Kullanma kılavuzumuz Kur’an bize dinimizi Allah(cc)’a has kılarak ibadet etmemizi emreder. (Bkz: Zümer süresi 3. Ayet)
Bu açıdan Müslümanlar olarak dinin kaynağının Kur’an olduğunu ve dini hükümleri koyanın da sadece Allah(cc) olduğunu bilmemiz gerekir.
Her türlü şirkten, bâtıl inanç ve hurafelerden uzak, vahye dayanan ve kutsal kitabıyla, inanç ve amellere dair hükümleriyle orijinalliğini koruyan bu dinin pratikte nasıl yaşanacağını ise “Resul” (Elçi) olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav) göstermiştir. Resulullah (sav) kendisi vasıtasıyla gönderilen Kur’an’ı öğrenmiş, benimsemiş ve eksiksiz olarak yaşayarak nasıl yaşanacağını bize göstermiştir.
Resulullah (sav) Kur’an’da ne gördü ise onu hayatına aktardığı için herhangi bir çelişkiden söz edilemez. Zaten Rabbimiz, “İçinde asla şüphe olmayan bu kitap yolunda gitmek isteyenler için yol gösterici bir rehberdir.” (Bakara 2. Ayet) buyurarak böyle bir çelişkinin ve şüphenin olamayacağını bize bildirmiştir.
Ancak Resulullah’ın (sav) ağzından din adına bizlere aktarılan bazı rivayetler birçok çelişkiyi içinde barındırmakta ve kafaları karıştırmaktadır. Halbuki Kur’an ve onun pratikteki uygulayıcısı Resulullah (sav) dosdoğru yolu gösteren bir rehberdir ve insanları şüpheye düşürmez.
Müslümanlar olarak bugün rivayet kültürünün din diye dayattığı birçok bilgi kafamızda çelişki oluşturmaktan öteye gitmemektedir.
Bu çelişkili bilgilerden biri de Kadir gecesi hakkındadır.
Kadir (kadr) kelimesi lügatte “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelirken dini literatürde Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gece olarak bilinir.
Kur’an’da 97. Surenin adı da Kadir’dir.
Surede özetle Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir.
Taberi gibi müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtirler.
İmam Maturidi ise, Kadir suresindeki bin ayın genel bir rakam konumunda bulunması ve isme-i tafdîlden sonra gelmesini dikkate alarak bu sayının çokluktan kinaye olabileceğini söylemiştir.
Kadir suresinde verilen bilgiler, Kur’an’ın Ramazan ayında (Bakara, 185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (Duhân, 3-4) indirildiğine dair ayetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin Ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ağırlık kazanmaktadır.
Buhari ve Müslim’in aktardıklarına göre inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir.
Tirmizi ve İbn Mâce’nin rivayetlerinde ise Resulullah’ın (sav), “Allah’ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet!” şeklinde dua edilmesini tavsiye ettiği belirtilmiştir.
Buraya kadar anlatılan bilgilerde herhangi bir çelişki yoktur. Ancak bu gecenin hangi gece olduğu hususunda Kütüb-i sitte diye meşhur olmuş Hadis külliyatına baktığımızda çok değişik çelişkili rivayetlerin varlığını görüyoruz.
Müslim, Abu Davut ve Tirmizi gibi hadisçilerin bu gecenin Ramazan ayının 27. gecesi olduğunu rivayet etmektedirler. Ancak bu rivayetlerin bile kendi içlerinde birbiri ile çeliştiği ortadadır ve birbiri ile çelişen rivayetlerin kesinlik ifade etmeyeceği de açıktır.
Buhari ve Müslim’in aktardığı bazı rivayetlerde ise Resulullah’ın (sav) Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği, ancak unutturulduğu anlatılmaktadır.
Kadir gecesinin hangi gün olduğu hususunda Hz. Ömer (ra) olmak üzere Ashab tarafından da araştırma konusu yapıldığı ama herhangi bir günde birleşilemediği hususunda da bilgiler mevcuttur.
İbn-i Hacer, Kadir Gecesi'nin hangi gün olduğuna dair şer’i delillere dayanarak ileri sürülen görüşleri sayarken 46 ayrı rivayet olduğunu belirtir.
Bazı tefsir kitaplarında ise Kadir gecesi hakkında onlarca rivayet aktarılmıştır.
Kadir gecesi birinci günden başlayarak, ikinci, üçüncü, dördüncü denilerek yirmi dokuzuncu geceye kadar tam 29 gün Kadir gecesi olduğu hususunda rivayetler aktarılmaktadır.
Kadir gecesinin Ramazan ayının 27. gecesinde aranması gerektiğini söyleyen alimler olduğu gibi, Ramazan ayının son on gününde, son on günün tekli gecelerinde aranması gerektiğini söyleyenler de vardır.
Kadir gecesinin tespiti hususunda aktarılan bazı çelişkili rivayetler şöyledir:
Ebu Davut; Resulullah’a (sav) “Kadir Gecesi Ramazanın neresinde?” diye sorulmuştu. O, “Ramazan ayının tamamında!” diye cevap verdiğini aktarır.
Hz. Bilal (ra) Resulullah’ın (sav) Kadir Gecesi hakkında, “O, son ondan yedinin ilkidir: Yani 23. gece.” Dediğini aktarır. (Kütüb-i Sitte)
Buhari’nin rivayetinde, Kadir Gecesi'ni Ramazan ayının 24. Aramamız tavsiye edilmektedir.
Hz. Aişe’ye (ra) göre, Kadir Gecesi, Ramazan ayının 29. gecesidir. (Gunye)
Hz. Hasan ve Hz. Ebu Zer’e (ra) göre, Kadir Gecesi, Ramazan ayının 25. gecesidir. (Gunye)
Hz. Ebu Bürde Eslemî’ye (ra) göre, Kadir Gecesi, Ramazan ayının 23. gecesidir.(Gunye)
İmam-ı Azam’a göre Kadir Gecesi Ramazan ayının 27. gecedir.
İmam-ı Şafi’ye göre Kadir Gecesi, Ramazan ayının 21. gecesidir.
İmam-ı Mâlik'e göre: Birbirinden ayrı tutulmamak şartı ile Kadir Gecesi Ramazan ayının son on günlerinde aranmalıdır. (Gunye)
Başka bir rivayette ise Kadir Gecesinin Ramazan ayı içerisinde değil, sene içinde aranması gerektiği belirtilmektedir. (Kütüb-i Sitte)
İmam-ı Şa’ranî’nin Kadir Gecesinin hangi gece olacağına dair tespiti ise kafaları daha da karıştıracak şekildedir:
“Ramazan, cuma günü girerse kadir gecesi, 17. gecedir.
Ramazan, çarşamba günü girerse kadir gecesi, 19. gecedir.
Ramazan, pazartesi günü girerse kadir gecesi, 21. gecedir.
Ramazan, cumartesi günü girerse kadir gecesi, 23. gecedir.
Ramazan, perşembe günü girerse kadir gecesi, 25. gecedir.
Ramazan, salı günü girerse kadir gecesi, 27. gecedir.
Ramazan, pazar günü girerse kadir gecesi, 29. gecedir.”
Rivayetlerdeki çelişkiler ortadadır. Kur’an’da Kadir gecesi anlatılmakta ama hangi gün olduğu konusunda bilgi verilmemektedir. Aktarılan rivayetlerde de Resulullah’ın da (sav) Kadir gecesi ile ilgili kesin bir bilgi vermediği ortaya çıkmaktadır.
Bu kadar bol ve çelişkili rivayetlerin olması yapılan rivayetlerin sağlam olmadığını ortaya koymaktadır.
Kadir gecesinin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran Zemahşerî ve Fahreddin er-Râzî gibi âlimler, bu durumun Müslümanlar için bir avantaj olduğunu söylemişlerdir. Böylelikle Kadir gecesinin hangi gün olduğunu bilmeyen Müslümanlar onu hayatlarının içinde ve Ramazan ayının bütün gecelerinde arayarak bütün geceleri Kadir yapmanın gayreti içine girmektedirler.
Yazının başında bahsettiğim Zümer suresi 3. Ayet ile bitirelim:
“Bilinmeli ki halis dindarlık yalnız Allah için olanıdır. Allah’tan başka şeyleri kendilerine koruyucu kabul edenler ayrılığa düştükleri konularda Allah onların arasında hükmünü verecektir. Yalancı ve inkâra saplanmış kimseyi Allah kesinlikle doğru yola yöneltmez.”