" köşe başlarını tutanlar seçim çalışmalarında ya kahve köşelerinde ya da evlerindeki köşelerinde konumlanmış durumda.
Belli ki sahada bir karşılıkları yok ya da daha kötü, sahaya çıkmaları dezavantaj oluşturacak.
Onun için ortalıkta gözükmüyorlar.
Bu tam şark kurnazlığı.
Olası başarısızlıkta "Biz sahaya çıksak sonuç farklı olurdu" diyecekler.
Olası başarı durumunda zaten her kararda etkin olan bu isimler pastayı kimseyle bölüşmezler.
Bunlar bedavacı kahramanlar.
Ne emek harcarlar ne de imkanlarını feda ederler.
Bir de "Davacılar" var.
Koltuk, menfaat, çıkar olunca sahaya çıkarlar.
Her şey vatan millet için sorsan.
Koltuğu kaybedince ya da umutları tükenince köşelerine çekilirler.
Onlarında hesabı büyük.
Biz yoksak küçülsün, yıkılsın dava.!
Öyle olsun ki bizim kıymetimiz anlaşılsın diye düşünürler.
Öyle teşkilat başkanları var ki sahilde gayrimeşru toplantılar yaparak güya dün güç gördüklerine savaş açıyorlar.
Bu, öyle cesur bir başkaldırıdır ki kimsenin haberi olmaz..
Güya muhalefet..
Kendisini tek başına ordu zanneden ve siyasetin sevmediği kimi tiplerde var, onlar yerelden yükselip artık Ankaralı olduklarına inanıyorlar.
Dışarda kalan kime sorsan Bakan veya Bakan Yardımcısı..
Ama ait oldukları değirmene taşıyacakları bir kova suları yok.
Toplumu yönlendirme, kararsızlar nezdinde belirleyici olma gibi bir vasıfları yok.
Ama, sokakta da yoklar.
Günümüz siyasetinin merkezinde millet, güç merkezinde memleket yok.
Savunanları ve savrulanları besleyen dürtü ganimet aşkıdır.
Ne güzel, bakın millet memleket için yedi Başkan Yardımcısı ve yarın yine masada kavga çıkmasına sebep olacak Bakanlıklar var.
Siz oynuyorsunuz, saklanıyorsunuz ama millet izliyor..
Kafasını sallıyor, ufak ufak mırıldanıyor, biraz biraz öfkeleniyor ancak millet olan biteni izliyor.
Matematik öğretmeni modundaki millet gidiş yolunuza da puan verecek.
Sahi herkes kendine bir baksa.
Objektif olarak, bütün birleşenlerini göz önüne alarak..
Baksa herkes kendine ve bir not verse..
Herkes milletin vereceği notun, hakkettiğinden çok da farklı olmadığını, olmayacağını görecek..