19 Marttan sonra yapılan 12 anketin 10 tanesinde CHP önde. Anketlerde CHP ile Ak Parti arasında %04 ile %2 arasında fark var. Yani başa baş bir yarış izliyoruz. Suriye devriminden sonra Ak Parti %35’e çıkmış CHP %30’a düşmüştü. Sadece üç ay sonra yani mart başında Ak Parti eski seviyesine, CHP’nin de olduğu %30’a düştü. Bu tablo, dış politikada kazanılacak başarılarla sağlanacak oy artışının geçici olacağını ve Ak Partinin ekonomiyi düzeltmekten başka yolu olmadığını gösteriyor.

Operasyondan sonra hem CHP’nin hem de Ak Partinin oyları arttı. Ak Partiye gelen oylar kararsızlardan ve Yeniden Refahtan. CHP’ye gelen oylar İyi Parti ve Zaferden. Bu normal seçmen davranışına uygun bir gelişme. Zira kriz dönemlerinde vatandaşlar kendilerine en yakın buldukları güçlü partilere yönelirler. Yerel seçimlerden öncede Dem, İyi Parti ve Zafer seçmenleri CHP’ye yönelmişti.

Oysa Ümit Bey tutuklanana kadar Zafer ataktaydı. Tutuklamadan sonra İyi Parti toparlanmış ve %6 bandına oturmuştu. Operasyondan sonra yapılan anketlerde Zafer ve İyi Parti birleştiklerinde barajı ancak aşabiliyorlar. Bu oy oranları da aynı aralık ayındakiler gibi kalıcı olmayacaktır. Ortam sakinleşince herkes partisine döner. MHP ve Dem oylarında operasyondan sonra anlamlı bir değişme olmadı.

Partilerdeki trendler liderler içinde geçerli. Operasyondan önce Ekrem Beyin görev onay oranı %42’ye Tayyip Beyinki %44’e düşmüştü. Operasyondan sonra Ekrem Beyin oranı %48’e Tayyip Beyin oranı %49’a yükseldi. Mansur Beyin %60 civarında gezen görev onay oranında anlamlı bir değişme olmadı. Oranı çok düşük olan Özgür Bey ise atak yaparak %40’a yaklaştı. Yani operasyon nedeniyle ne Tayyip Bey ne de Ekrem Bey zayıflamadı. Ak Partiden kopan Refahçılar ve kararsızlar partilerine geri dönerken İyi Parti ve Zaferden CHP’ye kayış oldu.

Bu tespite itiraz eden okurlarım olacaktır. Haklı olarak ‘’Bu nasıl olabilir?’’ diye soracaklar. Bu tablo Türkiye’nin kutuplaşmasının sonucu. Cumhur ittifakının seçmenleri yolsuzluk yapıldığına ve operasyonun haklı olduğuna inanıyor. Eski millet ittifakı seçmenleri ise ya yolsuzluk yapılmadığına yani Ekrem Beye siyasi operasyon yapıldığına inanıyorlar ya da ‘’Sadece Ekrem Bey mi yolsuzluk yaptı?’’ sorusunu yönelterek adaletsizlik yapıldığını vurguluyorlar.

Ak Partiye yönelişte sağ seçmenin sokak olaylarından ve boykottan duyduğu rahatsızlığın, CHP’ye yönelişte ‘’Birleşmezsek zayıf kalırız, Cumhur İttifakıyla başa çıkamayız’’ anlayışının etkili olduğunu vurgulamalıyım.

Operasyondan sonra CHP üst yönetiminin Mansur Beyi dışlama süreci hızlandı. Oysa Mansur Bey üzerine düşen her şeyi fazlasıyla yaptı. Daha önce düzenlenen toplantılarda Ekrem Beye ve Mansur beye söz hakkı tanınırdı. Onlar partinin iki forvetiydi. Ekrem Bey cezaevinde olduğundan Büyük Kongreye katılamadı ve konuşamadı. Peki Mansur Bey neden yok sayıldı? CHP bindiği dalı kesmiyor mu?

CHP geçen seçimlerde ‘’Kimi aday yapsak kazanıyoruz. İlk turda %60 oy alacağız’’ rahatlığıyla Kemal Beyi aday gösterip yenildi. Bu seferde Mansur Bey gibi her kesimden oy alabilen bir isim varken Özgür Beyi aday göstererek seçimi riske sokacaklar. Mansur Beye gönül veren geniş kitleleri küstürecekler.

CHP’nin kendini Ekrem Beye bu kadar endekslemesi doğru değil. CHP seçimleri İnönü’yle kazanamayacağını gördüğünde İnönü’yü bile tasfiye etmiş bir parti. Memleketi idare edemediğini anladıklarında Ecevit’i dışladı CHP’liler. Ekrem Bey ne İnönü ne Ecevit. Yolsuzluktan ve terör örgütüyle iş birliği yapmaktan yargılanan bir siyasetçi. Yarın çok kuvvetli deliller gündeme gelirse ne olacak yüz yıllık çınarın hali?

Dünya tarihinde bir belediye başkanıyla bu kadar bütünleşen onu bu kadar sahiplenen bir parti yok. Gerçi genel merkez yerine belediyeden yönetilen bir parti de yok. Parti genel başkanının lider değil belediye başkanının memuru olduğu ilk parti CHP. Kemal Bey döneminde doğal olarak genel merkez baskındı. Partiyi de teşkilatları da belediyeleri de genel merkez yani genel başkan yönetiyordu.

Nitekim anketlere, halktan gelen yoğun taleplere, Meral Hanımın çırpınmasına rağmen Mansur Bey veya Ekrem Bey aday gösterilmedi. Kemal bey aday yapıldı yani genel merkezin dediği oldu. Seçim mağlubiyetinden sonra Ekrem Bey değişim sürecini başlattı ve hedefine ulaştı. Peki ne değişti? Görünürde Kemal Bey gitti Özgür Bey geldi. Ama kadrolar dolayısıyla zihniyet aynı kaldı.

Ama fark edilmeyen asıl değişiklik patronajda oldu. CHP kurulduğundan beri yani yüz yıldır, her normal parti gibi, genel başkanı tarafından genel merkezden yönetilirken kongreden sonra İstanbul belediyesinden Ekrem Bey tarafından yönetilmeye başlandı. Yerel seçimlerde başarılı olunması bu yönetimi yani Ekrem Beyi daha da güçlendirdi. Oysa bu yönetim şekli sağlıklı değil.

Genel merkezin belediyenin kontrolünde olması, Ekrem Beye hesapsız sahip çıkılmasına yol açtı. Bu sahip çıkma sürecinin iyi yönetilmesi paradoksal olarak yeni bir değişimin habercisi. Başarılı bulunan Özgür Bey memurluktan liderliğe terfi edecek ve CHP yeniden genel merkezden yönetilecek gibi gözüküyor, ne dersiniz?