Birçok olumsuzluğun içinde insanı sevindiren, umutlarını artıran şeyler de oluyor. Bugün ülkemizde esas mücadele -entelektüel alanda- veriliyor. Kitapçılara her gittiğimde içimi bir burukluk kaplıyor. Yazma çizme işinde biz yokuz. Ülkücüler okuyor lafı bir şehir efsanesidir. Ülkücüler okumuyorlar. Çünkü ya her şeyi biliyorlar(!), ya da onların yerine düşünen her şeyi bilen liderleri var.
Bölücülükle ve her türlü ayrılıkcılıkla mücadele esas olarak fikir alanında olur. Cephede kazanmakla her şey bitmiyor. Önce entelektüel mücadeleyi kazanacaksınız. Kitapçılara gidin, her hafta ayrı bir bölücü yayın çıkıyor. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü savunanların bu alanda esamisi bile okunmuyor. Kalıcı olan yazıdır, bu kitaplar, çalışmalar geleceğe intikal edecek. Yarının nesilleri bu kadar bölücü yayına karşı bu ülkenin birliğini savunanların eserleri nerede diye soracaklardır. Cevabı herhalde biz ülkücüyüz her şeyi biliriz olmayacaktır.
Bu düşünce kısırlığının yanında sağda solda emek sarfederek bir şeyler yapmaya çalışan arkadaşlarımız da var. Geçen yıl Servet Avcı ile Adnan İslamoğlu’nun kitapları çıktı. Biz, Kürt Sorunu mu, Devletleşme Sorunu mu isimli kitabımızı yayınladık. Ama bu kitaplar en fazla iki baskı yaptı. Buna karşılık, bölücü yayınların en kıytırık olanları bile üç beş baskı yapıyor. Sinesinden Erol Güngör, S.Ahmet Arvasi, N.Köseoğlu,A.karakoç gibi yazar ve şairleri çıkarmış bir hareket için bu bir züldür.
Bütün bu olumsuzlukların yanında yılmadan, usanmadan karınca gibi çalışan arkadaşlarımız da var. Bunlardan biri hak ettiği değeri bulamayan Hakkı Öznur. Öznur, son derece çalışkan, üretken bir yazarımız. Onun ülkücü hareket isimli çalışması alanında en kapsamlı ve tek çalışma. Derin Sol, Cahşların Savaşı, rahmetli Yazıcıoğlu külliyatı yine yüz akı çalışmalarından. Şimdi, Öznur’un iki ciltlik yeni bir çalışması çıkıyor. Panama yayınları arasında çıkan ORTADOĞU’NUN CAHŞLARI, Ortadoğu’da ABD ve İsrail’in oyuncağı olan çaşıtları anlatıyor. 1907’de Barzani ailesinin lideri Abdüsselam ile başlayan, Mustafa Barzani ve oğulları İdris ve Mesut Barzani ile devam eden ihanet süreci bütün ayrıntılarıyla bu devasa çalışmada ele alınmış. Barzani ailesini anlamadan günümüzde dört devletin bütünlüğünü tehdit eden ayrılıkçılığı anlayabilmek mümkün değil. Çalışma bu yönüyle Türkiye’deki olayların tarihi arka planına da ışık tutuyor.
Öznur, çalışmasını Barzani ailesi ile sınırlı tutmamış, BOP’u hem kendi merceğinden hem de milli/ İslami siyasetin en önemli ismi rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun zaviyesinden de değerlendirmiş. Kitabı okuyanlar Yazıcıoğlu’nun günümüzün siyasi aktörlerine bakışını ve son yıllarda meydana gelen gelişmeleri önceden görerek dile getirdiği görüşlerini de öğrenmiş olacaklar. Öznur önceki çalışmalarında olduğu gibi bu çalışması ile de önemli bir boşluğu doldurmuş. Terör ve ayrılıkçılık üzerinde çalışmak isteyenler için bir başvuru eseri olabilecek bu güzel çalışma dün itibarıyla raflarda yerini aldı. Uzun ve zorlu bir çalışmanın ürünü olan bu eserin layık olduğu ilgiyi görmesini ve daha nicelerinin yazılmasını diliyorum.