Siyasetin  temelde entrika ve yalanlar üzerine kurulmuş olduğu kabulünden yola çıkarak siyasi hiciv içeren  çok sayıda dizi ve film seyirciyle buluşmuştur.

Siyasetin  temelde entrika ve yalanlar üzerine kurulmuş olduğu kabulünden yola çıkarak siyasi hiciv içeren  çok sayıda dizi ve film seyirciyle buluşma fırsatı bulmuştur.  
Bu yazımda siyasete ve siyasilere bakışınızı değiştirecek şimdiden klasikler arasında kendine yer bulmuş bir dizden (House of Cards )  ve dizide geçen efsane repliklerden bahsetmek istiyorum. 
 
Orijinal şekli   daha önce politikacı yazar  Michael Dobbs'un kitabından  esinlenerek İngiliz BBC kanalında  aynı isimle mini-dizi olarak yayınlanmış. 
Amerikan versiyonunda   ise ABD başkanlık sarayında (White House)  yaşanan entrikalar anlatılmakta.

Çok şükür ülkemizde böylesi iğrenç siyasi kirlilik ve entrikalara rastlamıyoruz. 
Dizi çocukluğu baba şiddeti ve fakirlik içinde geçmiş olan Demokrat partili  bir kongre üyesinin Amerika kırsalından başkanlığa uzanan entrika, seks, şantaj, şiddet ve cinayet  dolu politik yaşamı etrafında dönüyor.  Kahramanımız  kendisine vaat edilen ABD Dışişleri Bakanlığı pozisyonuna  başkasının atanmasından sonra  politik kariyerini yalan ve şantaj üzerine kurup başkan dahil  önüne gelen herkesi dozer gibi ezerek siyasetin zirvesine yerleşiyor.  
Kalın harflerle yazılı bölümler Kevin Spacey’nin canlandırdığı başkan Frank Underwood karakterine ait repliklerdir. 

Yapılan bir ankete göre House of Cards dizisini izleyenlerin yüzde 57’sinin ABD Başkanı Frank Underwood karakteri hakkında yaptığı tüm pislik ve ahlaksızlıklara rağmen olumlu görüş bildirdiğini ve Obama’dan popüler olduğunu okuyunca ülkemizdeki seçmene fazla haksızlık yapmamak gerektiğini anladım.  
Dizide sıklıkla kameraya dönüp seyirciyle konuşuyor.  “İstediğimi elde etmek için yalan söyleyebilir, aldatabilir veya tehdit edebilirim ama en azından ben işi halletmiş olurum. Yani umarım not tutuyorsunuzdur.” cümlesi üzerine tuttuğum ve internetten ulaştığım efsane replikleri sizlerle paylaşmak istedim. 
Biraz kahramanımızdan bahsedeyim; Güç elde etme dışında hiç bir değer yargısı yoktur ''İnsanlar güce saygı duyar, dürüstlüğe değil'' ve hayat felsefesini ‘’Bizim gibi besin zincirinin tepesine tırmananlar için acıma yoktur. Avla ya da avlan’’ cümleleriyle  açıklar. Oldukça pragmatik bir kişiliğe sahip olup gerektiğinde kavgaya hazırdır ''Sol elinle taş tutarken, sağ elinle tokalaş'' Tüm siyasi rakipleri hakkında ilerde şantaj için kullanabilecek oldukça sağlam bir arşivi var. İnsanların zaaflarını ve onlardan yararlanmayı çok iyi biliyor. Muhteşem hitabet yeteneğiyle insanları ikna etme ve etkileme konusunda zorluk çekmiyor. Faydalanmak istediği  insanlara gerekirse ileride tutmayacağı sözleri kolayca veriyor ''Hiçbir yazar iyi bir hikayeye direnemez, tıpkı hiçbir politikacının tutamayacağı sözler vermeye karşı koyamadığı gibi''  Tüm hayatı yalanlar üzerine kurulu olup duygularını hiç belli etmeyen bir poker suratına sahip ''İyi bir yalancının yeteneği, insanları yalan söyleyemediğine inandırmaktır'' Eşi de dahil olmak üzere kimseye gerçek manada güvenmez ve menfaatine aykırı hareket eden en yakınındaki arkadaşlarını bile siyasi mevta haline getirmekten çekinmeyip kolayca felaketlere sürükleyebilir ''Arkadaşlar en büyük düşmanları yaratır… O karanlığın içinde ve ben de yol gösteren tek ışığım. Şimdi onu nazikçe kayalıklara doğru yönlendireceğiz'' 
Bir kaç bin dolarlık yolsuzluk, halkı yanıltıcı beyan, ölüme sebebiyet verme gibi  sıradan politik skandallarla sarsılan kariyeri boyunca zor  duruma düştüğü  birçok kez dindar olmadığı halde dini yönünü ön plana çıkarıp kilise üzerinden mesajlarını veriyor  ve zorlu geçen fakirlik günlerinden bahsederek  halktan birisi olduğu imajını  çok  güçlü bir şekilde işliyor.   Dizi boyunca dünyanın en güçlü adamı olmasına rağmen geçmişte yaptığı işler sıklıkla ayağına dolandı. (Geçmişi ne kadar derine gömdüğün önemli değildir. Geri gelir)  
Bir efsane replikte tahtı sallanan eşinin yanında sempatik fakat iki yüzlü tavırlarıyla halkın sevgisini kazanmaya çalışan eşinin tüm pisliklerine ortak olmuş bayan Claire Underwood'dan ''İnsanların kalbini kazanmaya çalışmaktan bıktım artık. Hadi onların kalbine saldıralım''
Siyasetle iştigal edenlerin seyrettiğine emin olduğum ama ne derece örnek aldıklarını bilemediğim bir diziyi sizlere mideniz kaldırırsa tavsiye ederim.
Ben şahsen dizideki repliklerden çok etkilendim. Bir tanede ben sallayım: Siyasette hamaset her öğün yenir. Önemli olan nasıl paketlediğin.