Sevgili Okuyucularım, bugün sizlere ünlü tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın vefatının yıl dönümünde onu rahmetle anarken, onun Osmanlı’da Türklere bakış açısını ortaya koyan yazılarından alıntılar yapacağım.

Prof. Dr. Halil İnalcık, Eserleriyle Osmanlı-Türk tarihine hem siyasi ve ekonomik konularda hem de kültür ve medeniyet tarihi alanında orijinal katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır.

Prof. Dr. Halil İnalcık’ın yazılarından bir alıntı:

“Osmanlıda Türklere şu denilirdi, aman Türküm deme sonra devletin parçalanır. Türk bu korkuyla kendi kimliğinden korkar ve ondan kaçar oldu. Ama devlet diğer etnik gruplara hoşgörülüydü. Her türlü etnik hürriyeti tanıdı. Devlete ısınsınlar veya ısınırlar sanıldı. Türkler Osmanlıyız, Müslümanız derken, diğer gruplar, Arap, Rum vesaire kendi kimliklerini rahatlıkla kullandılar, geliştirdiler ve bilinçlendiler.

Ama ne zaman ki devlet tökezledi ve beklenen o büyük gün geldi. Hepsi devlet içinde devlet olmuş halde birer birer Türk’ün karşısına dikildiler. Türkler hazırlıksız, şaşkın ve kimliksizdi. Kendisine ezberletilmiş, din kardeşliği ezberi de bozulmuştu. Her biri Türk’ün karşısına Türk’e ait olan her şeye sahip olma yarışına girmiş, Türkleri Anadolu’ya sıkıştırmışlardı. Daha sonra Anadolu’ya da gelip buraları da işgal etmeye çalıştılar. En son halifenin de aslında kendisine yapancı olduğunu fark eden Türk 1920 itibariyle Mustafa Kemal’in etrafında kenetlenip, yeni bir kimlik inşasına girişeceklerdi.

Bu yaşanılan bunalımlı dönem, Türk tarihinde Ergenekon’dan çıkışından daha zor bir hamle idi. Çünkü çok geç kalmışlardı. Ve bu girişime fetvalarıyla karşı duran bir güçlü bir ulema sınıfı vardı. Tüm bu zorluklara rağmen Mustafa Kemal Osmanlı’dan bakiye kalan Türklere yeni bir kimlik kazandırmış ve Anadolu’yu işgale kalkışan tüm düşman kuvvetlerini bir bir alt etmişti. Türkler artık gerçek kimlikleri ile Anadolu’da yaşamaya devam edeceklerdi.”

Cumhuriyet döneminde yetişmiş, müstesna bilim insanı Prof. Dr. Halil İnalcık’a ölüm yıldönümünde rahmetler diliyoruz.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE DİYEBİLENE