Alevilik dediğin, sadece Anadolu İslam sentezi demekle anlaşılmaz. O yol, özü itibarıyla bir iyi insan olma öğretisidir.

İnsanı merkeze alır, insanı kutsal görür. Bu yolda “eline, beline, diline sahip ol” denir, çünkü bu üç ilke iyi insan olmanın temelidir. Gel, biraz daha derinlemesine bakalım bu yola.

1. Eline, Beline, Diline Sahip Ol

Aleviliğin özünü anlatan bu söz hem bireysel hem toplumsal bir ahlak anlayışını ifade eder:

• Eline sahip ol: Kimsenin malına mülküne, hakkına göz dikme. Hırsızlık yapma. El, burada insanın yaptığı her türlü işin simgesidir. Hakkıyla çalışmayı, helal kazançla yaşamayı öğretir.

• Beline sahip ol: Namusuna, ahlakına dikkat et. Kimsenin ailesine, eşine zarar verecek bir duruma girme. Beline sahip olmak, toplumsal düzeni ve saygıyı korumanın yoludur.

• Diline sahip ol: Söz insanı yüceltir ya da yerle bir eder. Yalan söyleme, kimseyi incitme, kötü söz söyleme. Diline sahip olan, toplum içinde sevgi ve barışı yayar.

Bu öğütler aslında insanı hem birey olarak hem toplum içinde yüceltir. Örneğin, bir Alevi dedesinin cem sırasında söylediği bir söz vardır:

“Kendi nefsine reva görmediğini başkasına yapma.”

Bu, sadece dinî bir öğüt değil, aynı zamanda insan olmanın temel taşıdır.

2. İnsan-Doğa İlişkisi

Alevilikte doğa kutsaldır. Ağaçlar, dağlar, taşlar, su; her biri yaşamın bir parçası olarak görülür. Alevilikte “doğaya zarar vermek, Hakk’a zarar vermektir” anlayışı vardır. Örneğin, bir Alevi köyüne gittiğinde görürsün ki kutsal sayılan dağlar, pınarlar vardır. İnsanlar bu yerlere zarar vermez, aksine korurlar. Hacı Bektaş Veli’nin şu sözü bu anlayışı özetler:

“Karşısındaki kim olursa olsun, önce insan gör.”

Doğa da bu bakışın içindedir. Doğa bir anne gibi görülür ve ona saygı duyulur.

3. Cem ve Muhabbet

Alevilik, ibadeti de insanı merkeze alarak şekillendirir. Cem, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda insanların birbirine hesap verdiği bir yerdir. Cem sırasında küsler barıştırılır, yanlış yapanlar halkın önünde özür diler. Örneğin, birisi bir başkasının malına zarar vermişse, o kişinin hakkı cem sırasında sahibine teslim edilir. Bu, toplumsal adaletin sağlanması açısından çok önemlidir.

Cem sırasında semah dönülür. Semah, evrenin bir parçası olduğumuzu ve her şeyin bir döngü içinde olduğunu hatırlatan bir ritüeldir. Kadın-erkek yan yana semah döner. Bu da Alevilikte cinsiyet eşitliğinin önemli bir yer tuttuğunu gösterir.

4. Hakk’ı İnsanda Aramak

Alevilikte en önemli düşüncelerden biri “Hakk insandadır” anlayışıdır. Bu, Tanrı’nın insanda tezahür ettiğini, dolayısıyla insanı sevmek ve insana hizmet etmek gerektiğini ifade eder. Hacı Bektaş Veli’nin şu sözleri bu düşünceyi çok iyi anlatır:

“İncinsen de incitme.”

Aleviler için ibadet, yalnızca camide ya da cem evinde yapılan bir ritüel değil, insanlara yardım etmekle, iyilikle ve sevgiyle yaşamakla mümkündür. Bir Alevi yolcusu, yolda kalan birine yardım etmeden geçmez. Çünkü bilir ki yardım ettiği insan, Hakk’ın bir parçasıdır.

5. Tarihi ve Edebi Örnekler

Pir Sultan Abdal gibi ozanlar, Aleviliğin felsefesini şiirlerinde dile getirir. Pir Sultan’ın şu dizeleri, Aleviliğin adalet ve insan sevgisi anlayışını yansıtır:

“Hararet nardadır, sacda değildir,

Keramet baştadır, tacda değildir.

Her ne arar isen, kendinde ara,

Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.”

Bu sözler, Aleviliğin bireyin içindeki kutsallığa vurgu yaptığını gösterir. Tanrı’yı uzaklarda aramak yerine, insanın kendi içinde bulması gerektiğini öğütler.

Alevilik, özünde bir insanlık yoludur. Evet, İslam’la yoğrulmuş bir inançtır ama sadece İslam’ın kurallarıyla açıklanamaz. Bu yol; insanı, doğayı ve hayatı bir bütün olarak ele alır. İyi bir insan olmak, kimseyi incitmemek, adaletle davranmak Aleviliğin en temel öğretileridir.

Bir Alevi büyüğünün dediği gibi:

“Biz Hakk’a giden yolu insanı sevmekten geçerek buluruz. İnsanı sevmeden Hakk’a ulaşılmaz.”