Yakın zamanda Suriye topraklarında başlatmış olduğumuz Barış Pınarı Hareketi’nin bugün beşinci gününe girmek üzereyiz. Siyasetten medyaya ve sokağa kadar sahada, masada ve arka planda yaşananlar, yaşanması muhtemel olaylar, hesaplar konuşuluyor, yorumlanıyor, olasılıklar tartışılıyor. Ama üzülerek söylemek gerekir ki; yine siyasilerin kendilerini ön plana çıkarma gayretleri, yine aynı kısır döngü tartışmalar ve yine aynı klasik söylemler ve aynı bakış açıları değişen bir şey yok.
NATO’nun mesajına, ABD'nin onlarca tehdit ve terbiyesizliğine, BOP çerçevesinde yaşananları ve ülkemize etkilerini kimler planladı, kimler uyguladı ve kimler alet oldu gerçeğini, yüreklilik ve cesaret gösterip hiçbir siyasi lider, hiçbir akademisyen, hiçbir STK ve hiçbir bürokrasi dile getiremiyor. Peki, nedir korkumuz ve çekincemiz, nedir bu suskunluğumuz, başka konularda şahin kesilen siyasiler kaç günden beri peş peşe Türkiye aleyhine tehditler savuran Trump’a başta iktidar olmak üzere, herhangi bir siyasi parti lideri çıkıp da haddini bil Trump diyemiyor. Erdoğan her ne hikmetse her konuda şahin kesilirken, Trump’ın bu küstahça tehditlerine bir tek cevap ve karşılık verememesi gerçekten düşündürücü. Nerdesin Mustafa Kemal nerdesin! Binbir çile ile kurduğun Türkiye Cumhuriyeti’ni kimler yönetiyor kalk! Kalk da gör ülken ne halde.
Ordumuz, Suriye'de sahada terör örgütleriyle mücadele ediyor görünse de asıl mücadelesi emperyalistlerle gerçeğini yüreklilik gösterip dile getiren bir Allah’ın kulu yok.
Peki kim bu emperyalistler?
Dostumuz, müttefikimiz, ortağımız dediğimiz ABD.
Bizzat, güney sınırıyız, kapı koluyuz dediğimiz AB ve NATO. Hem de ülkemize yönelik her türlü tehditleri yok etmek için üye olduğumuz NATO!
Başka? Fransa. Sözüm ona Türkiye’ye nota verecekmiş! Sen kimsin, müzik notası mı veriyorsun katil Fransa!
Başka? İtalya, Almanya ve diğerleri… Türkiye'nin operasyonu kabul edilemezmiş, derhal durdurulmalıymış! Katil İtalya, katil Almanya siz önce kanlı tarihinizle yüzleşin sonra başka ülkelere söz söyleyin.
Norveç, ülkemize silah satışını askıya almış. İsveç ve Polonya operasyonu kabul edilemez olduğunu açıklamış.
Özellikle 1950’lerden buyana, yüzlerce kez olduğu gibi bir kez daha ABD ve AB ülkelerinin, Türkiye'nin hayrına rüya görmeyeceği, Türkiye'nin lehine hiçbir adım atmayacağı, karar almayacağı bir kez daha ispatlanmıştır, Barış Pınarı Harekâtıyla. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin milli çıkarları ve kendisine yönelik tehditleri bertaraf etmek için atacağı her adımın karşısında olacakları bir kez daha belgelenmiştir bu süreçle birlikte. Bugün ordumuz, bir kez daha emperyalistlerin başımıza açtığı belaları defetmek için canını sahaya koymuş durumdadır.
Artık siyasetçilerin, Türk ordusunun başlattığı harekâtın emperyalistlere ve emperyalistlerin tetikçilerine karşı olduğunu kabul etmeleri ve ona göre duruş göstermeleri kaçınılmaz bir gerçektir. Dün olduğu gibi bugünde şanlı ordumuzun sahada her şart ve zorlukta gereğini yapacağına ve bu sürecinde üstesinden geleceğine inancım tamdır. Tek endişem, siyasetin masada gereğini yapıp, yapamayacağı noktasındadır.
Ey ABD, ey AB, ey çöl bedevisi Araplar, Türkiye, kime operasyon yapmış? Terör örgütlerine, hani siz terör örgütlerine karşıydınız? Size terör örgütleriyle mücadele yaparken mubah, Türkiye yaparsa günah öyle mi?
Şizofren Trump, klavye kahramanlığı yaparak, delinin aklına ne gelirse söylermiş misali aklına her geleni Twetter üzerinden yazarak neyi amaçlıyorsun bilmem ama bildiğim tek şey var necip Türk Milleti bir karış vatan toprağı için 82 milyonluk canını gözünü kırpmadan vereceğini gerçeğini bil, buna göre hareket et. Türkiye’yi, Afganlara, Araplara, Vietnamlılara, Korelilere benzetme sakın!
Ey batılı emperyalist güruh!
1915’de Çanakkale’de,
1922’de Kurtuluş savaşında yaşadıklarınızdan ders almadıysanız
2019’da ders tekrarı yaptıracağımızdan hiç şüpheniz olmasın.