Geçen yazımda dedikodu,fitne, çekememezlik hastalığının ülkücü hareketi bir kanser gibi sardığını ifade etmiş, bu kafayla milyon sene gitse iktidar olunamayacağını yazmıştım. Daha yazının mürekkebi kurumadan MHP'li Oktay Öztürk beni doğruladı,BBP'yi FETÖ'nün kurdurduğunu söyledi.
En başta, baki aleme intikal etmiş, bu iddiaların cevabını veremeyecek bir insanın arkasından konuşmak ahlaksızlıktır.
BBP'nin nasıl kurulduğunun bugünkü siyasete hiç bir katkısı olmaz.İnsanda çap diye bir şey olmayınca böyle dedikodu yapar.
BBP'nin kurucularından biri benim. Lakin kuruluş aşamasında -sabıkam olduğu için- kağıt üstünde kurucu olamadım. Bu hakkımı o zaman başka bir arkadaşıma (M.S) devrettim. Dolayısıyla kuruluş aşamalarının tamamını bildiğimi sanıyorum.
Aynı müfteriler daha önce de Özal kurdurdu,Özal'dan para aldılar gibi laflar etmişlerdi. Hak duygusu,kul hakkı şuuru olmayınca her şeyi konuşmak mümkün.
Yazıcıoğlu, MHP'den ayrılmaya mecbur bırakıldı. Dergah dergisi basılarak orada bulunan kişilere ateş edildi. Kardeşin kardeşi vuracağı noktaya gelindiğini görünce Yazıcıoğlu ve arkadaşları ayrılmak zorunda kaldılar. Kalsalar bu ancak dövüşerek,çatışarak mümkündü. Yazıcıoğlu böyle bir vebalin altına girmek istemedi.
Diğer taraftan FETÖ hiç bir zaman BBP'yi desteklemedi. BBP ile aynı tarihlerde Aydın Menderes'te parti kurdu. O zaman ki ismiyle bir çok cemaat mensubu Menderes'in partisinden aday oldu. Zaman gazetesi açıktan tavır koyarak Menderes ve partisini öne çıkardı. FETÖ,BBP'yi kurdurduysa niçin ona destek vermedi?
Şunu söyleseler anlarım,rahmetli Yazıcıoğlu dindardı,Türkiye'nin gerçeklerini de biliyor,cemaatlerin belli bir oy potansiyelini kontrol ettiğini görüyordu. Partiyi -kurduktan sonra- bütün kanaat önderleriyle görüştü. Muhammed Raşit efendi ile beraber görüştük, duasını aldık,asla oy isteme,destek bekleme gibi bir durum söz konusu olmadı. Biz Allah adamı bildiklerimize dua için gideriz,çünkü aldığımız terbiye böyle gerektiriyordu,başkaları oy için gittiler. Dua için gidenlere rağbet etmeyenler oy için gelenlere her şeylerini verdiler. Bu kanaat önderlerinin de biraz kendilerine bakmaları lazım. Oylarını hep menfaatperestlere,muhterislere verdiler, edebi oy istemeye el vermeyenleri de hep görmezden geldiler. Yazıcıoğlu, en çok Esat Coşan Hoca'dan sitayişle bahsederdi:" Bana açıkça seni destekliyorum diyen tek kişi o idi, derdi.
İkide bir Yazıcıoğlu'nun şu veya bu nedenle gündeme taşınmasının nedeni, kıskançlık ve çekememezliktir. Öztürk'te, ötekilerde bir Muhsin Yazıcıoğlu olamadılar.Karın ağrıları bundan. Onlar nefislerinin,çıkarlarının peşinde koşarlarken Yazıcıoğlu bir avuç arkadaşı ile fazilet mücadelesi verdi. Tarih onları da, Yazıcıoğlu'nu da yazacak. Yazıcıoğlu'nun hatırası bile onlardan daha canlı. Aramızdan ayrılalı yıllar olmasına rağmen hala peşinde koşan,saygıyla anan yüz binler var.Yazıcıoğlu ülke ve milletimizin düşmanlarına karşı mücadele etti, onu eleştirenler ise hep böyle biraz öne çıkan ülkücülerle mücadele ettiler.Ona buna iftira attılar,güçlerinin yetmediklerini 15 Temmuz'da imzasız mektuplarla gammazlayıp içeri attırdılar.Ülkenin onca meselesi dururken durup durup Yazıcıoğlu ile uğraşmak hangi ülkücülüğe sığar? Şu Yazıcıoğlu ile uğraştığınız kadar, keşke ülke ve milletimizin düşmanları ile uğraşsaydınız.Bu sizin için de, bıçak sırında olan aziz vatanımız için de daha hayırlı olurdu.
Not:Bu yazdıklarım Rahmetli Yazıcıoğlu'nun BBP'si içindir,bugünkü BBP için değil.