Gazze’de ateşkesin sağlanması -sonu belli olmasa da-sevindiricidir.
Ancak bunun bir zafer havasına büründürülmesi yanlıştır, çünkü, çoğu çocuk ve kadın elli binin üzerinde insan öldürüldü. Yüz binlerce ev, okul, hastane yıkıldı. Yüz binlerce insan göç etmek zorunda kaldı.
Gazze’de neredeyse taş üstünde taş bırakılmadı.
Neredeyse her ev, her aile bir veya birkaç şehit verdi. Kayıpların bıraktığı yaraların kapanması için çok uzun zaman gerekiyor. Bu yara yıllarca kanayacaktır.
Bundan sonra asıl önemli olan İsrail’in ateşkese uyup uymayacağıdır.
Bugüne kadar izlediği politikalara bakıldığında İsrail’e güvenmek için hiçbir sebep yok. Son 70/80 yıl yaşananlar geleceğe güvenle bakmaya imkan vermiyor. İsrail, işgal ettiği toprakları Müslümansızlaştırmak için elinden geleni yapıyor. Kendini hiçbir hukuki kural veya anlaşma ile bağlı hissetmiyor. Attığı imzaların verdiği sözlerin arkasında durmuyor. Tarihte de böyleydi: Hz. Peygamber Medine site devletini kurduğunda Yahudiler de bu yapının parçası olmuşlar, Medine vesikasını imzalamışlardı. Ama Mekkeli müşriklerin daha ilk saldırısında anlaşmalarını bozup Müslümanlara karşı onlarla iş birliği yaptılar. Bir Peygambere bile ihanet eden bir topluluğa güvenmek kolay değil.
İsrail, bu saldırgan politikasını sürdürdükçe Ortadoğu’da barış bir hayaldir. Güç, rica veya minnetle durdurulmaz, güç ancak güçle durdurulur.
Elbette Gazze halkının duruşu, sabrı, mukavemeti her türlü övgünün fevkindedir. Ama bunu zafer olarak sunmak, HAMAS’ın zafer kazandığını ileri sürmek bir idrak sapmasıdır.
HAMAS, birkaç yüz sivil İsrailliyi kaçırdı, karşılığında birkaç yüz Filistinli tutukluyu alıyor, Geride on binlerce şehit, yıkılmış, harabeye çevrilmiş, eski haline getirilmesi için en az yirmi yıl gereken bir ülke var. İsrail, HAMAS’ın bütün liderlerini şehit etti, yıllarca belini doğrultamayacak hale getirdi. Lübnanın dirençlerini kırdı, güneyde Şam’ın 15 km yakınına kadar olan bölgeyi işgal etti, Golan’ı yeni yerleşimcilere açtı, buna HAMAS zafer kazandı denilebilir mi? Bu nasıl okuma, nasıl bir değerlendirme? On binlerce şehide, yıkılmış, viran olmuş bir ülkeye karşı birkaç yüz tutukluyu İsrail’in elinden almak nasıl zafer olarak mütalaa edilebilir?
Bu kör idrak sürdükçe yeni felaketler kaçınılmaz olur. Yaşadıklarını bile anlayamayan bir zihniyet biçimi ile karşı karşıyayız.
Gazze halkının sevincine bakarak bundan bir zafer sonucu çıkarılamaz. Gazzeliler bir parça ekmeğe, bir bardak suya, bir gece korku duymadan uyuma imkanına kavuştukları için seviniyorlar.
Bu içler acısı duruma zafer veya başarı demek benzer operasyonlara davetiye çıkarmaktır. İsrail vurdukça zafer kazanıyoruz öyle mi?
Bir topluluğun mesuliyetini omuzlarında taşıyanların daha dikkatli, daha temkinli olmaları gerekir. Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmeli.
İsrail’i HAMAS durdurmadı. İsrail’i insanlığın vicdanı ve amaçladığı hedeflerin çoğuna kavuşması durdurdu. Olaya bu zaviyeden bakarsak yarınımızı daha sağlam ve rasyonel temeller üzerinde kurabiliriz. Yoksa birileri soykırım yapar, birileri de zafer kazandık diye hem kendini hem milleti kandırır.