Apo’nun gençliğinde namaz kılan munis bir genç iken sistemin onu şeytanlaştırdığı mavalıyla, PKK terörünü sevimli göstermeye çalışan satılık aydınlarımızın canhıraş destek verdiği ‘’açılım’’ sürecinin kalıcılaşan en ağır ihanetiydi andımızın kaldırılması. Milli Eğitim Bakanlığı 2013 Ekiminde İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldırdı. Türk Eğitim-Sen, bu düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay 8. Dairesi'nin oy çokluğuyla aldığı kararda, "İddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir" diyerek haklı ve isabetli bir yorumla iptal etti.
Gerekçesinde kaldırılmasına mesnet sayılan tüm iddiaları tek tek ele alıp çürüten mahkeme; Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi gereği idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda hukuka uygun olan uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerekir. İdarenin haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılmasının, sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine aykırı kullanamaz. Hukuk güvenliğinin; normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, idarenin de düzenleyici işlemlerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Öğrenci andının 1933'ten bu yana okunan istikrar kazanmış uygulamasının kaldırılmasına dair Bakanlık görüş ve iddiasının hukuken yersizliğini ortaya koymuş oldu.
Esasen Türk’üm doğruyum diye başlayan bu metnin okunmasının, kimin neresine battı ki kaldırdınız demeye getirdi. Fakat hukuk diliyle ancak yukarıdaki gibi izah etti. Kararın gündeme düşmesiyle okunması batan kesimler derhal ses verdi. Bu yönüyle karar ‘’yerli-milli’’ ittifak için tam bir turnusol olacak. MHP kanadı nasıl bir tavır alacak, yancısı olduğu iktidarı kararı uygulamaya zorlayacak mı ya da üç beş gün hamasi laflar edip kulağının üstüne yatacak mı izleyip göreceğiz. Diğer yandan Gagavuzya’yı ziyaretinde açık hava toplantısında kalabalığa Türkçe konuşun, asla unutmayın, öğretin öğüdü veren Adriyatik’ten Çin seddine 300 milyonluk Türk dünyasından bahseden C.Başkanımız ne diyecek? Yargı bağımsızdır, hukuk devletiyiz andımızın okutulması gerekir diyen Danıştay kararını beğenecek, saygı gösterecek ve uygulansın diyecek mi birkaç gün içerisinde göreceğiz.
Ayran gönüllü, pekmez akıllı ahalimizin sırf üç beş Atatürk, Cumhuriyet lafı etti diye çok beğendikleri Milli Eğitim Bakanı ne yapacak? İlk açıklama henüz hukuk süreci bitmedi olduğuna göre bir kere bu kararı temyiz edecek ve bozdurmaya çalışacak demektir ki bu da andımızın okutulmaması, yani Türküm demekten imtina eden ve diyenlerden de rahatsız olanların tarafında olmaktır. Eğer öyle Atatürkçü Cumhuriyetçi çağdaş eğitimden yana ise hukuk servisine talimat verir ve temyizden sarfınazar ederek kararı hızla kesinleştirir. Yoksa andımıza karşı çıkanlardan hiçbir farkı kalmaz ve yalancı pehlivana döner.
Bu kararın akıbetinin siyasi sonuçları olacağı kesin. Hep birlikte izleyip göreceğiz. Biz her daim Türklüğümüze sahip çıkacak ve övüneceğiz. Bu karar çakma ile hakiki, Çin malı ile yerli Türkçülüğe de ayraç olacak. Andımız adımızdır, çünkü Türk’üm diye başlar..