Ekranlarda görülen iki kelimelik yazı herkesin dikkatini çekmişti. “Nevruz’u vurdular.”
Dedesi Ahıska sürgününde soğukta donarak ölen delikanlı, kafede oturmuş çayını yudumlarken kendi kendine seslice sordu. “Yahu Nevruz kim, kim vurmuş, nasıl olmuş?”
Yan masada dedesi Balkanlardan sürülürken nehirde boğulan genç kız cevap verdi, delikanlının sorularına… “Onu biz vurduk, yani öz kardeşleri…”
Bir beyin fırtınası başladı aralarında. Tartışmadan ziyade sohbet tatlı bir seyir alınca, genç kız kafedekilere dönerek, “sizlere iki soru sormak istiyorum” dedi.
Birinci sorum: “Nevruz nedir? 1980 öncesi yaşadığınız beldede kutlanır mıydı?”
İkinci sorum: “Algıyı kim yönetir? Türkler algıdan etkilenme liginde sizce hangi sıradadır?”
Herkes pür dikkatti… Kısa paslaşmalar ve kimse kimsenin sözünü kesmeden konuşmalar hız kazanmıştı. Orada bulunan 60’lı yaşlardaki adam elini kaldırdı ve sakin bir sesle, “güzel kızımızın iki sorusuna kendimce cevap vermek isterim” dedi ve gülümseyerek ekledi “tabi ki gençler müsaade ederse.” Alkışlar eşliğinde konuşmaya başladı.
Nevruz, 21 Mart'ta kutlanan bir bayramdır. Ama o günün birde öncesi var. 9 Mart’ta Ergenekon'dan çıkabilmek için 12 gün boyunca, dağla, taşla, madenle mücadele sonunda Türklerin, ovalarda otağ/yurt edindiği günün başlangıcıdır. O gün ve sonrasında, Ötüken'de çatılan otağ, tüttürülen duman, kaynatılan aş, giydirilen çıplaklar ve kavi yürekler sayesinde Türklerin yerküreye çaktıkları çiviyi kökünden sökebilen olmadı. Arada yerinden oynatanlar olsa da...
1980 öncesi benim köyümde Nevruz bilinirdi, kutlanırdı. Bunun çok basit bir testi var, sizler de yapabilirsiniz. Akşam annenize, babanıza sorun, doğdukları yerde Nevruz adında kaç kişi vardı? Benim Kafkasya göçmeni Türklerin yaşadığı köyümde 1960’lı yıllarda 5 kişinin adı Nevruz idi.
İkinci soruya gelince, tecrübelerime dayanarak diyorum ki maalesef Türkler algıdan etkilenme liginde üst sıralardadır. Ve yine maalesef bu algıyı yine Türkiye’nin imkânlarından en fazla yararlanan, yazılı ve görsel medyada köşe tutanlar yönetmektedir. Nevruz’u PKK Bayramı olarak göstermeye çalışırlar. Kawa’dan bahsederler ki kanaatimce çoğu “Kawa Destanı’nı okumamıştır bile.
“Eğer dinlerseniz size Nevruz’un ülkesel tarihçesinden bir kesit sunabilirim” sözü de yine alkış alınca, adam konuşmasını sürdürdü.
Orta Asya’da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne, Nev (yeni), Ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden oluşan ve yeni gün anlamına gelen Nevruz adı verilir. Selçuklu ve Osmanlı'da millî bayram olarak kutlanan Nevruz’da, Padişahlara “Nevruziye” adı verilen telhisler yazılırdı.
Kazakistan’da, Nevruz törenlerinde Mevlit okutulur, yakılan ateş üzerinden atlanılır, Nevruz yemeğine “Nevruz-köcö” derler.
Kırgızistan’da, yeni yılın ilk gününe Nooruz denir, yılbaşı bayramı 21 Mart’ta kutlanır.
Özbekistan’da, Nevruz törenleri bir hafta devam eder, “Seyil Eğlenceleri” düzenlenir.
Türkmenistan’da ise yeni yılın ilk gününe Novruz denir ve beş altı gün öncesinden hazırlıklar yapılır.
Azerbaycan’da, Nevruz, 21-23 Mart aralığında üç gün sürer ve büyük törenlerle kutlanır.
Türkiye’ye gelirsek, Anadolu’da “Sultan-ı Nevruz”, “Mart Dokuzu” ve “Mart Bozumu” gibi adlarla bilinir. Karapapaklar Nevruz, Kırım Türkleri Navrez, Batı Trakya Türkleri Mevris, Makedonya ve Kosova Türkleri Sultan-ı Navrız adlarıyla kutlama yaparlar. Yörükler arasında; Nevruz’la kışın bittiği ve bahar mevsimin başladığı kabul edilir.
Azerbaycan Hükümet Başkanı Neriman Nerimanof’un Mustafa Kemal Paşa’ya Nevruz dolayısıyla çektiği 24 Mart 1921 tarihli telgrafta, ”…Türk Milletinin, büyük Nevruz Bayramını tebrik ediyor ve biz ümid ediyoruz ki Azerbaycan İnkılap Ordusu kahraman Türk Ordusu ile beraber Garp emperyalizmi tazyikinde bulunan Şark milletlerini yakında kurtarırlar. Yaşasın Şark İnkılap başları Mustafa Kemal!”
Hülasa Türkler Nevruz’u, MÖ 8. yüzyıldan beri bayram olarak kutlamaktadır. 1995’ten itibaren Türkiye tarafından da Bayram olarak kabul edildi. Hakeza Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2010'dan başlayarak 21 Mart'ı "Dünya Nevruz Bayramı" olarak görmektedir.
Nevruz’u dünyada her isteyen bayram olarak kutlayabilir. Özellikle 1980’lerden sonra yapılan adresleme yanlıştır. “Benim söyleyeceklerim bu kadar” diyerek ak saçlı adam gençlerin alkışları arasında bana müsaade diyerek kafeden ayrıldı.
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun Nevruz’u Nevruz olarak kutlayanlara ve vefasız bir algıya yem etmeyenlere…