Birinci Dünya Savaşının en önemli nedeni Almanların, Prusya önderliğinde birleşerek genişleme politikasına yönelmesidir. Düşünün Alman İmparatorluğunun kuruluşu 1871 yılında, Paris’te Louvre Sarayında ilan edildi. Bu Rus Çarlığının veya İngiliz İmparatorluğunun Topkapı Sarayında ilan edilmesi gibi bir şey.

Almanlar birliklerini sağladıklarında dünyanın %25’i İngiliz, %20’si Fransız ve %15’i Rus sömürgesiydi. Hollanda, İspanya, Belçika, Portekiz ve İtalya diğer belli başlı sömürgeci devletlerdi. Neredeyse ekonomik değeri olan coğrafyaların tamamı sahiplenilmişti. Güçlenmek için sömürecek topraklara ihtiyacı olan ve yeterince güçlenmeden sömürgeci devletlerle savaşmayı istemeyen Almanlar, ‘’Doğu’ya Açılım’’ politikasını başlatarak Osmanlı Devleti’yle iyi ilişkiler tesis ettiler.

Almanların güçlenmesi Avrupa siyasetini tamamen değiştirdi. O tarihlere kadar birbirleriyle rakip olan ve savaşan üç büyük devlet yani İngiltere, Fransa ve Rusya, Almanya’ya karşı birleştiler. Bu ittifakın liderliğini yapan İngiltere, Almanların doğuya doğru genişlemesinden son derece rahatsızdı.

Almanların başlattığı Berlin-Bağdat demiryolunun gerçekte biteceği yer olan Basra, İngiliz sömürgesi olan Hindistan’a Kahire’den çok daha yakındı. Yani Londra açısından Almanların Basra’ya ulaşması çok tehlikeliydi. Aynı şekilde Osmanlı devletinin öz kaynaklarıyla başlattığı ve Almanların desteklediği Hicaz demiryolları projesi de İngilizlerin işgali altındaki Mısır’ı tehdit ediyordu. İngiltere’nin sömürge gelirlerinin yaklaşık üçte biri Hindistan’dan, dörtte biri Mısır’dan ve gerisi diğer sömürgelerinden geliyordu. Yani Londra Hindistan ile Mısır’ı kaybetmeyi göze alamazdı.

İngiltere, müttefikleriyle, zaferden sonra, Osmanlı devletinin topraklarının nasıl paylaşılacağı üzerine anlaşarak ittifak kurdu. İstanbul, Trakya, Karadeniz sahilleri ve Doğu Anadolu Ruslara, Geniş Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyi Fransızlara verilecekti. Bu plana göre, Hindistan’ın güvenliği açısından çok önemli olan Irak’ın güneyi ve Mısır’ın güvenliği için stratejik değerdeki Geniş Suriye’nin güneyi İngiltere’ye kalıyordu.

Londra bu ittifakla yetinmedi. Mekke Şerifini Irak, Suriye ve Hicazda bir Arap krallığı, Yahudileri Filistin’de bir Yahudi devleti kurulacağı vaatleriyle yanına çekti. Başlangıçta Almanya-Avusturya ve Osmanlı ile müttefik olan İtalya’yı İzmir, Antalya, Libya, Ege adaları ve Avusturya’ya ait olan bazı toprakları söz vererek saf değiştirmeye ikna etti. İlerleyen süreçte İzmir, Ege ve Trakya vaat edilerek Yunanistan’da ittifaka dahil edildi. Anlaşmalar gizli olduğundan muhataplar aynı toprakların birden çok ülkeye söz verildiğinden habersizdi.

Aslında taraflar savaşa henüz hazır değilken ama tam gaz hazırlanırken Avusturya veliahdına düzenlenen suikasttan sonra çıkan kriz iyi yönetilemedi ve cihan savaşı başladı. İtilaf devletlerinin en büyük problemleri müşterek sınırları olmamasıydı. Rus ordusu çok kalabalıktı fakat Rusya geri bir imparatorluk olduğundan yeterli miktarda silah, mühimmat, yiyecek, giyecek ve diğer ihtiyaç malzemelerini üretemiyordu. Ordu bu nedenle yeterince savaşamıyor ve olağanüstü kayıplar veriyordu.

Savaş başlar başlamaz Rusya genelinde de kıtlık başladı. Yokluk, savaş nedeniyle giderek artan yoksulluk ve kısa sürede yüzbinlerce cenazenin gelmesi isyanların başlamasına neden oldu. Bu gidişle rejimin dayanamayacağını yani devrileceğini ve Rusya’nın savaştan çekileceğini gören İngiltere ve Fransa, Boğazları ve İstanbul’u işgal ederek, Akdeniz-Ege-Marmara ve Karadeniz üzerinden bir lojistik köprüsü kurmaya ve Rusya’yı sürekli desteklemeye karar verdiler.

Donanması bile olmayan Osmanlıların dünyanın en güçlü iki donanmasına karşı direniş göstermesini beklemiyorlardı. Tabiri caizse ellerini kollarını sallayarak boğazları geçecek, İstanbul’u işgal edecek ve Rusya’ya ulaşacaklardı. Zaferin kısa sürede kazanılacağından o kadar emindiler ki onlarca gazeteciyi de zaferi duyurmaları için yanlarında getirdiler. Ama beklediklerinin tam tersi oldu.

Akif’in ‘’Bedir’in aslanlarıyla’’ haklı olarak mukayese ettiği Mehmetçik emperyalistlere geçit vermedi. Dolayısıyla Rusya’ya yardım edilemedi. Bunun sonucunda Çarlık rejimi 1917 senesinin başında yıkıldı. Komünistler idareye hakim oldu ve Rusya savaştan çekildi. Savaşın 1918 yılında bittiği göz önüne alındığında, eğer lojistik köprüsü kurulabilseydi rejim rahatlıkla bir yıl daha dayanırdı. Hatta Rusya savaştan çekilmeyeceğinden belki de zafer daha erken kazanılırdı. Rusya kazananların safında olduğundan çarlık rejimi yıkılmaz yani komünist rejim kurulamazdı. Yani Çanakkale zaferi olmasaydı dünya bir komünist deneyim yaşamayacak, Doğu Bloku ve soğuk savaş olmayacaktı.

Çanakkale savaşı kazanılmasaydı İstanbul ve çevresi Ruslara teslim edilecekti. Yunanları Anadolu ve Trakya’dan komünistlerin destekleri sayesinde çıkarabildik. Eğer Çanakkale savaşı olmasaydı İstanbul ve Karadeniz bölgesinde Ruslar olacak ve bizde komünistler iktidarda olmayacağı için yardım alamayacaktık. Rusya Yunanlardan çok daha güçlü olduğundan ve yardım almadığımızda daha zayıf olacağımızdan muhtemelen İstanbul’u ebediyen kaybedecektik.

Çanakkale Savaşı için ‘’Kurtuluş savaşının annesidir’’ desek çok yanlış olmaz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere komutanlarımız bu savaşta hem piştiler hem de emperyalistlerin yenilmez olmadığını gördüler. Mehmetçikle bütünleştiler.

Çanakkale, İngiliz ve Fransız imparatorluklarının sonunu getiren ateşi yakan kibrit gibidir. Gandi ‘’Çanakkale Savaşına kadar Allah’ın İngiltere’den yana olduğunu ve İngiliz donanmasının asla yenilemeyeceğini düşünüyordum’’ der. İrlanda milliyetçileri de bu zaferden ilham alarak harekete geçtiler ve 1921 yılında savaşın galibi İngiltere’ye bağımsızlıklarını kabul ettirdiler.

Çanakkale savaşında İngiltere ve Fransa’nın mağlup olması, Türk Kurtuluş savaşı ve İngiltere’nin dibindeki küçücük İrlanda’nın bağımsızlığını kazanması sadece Hintlilere değil sömürülen bütün halklara ilham kaynağı oldu. Çanakkale’nin üzerinden elli yıl geçmeden iki dev imparatorlukta dağılmıştı. Çanakkale için ‘’Dünyanın jeopolitiğini ebediyen değiştiren ve Türklüğü yok oluştan döndüren savaştır’’ desek abartı olmaz.

Başta Gazi olmak üzere bu büyük zaferi bize armağan edenleri fatihalarla yad edelim.