AK Parti'li TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Anayasanın 3. maddesi değiştirilmelidir, devletin milleti olmaz" şeklinde bir açıklamada bulundu.
Numan Kurtulmuş'un şu anda bulunduğu makam, Türkiye Cumhuriyeti'nde ikinci en önemli makamdadır. Yani Cumhurbaşkanının yerine geçmesi gereken bir durum olsa, Cumhurbaşkanlığı görevini o üstlenecektir.
2001 yılında siyaset yapıyorduk. AK Parti kurulurken, rahmetli babam da dahil, üzerimizde AK Parti'de siyaset yapmamız yönünde yoğun bir baskı vardı. Çünkü AK Parti'nin iktidara geleceği, gecenin sabah olacağı kadar açıktı. Ancak biz buna meyletmedik ve meyletmemiş olmaktan da gurur duyuyoruz.
Çünkü o zihniyetle milletin ve devletin tanımını aynı şekilde yapamıyorduk. Aramızda yüzde yüz diyebileceğimiz bir tezat vardı.
Biz milleti, aynı dili konuşan, ortak bir geçmişi paylaşan, birlikte bir gelecek yaşama niyetinde olan, bir toprağı vatanı kabul eden, ortak semboller, gelenekler, sevinçler ve üzüntülerle bir araya gelmiş insanların teşkilatlanmış hali olarak görürken; onlar milleti sadece aynı dini inancı paylaşan insanlar topluluğu olarak görüyorlardı.
Biz hâlâ milleti aynı şekilde tarif ediyoruz, onlar da anlaşılan aynı düşüncedeler.
Biz bir Rus veya İspanyol ile aynı millet olamayız, ama onlar bir Rus veya Yunan ile kendilerini aynı milletten sayabilirler.
Onların bu yaklaşımı, bir Orta Çağ düşüncesidir. Orta Çağ'da milletler dinle, siyasal hareketler mezheplerle, ekonomi ise tarımla açıklanırdı.
Bu Numan Kurtulmuş gibiler, dünyayı yaklaşık 400 yıl geriden takip etmektedir. Oysa biraz düşünebilseler, bir inancın kişisel olduğunu, millet mensubiyetinin ise doğumla kazanıldığını fark edecekler.
Bir insan bir günde bin kere din değiştirebilir, bin birinci kez başladığı dine geri dönebilir. Ancak doğumla gelen milliyet hakkını asla değiştiremez ve bu hakkı kendisinden sonraki nesillere miras bırakmak zorundadır.
Türk milleti bilmelidir ki, Numan Kurtulmuş gibilerin en önem verdiği düşmanlık, Türklük ve Türk millet bilincine olan düşmanlıktır. Onların düşmanlığı Türk milletinedir.
Üzücü olan, Türk milletinin bir kısmının 100 yıl önce padişahın kendilerini koruyacağına inandıkları gibi, şimdi de bu Numan gibilerin toplumu koruyacağına inanmasıdır.
Bir kişi "Ben Türk'üm" diyorsa, Numan Kurtulmuş onun düşmanıdır. Numan uğruna Türklükten vazgeçecek olanlara söyleyecek bir sözümüz yoktur.
Devlet, bize göre millete hizmet etmek için kurulmuş, milletin oluşturduğu bir organizasyondur.
Bu tanımları Türkiye coğrafyasında en veciz şekilde ifade edenlerden biri, Türk devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür. Şöyle der: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk milleti denir."
Numan Kurtulmuş gibiler için devlet, yalnızca inandıkları dine hizmet eden bir organizasyondur. Bireye ve topluma hizmet etmek diye bir şey yoktur.
Numan’a birisi öğretmeli (aman, Devlet Bahçeli öğretmesin); Türk devletinin bir sahibi vardır ve o da Türk milletidir.
Bu tip ifadeler genelde bir soya sahip olmayan ya da soy mensubiyeti bulunmayan kişilerden çıkar.
Türk milleti de kendi soyundan olmayan yöneticileri seçmede büyük başarı göstermektedir.
Adeta Atatürk'ün Nutuk'ta padişahlık sistemini tarif ettiği zamanları yaşıyoruz sanki…