2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışmaları henüz bitmedi ama anayasa tartışmaları ana gündemi oluşturuyor ve hemen önümüzdeki yerel seçimler anayasa tartışmalarının gölgesinde kalıyor.
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasındaki tartışmalar, siyasilerin diliyle bir düelloya dönüşmüş durumda. Kılıçlar çekildi ve karşılıklı hamleler yapılıyor. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasındaki tartışmaların içeriği hakkında henüz bilgi sahibi değiliz ama en azından Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlık tanımı üzerinde radikal değişiklikler yapılmasının ısınma turları gibi görünüyor.
Yerel seçimlere az bir zaman kalmasına rağmen, muhalefet partileri yine iktidarın gündemine ayak uyduruyor, iktidar yine ve yeniden muhalefeti peşinden sürüklemeye devam ediyor, muhalefet aynı delikten bilmem kaçıncı kez tekrar geçmek için debeleniyor.
CHP’deki genel başkan değişiminin siyasete yansımalarının ne olacağını yerel seçimlerde net olarak göreceğiz.
İYİ Parti’nin seçimlere tek başına girme kararının ve Genel Başkan Sn. Meral Akşener’in bu konudaki kararlı tutumunun da neticelerini yine seçimlerde görecek Türkiye. İyi Parti bir taraftan seçimlere tek başına, ittifaksız girme konusunda yoğun iç tartışmalara sahne olurken, diğer tarafta bu konunun gölgesinde yine parti içi skandallarla karşılaşıyor. İyi Parti, görevden alınan sekreterler, özel kalem müdiresi, istifa eden milletvekilleri ile seçimlere hazır bir görüntü vermekten çok uzak olduğu gibi aynı zamanda önümüzdeki dönemde çok daha büyük parti içi kargaşaya gebe gibi duruyor.
Yerel seçimlerin iki ana belirleyicisi durumunda olan iki şehrimiz başkent Ankara ve en büyük şehrimiz İstanbul.
CHP kongresini kazanan asıl isim olarak Ekrem İmamoğlu İstanbul için kuvvetli aday profilini korurken Ankara için Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu’nun, kongre öncesi CHP’nin adayı olarak açıklaması, kongreyi kaybetmesinden sonra Mansur Yavaş’ı muallak taşı gibi havada bırakmış durumda.
Oysa 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu ile birlikte kazanacak iki adaydan birisi olarak gündeme oturan ve kendisine Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’yi yönetme teklifleri yapılan bir isim olarak önümüzdeki yerel seçimlerde de aynı kuvveti sergilemesi beklenen Mansur Yavaş bu konumundan oldukça uzaklaşmış bir görüntü veriyor. Kendisine yapılan Cumhurbaşkanlığı tekliflerini duymazdan gelip, kulağının üstüne yatarak ölü taklidi yapmasını kamuoyu unutmuş değil. Bu teklifleri yapanlara nezaketen bile cevap vermemesini de aynı şekilde kamuoyu bir kanara yazmış durumda.
Mansur Yavaş’ın, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine yapılan tekliflere cevap verip elini taşın altına koymaya cesaret etmek yerine çorba dağıtmayı tercih etmesi, 2023’ün aday olmaktan korkan ismi olarak tarihe geçmesine sebep oldu.
Fakat şimdilerde Ankara büyük şehir belediye başkanlığı için yine destek arayışında. Sosyal medyada “Türk milliyetçileri Mansur Yavaş’ın yanında” başlığıyla verilen fotoğraflar ise destek arayışlarının ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. 2018’de seçimlere girerken verdiği fotoğraflar ne kadar kuvvetli ise, bugünlerde verdiği fotoğraflar da o kadar zayıf.
Kılıçdaroğlu’nun kongreyi kaybetmesinden sonra iyice yalnızlaşan Mansur Yavaş için yolun sonu görünüyor gibi duruyor. Aslında yolun sonu değil, korkaklığın sonu bu Mansur Yavaş için.
Özetle, siyaset, “Armut piş, ağzıma düş” diyerek armut ağacının altında ağzı açık bekleyenlerin değil, elini taşın altına koyanların, cesurların, idealistlerin liderliğine muhtaçtır. Mansur Yavaş için, “Hepiniz bir araya gelin ve beni aday gösterin,” diyebileceği günler ve konjonktür artık gerilerde kaldı.