Ak Partinin 2015 yılının Kasım ayında yapılan seçimlerde %50 nispetinde olan oy oranı, 2018 seçimlerinde %42’ye, 2023 seçimlerinde %35’e düştü. Yerel seçimlerdeki düşüş genel seçimlerden de dramatikti. 2024 yerel seçimlerinde Ak Partinin oy oranının %35 olması sizi yanıltmasın. O oyun içinde MHP oyları var. Zira MHP, 28’i büyükşehir olmak üzere 40’tan fazla kentte Ak Parti adaylarını destekledi.
Ak Parti cumhurbaşkanlığı seçimlerini, ikinci turda ve kıl payı farkla kazanabildi. Ya Sinan Ogan, Kemal Beyi destekleseydi? Ya Yeniden Refah cumhur ittifakına katılmasaydı? Ya da muhalefetin adayı Kemal Bey değil de popüler bir isim olsaydı? Ya’lara yeni ya’lar eklenebilir.
Menderes’in 1957 seçimlerinin yapıldığı günün ertesi sabahında ‘’Allah bir daha bana böyle gece yaşatmasın’’ dediği söylenir. Oy kaybı, DP’nin özellikle ekonomi politikalarına çeki düzen vermesine yol açtı. Öyle ki 27 Mayıs darbesinden bir buçuk ay önce yapılan muhtarlık seçimlerinde DP, CHP’nin iki katından fazla oy aldı. Hem bu örnek hem 1973 ve 77 seçimlerinden %29 ve %37 oy oranlarıyla ikinci çıkan Adalet Partisinin 1979’da %50’yi aşarak oy patlaması yapması hem de Ak Partinin kendi tecrübesi, doğru işler yapan iktidar partilerinin kaybettikleri oyları kazanabildiğini gösteriyor.
Tayyip Beyin, arka arkaya gelen ve alınan tedbirlere rağmen durdurulamayan oy kayıplarını genel seçimlerden sonra her boyutuyla masaya yatırdığı herkesin malumu. Ekonomide Şimşeğin iş başına getirilmesi ekonomideki kötü gidiş nedeniyle, Suriye’de HTŞ ve SMO desteklenerek rejimin devrilmesi, sığınmacılar yüzünden kaybedilen oyları kazanmaya yönelik hamleler. Yani Ak Parti oy tabanını genişletmek ve kaybettiği oyları kazanmak için gayret ediyor. Biz Meral Hanımın bünyeye katılmasıyla neler hedeflendiğini ele alacağız.
Ak Partinin oy kaybettiği kesimlerden biri, laiklik ve Atatürk konusunda duyarlılığı olan sağ seçmenler. Ak Parti kurulduğu dönemde kadrolarını siyasi yelpazenin her kesiminden oluşturmasına ve kendi camialarında ağırlığı olan isimleri aday yapmasına rağmen bu seçmenlerden, 2007 seçimlerinden itibaren oy almaya başladı. Zira partinin asıl kurucuları, gömleklerini çıkardıklarını iddia etseler de milli görüş kökenliydi. Seküler merkez sağ seçmen milli görüşten hazzetmez. Eskiden bu kesimlerde milli görüş için ‘’yeşil komünist’’ tabiri kullanılırdı.
Vaziyeti bir örnekle izah edeyim: Ak Parti tek başına iktidar olduğu 2002 seçimlerinde Muğla’da %13 oy aldı. CHP’nin %27, DYP’nin %23 oy aldığı göz önünde tutulduğunda seküler sağ seçmenin ne Ak Partiye ne de CHP’ye gitmediği, DYP’de ısrar ettiği görülür. Ak Parti Muğla’da, 2007’de %27, 2011’de %33 oy aldı. Yani oyları Türkiye’de artarken Muğla’da da arttı. Daha doğru ifadeyle Ak Parti, Muğla gibi kentlerde daha çok oy aldığı için Türkiye ortalaması da yükseldi.
İyi Partinin kurulmasıyla ve güvenlikçi politikaların her geçen gün daha da ağırlık kazanmasıyla beraber seküler sağ seçmen İyi Partiye yöneldi. İyi Parti katıldığı iki genel seçimde de aynı kesimlerden oy aldı: Önceden Ak Partiye ve CHP’ye oy veren merkez sağ seçmen ve MHP’ye oy veren kentli, seküler milliyetçiler. Meral hanımın bu kesimleri oluşturan vatandaşlar nezdinde itibarı var. Yanlış anlamayın, ‘’Meral Hanım gelince bu kesimler Ak Partiye oy verir’’ gibi bir anlayış yok. Meral Hanım göreve getirilecek ve arka arkaya bu kesimlerin endişelerini giderecek ve memnun olmalarını sağlayacak icraatlar yapılacak.
Meral Hanımın kadın olması ve Ak Partili kadınlar tarafından beğenilmesi tercih edilmesinin bir diğer nedeni. Türkiye’de hem seküler hem de dindar kadınların beğendiği ve örnek aldığı yegane kadın siyasetçidir Akşener. Ak Parti, Tayyip Beyin bütün gayretlerine rağmen sürekliliği olan kadın siyasetçiler çıkaramadı. Kadın bakanlar bir bilemediniz iki dönemde yıpranarak tasfiye oldular. Genelde kadınlardan erkeklere göre %5 civarında fazla oy alan Ak Parti, son seçimlerde özellikle kadınlardan aldığı oylarda büyük düşüşler yaşadı. Seküler seçmenle ilgili strateji kadınlarda da uygulanacak. Kadınların statülerini yükseltecek, haklarını ve gelirleri arttıracak hamleler yapılacak. Böylece hem kadın oylarındaki erime durdurulacak hem de kadınların hem devlet yönetiminde hem de Ak Partide en üst düzeyde ve güçlü temsili sağlanacak.
Meral Hanımla kazanılması hedeflenen bir diğer kitle Rumeliler. Türkiye’de on milyondan fazla Rumeli kökenli seçmen var. Bu kesim Meral Hanımı çok seviyor. Meral Hanım DYP’de siyaset yaptığı dönemde Rumelilere sahip çıkmış. Elinden geleni yapmış. Önceki dönemlerde Tayyip Bey Rumelilere Müezzinoğlu, Kansu, Şentop ve Bürge gibi güçlü ve etkili siyasetçilerle ulaşıyordu. Bu isimlerin siyaseti bırakması, Tayyip Beyin bu isimlerin yerlerine getirdiği siyasetçilerin boşluğu dolduramaması, Recep Altepe gibi Rumeli’yle özdeşleşmiş bir ismin istifaya zorlanması ve İyi Partinin kurulması, Ak Partinin Rumelileri kaybetmesine yol açtı. Meral Hanımın dernekler ve vakıflar üzerinden son derece örgütlü olan Rumelilere ulaşması ve onları kazanması bekleniyor.
Tayyip Bey daha önce bu formülü Tansu Hanım için uygulamayı düşündü ama anketler her ne yapılırsa yapılsın Tansu Hanımın çok yıprandığını ve katkısının çok çok sınırlı olacağını gösterdiğinden aksiyon alınmadı. Kadınlar, Tansu Hanımı kadın olarak görmüyorlardı ama Meral Hanımı görüyorlar. Hem de erkekler tarafından ihanete uğramış sembol bir kadın olarak. Rumelilerin çoğu Çillerin Rumeli kökenli olduğunu bilmez bile. Oysa Meral Hanım gelmiş geçmiş bütün siyasetçiler içinde Rumeli’yle en çok özdeşleşen birkaç isimden biridir.
Meral Hanım sembolik bir cumhurbaşkanı yardımcısı olmayacak. Geniş yetkilerle donatılacak. Yapılacak açılımlarla ve hizmetlerle güçlendirilecek. Böylece Ak Partinin toplumsal tabanı; kadın, Rumelili, merkez sağ ve milliyetçi seçmenlerin katılmasıyla genişleyecek. Ak Partiye asla oy vermeyecek kesimlerinde Meral Hanımı sigorta olarak görerek muhalefetlerini hafifleteceği de düşünülüyor. Tabii bütün bunların sonuç vermesi, ekonominin düzelmesine bağlı. Ekonomi düzelmedikten sonra ne yapılsa boş. Rahmetli Demirel’in dediği gibi boş tencerenin götürmeyeceği iktidar yoktur.