Şara’nın son yaptığı kabullerde, ana kabul salonuna, Selçuklu Yıldızı yaptırdığı görülünce farklı yorumlar yapıldı. Şara, Türk hayranı olmakla suçlandı. Hadi Emevilerin sicili bozuk diyelim neden Abbasiler ya da Suriye’de kurulan, Haçlılarla savaşan ve Kudüs’ü kurtaran Eyyübiler değil de Selçuklular? Ya da Suriye’ye yüzlerce yıl hakim olan Memlukler ve Osmanlılar değil de Selçuklular? Kaldı ki Selçukluların Suriye’ye egemen oldukları süre çok kısadır. Ayrıca bu dönemde Suriye’de büyük zaferlere imza atılmışta değildir.
Selçuklu yıldızındaki sekiz yıldız, sekiz cennet kapısının simgesisidir. Yıldızın sekiz köşesi, sekiz farklı özelliği ifade eder. Selçuklu motifi, sekiz farklı köşesiyle, merhamet, şefkat, sabır, sır tutma, cömertlik, sadakat, şükretmek ve doğruluğu simgelemektedir. Bu yıldız, Anadolu’da Selçuklu Yıldızı olarak, Orta Asya’da Türkistan Yıldızı olarak bilinir. Selçuklular bu motifi sahiplenerek Orta Asya’dan Orta Doğu’ya kadar getirmişler. İstisnasız dönemlerinde yapılan bütün mimari eserlerde kullanmışlar. O kadar çok kullanmışlar ki Türkistan yıldızı zamanla Selçuklu yıldızı olmuş.
Sekiz köşeli yıldızın bir başka anlamı da zaferdir. Dört ana ve dört ara yönü bünyesinde toplayan sekiz köşe, her bir yönüyle girişilen bütün işlerde zafer kazanılacağı anlamını taşımaktadır. Günümüzde Türk Dünyası’nın en önemli sembollerinden birisi olan bu yıldızı; Türmenistan Devlet Armasında ve Bayrağında, Azerbaycan Devlet Armasında ve Bayrağında, Türk Devletleri Teşkilatı’nın simgelenmesinde, T.C. Emniyet Genel Müdürlüğü armasında ve daha birçok yerde görebiliyoruz. Hacı Bektaşı Veli Dergahının dergah mührü de sekiz köşeli Selçuklu yıldızıdır.
Gelelim Şara’nın neden bu yıldızı kullandığına. Kimlere ne mesaj verdiğine. Selçuklularla Fatımilerin tarih sahnesine çıkmaları aynı döneme denk gelir. Selçuklular Sünni Hanefi’dirler. Türkistan’dan koparak Horasan’a gelmişler zamanla İran, Azerbaycan, Irak, Anadolu, Suriye, Umman ve Kafkasya’yı kontrol eden bir imparatorluğa dönüşmüşlerdir. Bütün Türk devletlerinde olduğu gibi devlete başkaldırılmadığı sürece fikir ve inanç özgürlüğü vardır Selçuklularda.
Fatımiler Tunus’ta doğmuş önce Mısır’ı sonra Suriye’yi ele geçirmişlerdir. Selçuklularla Fatımilerin kurulduğu tarihlerde İslam dünyası bir ilki yaşadı; arka arkaya birçok Şii devleti kuruldu. Aslında bu dönemde çok sayıda devletin kurulmasının nedeni aynıdır: Abbasilerin zayıflaması. Abbasiler zayıflayınca iki grup devletleşti: Türkler (Karahanlılar, Gazneliler, Samanoğulları, Sacoğulları, Tulunoğulları, İhşıtliler ve Selçuklular) ve Şiiler. (Karmatiler, Hamdaniler, Büveyhoğulları ve Fatımiler) Şii devletleri, Sünni devletlerinden farklıydı. Fikir ve inanç özgürlüğü yoktu. Kitleler Şiileştirilmeye çalışılıyordu.
Fatımiler ise Halifeliğin kendilerine ait olduğunu ilan ederek ve Cidde’yi ele geçirerek çıtayı daha da yükselttiler. İslam aleminin ilk üniversitesi olan Ezher’i kurdular. On binlerce dai yetiştirerek İslam dünyasının her tarafında gönderdiler. Dailer ölmeye hazır fedailerdi. Hem ideolojik hem de silahlı eğitim alırlardı. Gönderildikleri yerlerde Şiilik propagandası yaparlardı. Amaçları Müslüman olmayanlara İslam’ı anlatmak, tanıtmak ve sevdirmek değildi. Amaç Şii olmayanları Şii yapmaktı. İş bununla kalsa belki hoş görülebilirlerdi. Emir aldıklarında suikastlar düzenlerlerdi. İntihar eylemleri meşhurdu. Binlerce Selçuklu devlet adamını öldürdüler.
Şii devletlerinin Sünnileri zorla Şii yapmaları ve dailerin faaliyetleri başta Selçuklular olmak üzere Türk devletlerinin Şii devletlerini düşman olarak belirlemelerine yol açtı. Şiiliğe savaş açıldı. Fatımiler dışındaki Şii devletler birer birer ortadan kaldırıldı. Ezher’e karşı Nizamiye medreseleri kuruldu. Nizamiye medreseleri fikir hürriyetine önem veren, alabildiğine hoş görülü olan Maturidi-Hanefiliği değil Eşari-Şafiliği esas aldı. Zira Nizamülmülk, Alparslan’ı Hanefiliğin Şiilikle mücadele edebilecek sertlikte olmadığına ikna etmişti.
Romen Diyojen tarihin gördüğü en kalabalık ordulardan biriyle İstanbul’dan ayrıldığında Alparslan Suriye’deydi. Suriye’de Fatımi egemenliğine son vermekle ve Selçuklu hakimiyetini tesis etmekle meşguldü. O tarihte Türklerin hedefi Anadolu’yu fetih etmek değildi. Hedef Suriye ve Mısır’ı Selçuklu topraklarına katarak Türkleri ve Müslümanları bölen Şiiliği ortadan kaldırmaktı. Ayrıca Anadolu çok fakirdi, yüzyıllardır süren savaşlar nedeniyle boşalmıştı yani nüfusu çok azdı. Mısır yeryüzünün en zengin memleketiydi.
Bizans Ordusunun, karşısına ordu çıkmadığında, Selçukluların başkentine kadar yürümeye kararlı olduğu anlaşılınca Alparslan Suriye operasyonunu durdurdu ve Anadolu’ya yöneldi. Bu nedenle Suriye’de Selçuklu hakimiyeti ancak 1078 yılında Melikşah tarafından tesis edildi. Fatımi egemenliğine son veridi. Sarp dağlara çekilenler dışında Şii-İsmaili gruplar ya yok edildiler ya da Suriye’yi terk ettiler. Eğer suikastlar olmasaydı Alparslan’ında Melikşah’ında, Tutuş’unda hedefi Mısır’daki Fatımi hilafetini yok etmekti.
Yani sarayın kabul salonunda Selçuklu yıldızının işlenmesinin nedeni Türk hayranlığı ya da Türkiye’ye bağlılık mesajı vermek değil. Şara dünyaya ‘’Şiilikle daha doğrusu Şii hilaliyle, Şiiliği siyasileştiren İran’la mücadele edeceğim’’ mesajını veriyor. Fatımi Devletini ve İsmaili Şiiliği Suriye’den Selçuklular söküp attı. Onlardan bin yıl sonra İran’ı, Şii Hilalini Suriye’den ben söküp attım. Mücadelemi sürdüreceğim’’ diyor.
Peki, bu mesaj doğru mu? Bence son derece doğru. Öncelikle İran, altını çizerek söylüyorum Şiilik değil, İran rejimi İslam dünyasını geriye çekiyor, mahvediyor, bölüyor, parçalıyor. Hem İran halkının hem de Müslüman halkların fakirleşmesine ve geri kalmasına neden oluyor. Ayrıca mesaj reel politiğe de uygun. Arap devletlerinin, Avrupa ülkelerinin, Amerika’nın, İsrail’in hatta bunu ifade etmeseler de Türkiye ve Azerbaycan’ın tehdit olarak algıladıkları devlet hangisi: Elbette İRAN.
Bugün itibariye Suriye halkının büyük çoğunluğunun nefret ettiği, doğal ve haklı olarak Esad rejiminin devamından ve yaptıklarından mesul gördüğü devlette İran. Yani Şara bir sembolle birçok kesime aynı anda güçlü ve etkileyici bir mesaj veriyor.