Ehl-i keyfin “Gel de içme” dediği gibi böyle saçmalıklar karşısında gel de sus pus olup otur, gelde yazma be kardeşim!

15 Temmuz’un yıldönümünde yurdumuzun her köşesinde olduğu gibi Karabük’te de bir tören yapılıyor.

Karabük Valisi Mustafa Yavuz, AKP Karabük Milletvekilleri Cem Şahin ve Ali Keskinkılıç, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay İsmail Gökcek, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse, AKP Karabük İl Başkanı Ferhat Salt, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, gaziler ve şehit yakınları ile çok sayıda vatandaşın katıldığı toplantıda Karabük’ün AKP’li Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya da bir konuşma yapıyor ki ne konuşma! Lütfen dikkatle okur musunuz?

"Tarih yeni gibi duruyor, 15 Temmuz 2016 ama mazi 1071 Alparslan'ın Anadolu'yu işgaliyle başlıyor ve akabinde atamız Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u işgali, Kurtuluş Savaşı... Bugün görüyoruz ki aynı hedef, aynı istiklal, batılı ya da siyonist güçlerde yine bir işgal girişimi ama yine Türk milletinin feraseti, dirayeti ve yine aziz toprakları muhafazasını görüyoruz…”

İşin bir başka garip hatta vahim tarafı, orada bulunan eşraftan bir tepki, bir ikaz gelmemesi. Ancak konuşma duyulup yayılınca tepki üstüne tepki geldi. Ben de AKP Genel Merkezi’ni aradım.

 Kullanılan işgal kelimesi için “gaf” diyenler oldu, “sürç-ü lisan” diyenler oldu. Başkan kendisi de tepkiler üzerine “Kullandığım yanlış kelime yüzünden…” diye açıklama yapmış.

Böyle bir “gaf”, böyle bir “sürç-ü lisan”, böyle bir “yanlış” olmaz, olamaz. Ne dediğini ne diyeceğini, söylediği lafın nereye varacağını bilemeyenin, düşünemeyenin zaten ortaya çıkması, kürsüleri işgal etmesi, siyasete de girmesi doğru değildir.

O cümleleri hangi uzmana inceletirseniz inceletiniz, anlaşılan şudur:

“15 Temmuz daha yeni gibi duruyor ama 1071’de Alparslan’ın Malazgirt’i işgal etmesiyle temelleri atılmış, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u işgal etmesiyle olgunlaşmış, 15 Temmuz’la  meyvesini vermiş, bugün de aynı işgalci anlayış devam etmektedir!..”

Burada tarihimize, kültürümüze, Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’e hakaret vardır. Hadi, ilgili şahsın özür beyanında söylediği “yanlış bir kelime”, kimilerinin dediği gibi “gaf” ya da “sürç-ü lisan” olsa uyanır ve cümlenin sonunu “Bugün görüyoruz ki aynı hedef, aynı istiklal, batılı ya da siyonist güçlerde yine bir işgal girişimi” diye sürdürmezdi.

O konuşmayı şahsın kendi sesinden dinleyince hemen AKP Genel Merkezi’ni arayıp Yerel Yönetimler birimini bağlatarak eleştirimi söyleyince, güya şikayetleri dinlemekle görevlendirilen şahıs, “Bir suç varsa biz değerlendiririz, büyüklerimiz değerlendirir, size ne oluyor/ kendinizi yormayın” gibi bir şeyler söyledi.

 O esnada hemen 1944 Milliyetçilik Hareketi’ne katılanlara, “Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz” diye çıkışan zamanın Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ı hatırladım da kendi kendime söylendim: “Nevzat Tandoğan’ın ruhu AKP koridorlarında dolaşıyor!”

Karabük’ün oldukça başarılı olan önceki MHP’li Belediye Başkanı Refet Vergili, AKP için bir şeyler söyledi diye sahipsiz bırakılırsa işte böyle ahı tutar.

Ümidim yok ama şimdi Ak Parti’ye düşen, ibret-i alem için söz konusu Belediye Başkanı’nı görevden almaktır. “Ümidim yok” deyişim boş yere değil. Daha önce Bursa’daki başkanları da “30 Ağustos geneli ilgilendiren bir konu değil” diye açıklama yapmasına rağmen ikaz edilmediği gibi tekrar aday gösterilmiş,  Bursalılar gereğini yaparak seçmemişlerdi. Bakalım Karabüklüler ne yapacak?