Bazı insanları kaybedince değerini çok daha iyi anlıyorsunuz. Çevrenizdeki pespayelikler onların değerini her geçen gün biraz daha artırıyor.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’ndan bahsediyorum, şahadetinin üzerinden on yıl geçti ama o hala unutulmadı. Aksine her gün biraz daha aranıyor, her gün biraz daha ülkemiz için ne büyük değer ifade ettiği anlaşılıyor.
Yazıcıoğlu, terörün kavganın içinden gelmesine ve siyasi kimliğini ideolojik mücadelenin çok sert olduğu dönemlerde oluşturmasına rağmen son derece demokrat, farklı fikirlere saygılı, eleştiriye açık bir insandı. Kimse yanında fikirlerini söylemekten çekinmez, o da kimseye düşüncelerini gizleyecek bir baskı ortamı hazırlamazdı. Kendisine yönelik en ağır eleştirileri yüzünde hiç eksik olmayan tebessümüyle dinler, en sert tepkisi -peki vicdansızlar sizin hiç mi sorumluluğunuz yok- demek olurdu.
Onu kaybedeli on yıl oldu ama ölümü hala aydınlatılamadı. Bundan sonra aydınlanır mı, bunu onun mirası üzerinde siyaset yapanların samimiyeti belirleyecek. Dün rahmetli Yazıcıoğlu ile beraber olan bir çok kişi bugün önemli mevkilerde. Destici milletvekili, ne hikmetse meclise girmeden bu konuyla daha çok ilgiliydi. Dönemin Alperen Ocakları başkanlarında Y.Ağıralioğlu İYİ partiden milletvekili, Tuna Koç saray kadrosunda görevli, BBP’nin eski genel başkanı Yalçın Topçu CB danışmanı, böyle daha bir çok isim var. Bu arkadaşların göstereceği samimi bir gayret olayın aydınlatmasına önemli katkılarda bulunacaktır. En azından onu sevenlerin gözleri arkada kalmayacak, yapılması gerekenlerin yapıldığına dair bir tatmin duygusu verecektir.
Yazıcıoğlu örneği bize özgül ağırlıkla alınan oy arasında çok fazla bir münasebet bulunmadığını gösterdi. Yazıcıoğlu’nun aldığı yüzde bir oy bazılarının aldığı yüzde 10-15 oydan daha büyüktü.Çünkü Yazıcıoğlu’nun çizgisi belliydi, dosta güven düşmana korku veren bir yapısı vardı. Yalaka değildi, yüzü güç ve kuvvete dönük değil, ülküdaşlarına ve Türk milletine dönüktü. Kankası ülküdaşları ve Türk milletiydi. Söz konusu milletin selameti olunca sözünü sakınmadan söylerdi.AKP iktidarını işbirlikçi olarak nitelediğine bizzat tanığım. Sadece şu olayda gösterdiği kararlı tutum bile onun nasıl bir siyasetçi olduğunu anlatmaya yeter. AKP’nin iktidara geldiği ilk yıllardı, Güney sınırlarımızdaki mayınların temizlenmesi gündeme gelmiş, iktidarın bunu İsraillilere vereceği ortaya çıkmıştı. Yazıcıoğlu bunu ciddi bir güvenlik sorunu olarak gördü ve hemen Hatay teşkilatına bir miting düzenlemeleri talimatını verdi. Yaklaşık bin kişinin toplandığı mitingde Ökkeş Şendillerle beraber konuşan Yazıcıoğlu, mayın temizleme işinin İsraillilere verilmesinin mahsurlarını anlattıktan sonra, bunda ısrar edilmesi halinde Türkiye’nin her yerinde kimsenin akıl ve hayal edemeyeceği eylemler yapacakları tehdidinde bulundu. Mesaj alınmıştı, AKP iktidarı aslında hiçbir zaman ters düşmedikleri İsrail’e mayın temizleme işini vermekten vazgeçti. Yüzde birlik Yazıcıoğlu, yüzde kırk oyu temsil eden AKP’yi dize getirmiş, milletin hukukunu korumuş, özgül ağırlığın oyda değil, tutarlılık ve kararlılıkta olduğunu göstermişti.O yaşasa, bu ucube başkanlık sistemi de olmaz, bu tehdit siyasetine de papuç bırakmazdı.
Ne diyelim onu çok özlüyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun!