Mevcut iktidarın 15 yıldır devam etmesinin arkasında- alternatifsiz olma iddiası - ve buna toplumu inandırma gerçeği yatıyor. AKP adım adım kendisine zarar verebilecek olan alternatifleri etkisiz hale getirdi. Numan Kurtulmuş gibi isimleri partiye alarak, yeni parti kurmak isteyenlerin ise önünü tıkayarak…
Son deneme MHP’deki değişim talebiydi. Sağ seçmen hiçbir zaman mevcut MHP yönetimini AKP’nin alternatifi olacak yetkinlikte görmedi. Başkanlık sistemine geçişte takınılan tutum toplumsal algının hiç de isabetsiz olmadığını gösterdi. Bugün artık herkes biliyor ki MHP kongresi tamamen –hukuk dışı- kombinezonlarla engellendi.
Bazı çevrelerin bu değişim talebini FETÖ sızması olarak nitelemesi tamamen bir karalama kampanyasıdır. Aynı iddiayla bu satırların yazarı ile birlikte bir çok yazar çizer göz altına alındı. Şahsımın Pensilvanya ziyareti üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Oysa Gülen’in yüzüne –Ben ülkücüyüm- dediğimi hem yazdım hem de TV’de anlattım. Bu tamamen bir gazetecilik faaliyetiydi. Kaldı ki hayatım boyunca Sn Meral Akşener ile ne yüz yüze, ne telefonla hiçbir görüşmem olmadı. Gelen telefon kayıtları da bunu teyit etti. Toplantılarına elbette gittim. Ama hiç tanışmadım. Biliyorsunuz bizde biri öne çıktı mı hemen etrafı sarılır,o halkanın aşılmaması, yeni isimlerin yaklaşmaması için her şey yapılır. Belki –hukuki süreç- doğru yönetilseydi bugün farklı bir tablo ve Türkiye ile karşı karşıya olacaktık.
Bazı hakimlerin tutuklu olması üzerinden yapılan spekülasyonlar da tamamen kafa karıştırma,itibarsızlaştırma genel başkan adayları üzerinden MHP’ye yönelen kitlelerin önünü kesmeye matuftur. Ankara İcra Hukuk Mahkemesinin –Gemerek/Tosya- mahkemelerinin tedbir kararlarını kaldırması son derece isabetli ve yüzde yüz hukuka uygun bir karardı.Zira bu mahkemelerin verdiği kararların 7 gün içinde infazı için icraya verilmesi ve bu kararlar birer kesin ve nihai hüküm olmadığı için İcra takibinin İlamsız yapılması gerekiyordu. MHP’nin avukatları hem kararları ilamlı icra ile icraya koydukları, hem de kararlardan birini 7 günlük süre geçtikten sonra icraya verdikleri için Ankara 2.İcra mahkemesi itirazı kabul ederek tedbiri kaldırmış,kongrenin önünü açmıştı.Bu, asgari hukuk bilgisine sahip her yargıcın vermek durumunda olduğu bir karardı. Bu karar Cuma günü saat 16.30 da verildi. Asıl skandal bundan sonra başladı.İcra müdürü uygulamakla mükellef olduğu ve tartışmaya mezun olmadığı kararı hemen UYAP üzerinden Adalet bakanlığına gönderip görüş istiyor. Mesai saati geçmesine rağmen ne hikmetse o saatte Bakanlık’ta bekleyen yetkililer saat 18.40 da bu kararın yok hükmünde olduğuna dair mütalaa verip, gönderiyorlar. İcra Müdürü de yetkisinde olmamasına rağmen mahkemenin verdiği kararı bu mütalaaya dayanarak uygulamadı. Daha sonra Yargıtay kongre ile ilgili mahkeme kararını onayınca yapılan kongrede de bilinçli veya bilinçsiz yanlışlar yapılarak genel başkan değişikliğinin önü tıkandı.Olağanüstü kongre için verilen yetki münhasır bir yetkiydi,sadece Olağan Üstü kongrede genel başkan seçimi yapılabileceğine dair tüzük değişikliğine izin veriyordu. Tüzüğün bir çok maddesi değiştirilince bu yetki aşıldı ve mahkeme tedbir koyarak 10 Temmuz’daki kongrenin yapılmasını engelledi.
Muhalefetin bundan sonra MHP kongresini toplayabilmesi ancak aynı sürecin tekrar edilmesi ile mümkün. Bu da önünde –iktidardan kaynaklanan-engellerin olduğu bir süreç. Dolayısıyla artık kongre yoluyla MHP’de değişim beklemenin imkanı yok. Olmazı denemek boşu boşuna zaman kaybıdır. Başkanlık sisteminin kabul edilmesinden sonra ise partilerin ülke yönetme,ülke siyasetini belirleme- fonksiyonları kalmayacağı için böyle bir değişimin anlamı kalmayacak.Ne yapılacaksa referandumdan önce yapılması gerekiyor.
Partiler,isim ve amblemleri birer totem değildir. Aslolan milletin,devletin bekası,ilke ve ölçülerdir. Partiler bu amaca hizmet eden araçlardır.Bugün merkez sağ sahipsiz ve alternatifsizdir. Kongre sürecinde MHP ye gösterilen ilgi toplumda nasıl bir beklentinin olduğunu göstermektedir.Zaten kongrenin engellenmesi bu ilginin bütün dengeleri değiştirecek büyüklükte olması yüzündendir. MHP muhalefeti isim ve sembollerde ısrar ederse bu imkanı ebediyen kaybeder. Türkiye tek partili bir sisteme mahkum olur. Bugün cesaretli,onurlu bir çıkış her şeyi değiştirebilir. Unutmayalım ki gerçek liderler böylesine zorlu zamanlarda ortaya çıkarlar.