İnsan beşerdir, genellikle şaşar ve şaşırtır, ağızdan çıkan sözler, şahsi çıkarlar söz konusu olduğunda unutulur, geç unutulan sözler vardır ama bugün Netanyahu’nun söylediği bir cümle ile onlar da unutulacak: “Sessiz kalın, çıkarlarınızı unutmayın.” Diyor, bunu tüm Müslüman ülkelerin yöneticilerine söylüyor ama bu cümle, resmini yeniden paylaştığım ülkemizin bugünkü yöneticisinin de dilinin pelesenk değil mi? Tüm dediklerini unuttu, dediklerinin tersini yaptı, siyasetimizde adı unutulmayacak olan "Fırıldak Kubi"yi bile karar değiştirme noktasında solladı, insanımız böyle aysar olan siyasetçilerden çok çekti, eleştirim müşteki olmaktan dolayıdır, sus, konuşma, otur aşağı bir halt işleme denilerek, korkutularak, hakaret edilerek, din ile laik düşünce arasında bırakılarak, cebimizin boşalmasına (anlamadığı konularda fetvalar vererek yöneten bir erk) sebep olarak, ülkemi bunca yıl boyunca yönetmesi, beni ve benim gibi düşünen insanları ayrıştırdı, kendine bilerek ve isteyerek düşman ettirdi ve inadına hala devam ediyor, hukuk garabeti içinde devlet kurumları arasına nifak soktu, şimdi ayıklayalım yolumuzdaki taşları, daha neleri ne kadar ayıklayacak isek.
Efendim, Yargıtay Başsavcısının, Can Atalay için “dokunulmazlık kapısını kapattı” haberi tartışılıyor, biz kime, neden inanıp güveneceğiz, hukuk guguk olmuşsa yapılacak şey evrensel hukukun rayına oturtulması için bizlerin de mütalaa etme hakkına vatandaş olarak sahip olmalıyız, bunun için illaki avukat ya da savcı mı olmak lazım? Yoksa Cumhurbaşkanının her dediği kanun mu oluyor?
Hukuk zaafa uğruyor ve bu konu herkesi ilgilendiriyor, Anayasa Mahkemesi buna hepimiz adına DUR demek durumunda, bu haksızlık ve onların işini yapmasını herkes bekliyor…
Türkiye’de siyasi hayatta eksik olan üç ana temel madde onur, ahlak, güven maalesef bunu uzun yıllar oldu göremiyoruz siyasi yapılar ve de sivil toplum örgütlerinde bu üçü yok; ne onurlu, ahlaklı, güven veren siyasetçiler ne de onurlu, ahlaklı, güven veren örgütü için çalışan bir STK’lı isim yok. Bakın millete umut olmak yola çıkan İyi Parti örneği; birçok arkadaşım orada siyaset yapıyor, kırılmasınlar ama birbirlerini ekarte edip koltuk kapmak için yapmadıkları antrenman, entrika yok. En son milletvekili istifaları, parti değiştirmeler ne dediğimi anlatır umarım.
Parti kurulmadan önce de parti kurulurken de partinin ilk meclis çatısı altına girdiği günlerde de hanımefendinin prensi, yeğeni, en güvendiği denilen, lanse edilen Sakarya milletvekili en büyük örnek yazdıklarıma. Ne oldu da bu Sakarya milletvekilinin apoletleri sökülüyor? Akçeli işler mi, siyasi menfaat mi, yoksa kişisel kızgınlıklar mı buna sebep? Türkiye’de başka bir sıkıntı da siyasi liderlerin çocukları ve aile yakınlarının milletvekili aday sıralamasında taraf olabiliyor ve sıralamayı yüksek meblağlı paralarla belirleyebiliyorlar.
Gaziantep, Eskişehir, İstanbul, Antalya örnekleri var. İşin özü onur, ahlak, güven Türk siyasetinde, hele bir de devşirme partilerde olmuyor. Çok işimiz var çok; bu güvenilmez, mesnetsiz yapıları halka anlatamıyoruz ve sevgili halkımız peşinden gittiklerini çok önemsiyor, sonra hayal kırıklığı ve yıprandıkça yıpratılan ülkem. Sözün özü, ülkede ahlak, güven, onur gibi olguların 1923 ayarlarına dönmezse değişen bir şey olmayacak. Alavere dalavereyle inandırıcılığı olmayan meclis grup toplantılarında mavra atışlarını dinleyeceğiz.
Saygılarımla.