Bu hafta CHP Genel Başkanı Özgür Özel CB Erdoğan ile buluşacak. Bu görüşme ile ilgili herkes karnında olanı yazıp duruyor.
CHP daha önce siyasetini neredeyse Erdoğan karşıtlığı üzerine bina etmişti. Bunda haksız da değildi, Erdoğan Türkiye'sinde, devletin tüm temelleri tartışmaya açıldı. Din, siyasallaştırılarak bir iğfal aracı hâline getirildi. Rüşvet, siyasetin bir parçası oldu. Yargı adalete değil gücün hizmetine sokuldu. Özellikle son on yılda AKP yandaşı iş adamları, belediye başkanları, neredeyse dokunulmazlık kazandı. Bütün bunların iki büyük maliyeti oldu: Bir: Milletin dine, dindara olan güveni sarsıldı, iki: vatandaşla devlet arasındaki bağlar zayıfladı.
Özel, Erdoğan'ın güdümüne girer mi girmez mi bilemeyiz. Bilgi ve belgeye dayanmadan önceden tahmin yürütmek de çok doğru değil. Erdoğan'ın öncelikli hedefi anayasayı değiştirmek. Bunu toplumsal bir ihtiyaç için değil, kendisi için istiyor. En son "bu kardeşinizi başkan yapın bakın Türkiye nasıl uçuşa geçecek" demişti. Millet onu başkan da yaptı ama sonu hüsran oldu. Hiç bir şey iyi gitmedi. Erdoğan başarısız oldukça yetki artırımı isteyen bir siyasetçi. Önce belediye başkanı olmak istedi. Rahmetli Erbakan yol vermeyince Türkiye'nin yarısını Erbakan'a ricacı olarak gönderdi. Erbakan sonunda kapıları açmak zorunda kaldı. Bu Sayın Erdoğan'a yetmedi, ardından parti liderliği istedi millet verdi. Milletvekilliği istedi millet verdi. Başbakanlık istedi millet verdi. Cumhurbaşkanlığı istedi millet verdi. Başkanlık istedi millet verdi. Bu kadar vermeden sonra bunlar da bana yetmedi Anayasayı değiştirelim diyor. Yarın çıkıp enflasyonun sebebi anayasadır, bu anayasa elimi kolumu bağlıyor, istediklerimi yapamadığım için böyle oluyor derse şaşmamak gerekir.
Hırsın bir sınırının olması gerekir. Bu millet Erdoğan'a istediği her şeyi verdi ama onu bir türlü tatmin edemedi. Yeni anayasa diyor şimdi de. Ama hangi ihtiyaçtan olduğunu kimse söyleyemiyor. Mesela bu anayasa hangi icraatınıza engel oluyor? Neyi yapmak istediniz de bu anayasa engel oldu? Ne Erdoğan ne diğerleri böyle bir ihtiyacın varlığını bugüne kadar ortaya koyamadı. Ama mesela etnikçi, bölücü çevrelerin anayasanın hangi maddelerini ve niçin değiştirmek istediklerini biliyoruz. DEM'ciler Kürtçenin resmî dil olmasını istiyorlar. Dili ayırıp milleti birbirini anlayamaz hâle getirirlerse toplum zaten bölünmüş olacak. Birbirini anlamayan, birbirinin dilini bilmeyen bir toplum millet olabilir mi? Etnikçilerin bir talebi de anayasadaki vatandaşlık tanımını değiştirmek. Hatırlayın AKP İstanbul eski il başkanı Aziz Babuşçu "Türk olmaktan kurtulduk" demişti. Türk ve Türklük karşıtlığında bazı AKP'liler DEM'den geri değil. Bir başka AKP'li Mustafa Şen, "Arapların değil, Türklerin Orta Asya'ya gitmesi gerektiğini" söylemişti. İlginçtir ataları Şeyhülislam Mustafa Sabri de "Türklükten istifa ettiğini" açıklamıştı.
Yeni anayasada işte bunlar konuşulacak. Özgür Özel muhalif seçmenin taleplerini görmezden gelir, özellikle bir dönem Kılıçdaroğlu'nun ve partisinden bazı etnikçilerin savunduğu Kürtçenin eğitim dili olmasına yol verirse akıbeti İYİP lideri Akşener gibi olur. Millet onu da partisini de tasfiye eder. Hiç bir parti, hiç bir siyasetçi bu ülkenin birliğini örseleyecek adımlar atamaz, tavizler veremez. Veren meşruluğunu kaybeder. Yargılanması şart olur.