Sn. Erdoğan ve ekibinin yanlış ekonomi politikaları, bizlere pek çok alanda “EN”leri yaşatmakta.
“Faiz sebep, enflasyon netice, bu da benim ekonomi tercihim” politikası sonucu; Merkez Bankası bile 818,5 milyar zarar etmişti.
Bakıldı ki olmuyor KKM, ülkenin ekonomisini sömürmekte, % 8,5 faiz politikası ekonomiyi çökertmekte; Bu ucube % 8,5 ekonomi politikasından vaz geçildi ve faiz 50’lere çıkarıldı. Ne yazık ki bu, geç kalmış ve gecikmiş ekonomi önlemi de ne enflasyonun ne de dövizin ateşini söndüremedi.
Memur, emekli, işçi bu enflasyon canavarının dişleri arasında ezilmeye mahkûm edildi.
İnsanlar gıdaya ulaşamama, sofrasına katık koyamamanın acısıyla kıvranmakta.
Dünyanın ilk enflasyon sıralamasında yer alan Türkiye, 2024 enflasyonunu % 36 olarak belirlemişti. Bu, en iyimser tahmin ve öngörüydü, resmi açıklamaya göre.
Gel gör ki, Merkez Bankası başkanı Fatih Karahan bey, bu öngörünün tutmayacağını görmüş olmalı ki tahminlere ZAM yaptıklarını açıkladı. Böylece enflasyon tahminine de ZAM yapılmış oldu.
Hoyrat ve laf dinlemez enflasyon, M. Bankasına göre 2 puan artırılarak % 38 olarak açıklandı. Tabii tutarsa. Tutacağına kimler inanıyorsa. Öyle sanıyorum ki Sn. Karahan Bey de bunun tutmayacağının farkında. (10. Mayıs.2024 tarihli açıklaması)
Sn. Erdoğan ve ekonomi ekibinin, yeni enflasyon düşürme programları:
1-Memur ve emekliye maaş artımını az yaparak, alım gücünün azaltarak enflasyonu düşürme hedefleniyor.
2- Kamu da tasarruf önlemlerinin kâğıt üzerinde kalacağını bildikleri için, vatandaşın alım gücünün azaltarak suni bir enflasyon düşüşü sağlamak.
Bunlar tutar mı?
Elbette hayır.
Memur ve emeklisi zaten geçim sıkıntısı yaşamakta. Ete, süte, giyime, seyahate, tatile para bulamıyor.
Memur ve emeklisinin ev, araba alma olanağı olmadığı gibi hayali de kalmadı.
Fahiş fiyat artışı yapanlarla stokçulara ceza yoluna gidiyorlar da; fahiş fiyatın, stokun ne tarifi, ne miktarı belli değil.
Fahiş fiyat ve stok işini kim nasıl belirleyecek, hangi miktar ve fiyatla karar verecek o da belli değil.
Yani hükümet, el yordamıyla, göz kararıyla, sınama-yanılma metoduyla enflasyona çare bulmaya odaklanmış.
Odaklanmış ki, bir programsızlıkla ekonomi yürütmekteler.
Oysa betonun, arabanın, petrolün, dövizin yenmeyeceğini bir türlü kavrayamadılar. Faize, yandaşa, yolcu, hasta, araç geçişli kara deliklere para aktarımından vaz geçmediler/geçemediler.
Hükümetin yapacağı en rasyonel icraat; Tarım Politikası ile Eğitim Politikasını sil baştan düzenlemek olmalı.
Modern tarımın, teşvikli tarımın, üretime dayalı tarımın önü açılmalı. İthalata sınırlama getirilmeli.
Çağa yönelik eğitimin, çağdaş eğitimin, dünya gerçeklerini yakalayacak eğitimin önü açılmalı, öğretmene saygı ve değeri öne alınmalı, çağdışı eğitime son verilmeli. Bu konunun uzmanları, böyle demekte!
Aksi halde, enflasyon tahminlerinize bile ZAM yapmak zorunda kalırsınız. Bu tahmin akılla yapılsa idi, ZAM yapma gereği duyulur muydu?
Yarınlar daha da zor olmadan, önerilere kulak verilmeli, ekonominin, eğitimin dünya gerçeklerine uyulmalı, işin uzmanı ve liyakat sahibi insanlara görev verilmeli, şeffaf olunmalı, denetime saygı duyulmalı.
Esen kalınız.