Yılbaşı akşamı en popüler haber kanallarımızın birinde; biri profesör, diğeri emekli general ve üçüncüsü gazeteci titrlerini taşıyan üç TV yorumcusu, Trump’ın Panama ve Grönland’ı neden istediğini tartışıyorlardı. Hiç kimse her konuyu bilemez. Ama milletin karşısına çıkacaksanız, sizi yüzbinlerce insan dinleyecekse gündemdeki konuya çalışırsınız, hazırlanırsınız. İnsan mahcup olmaktan korkar. Rezil olmaktan çekinir. Ayrıca yorumcuların ekranlara hazırlıklı çıkması hem kendilerine hem de millete olan saygılarının gereğidir.
Bu muhterem yorumculara göre; Panama Kanalı yılda 2,5 milyar dolar kazanıyormuş. Trump bu paraya göz koymuş. Bu para için Panama Kanalını satın almak istiyormuş. Moderatörün de iştirak ettiği deli saçması tespitlerini, kendilerine tam bir güven içinde, inanarak söylüyorlar. İnsan hayret ediyor. ABD ekonomisi 30 trilyon dolardan büyük. Trump gümrüklerde yapacağı ufak bir düzenlemeyle ülkesine daha fazlasını kazandırabilir. Adamın Manhattan’daki otelinin değeri 2,5 milyar dolardan fazla. Ayrıca kanalı satın almak için ödenecek tutar getirisinin yirmi katı civarında olacaktır.
Panama Kanalından yılda 2 ile 3 trilyon dolar arasında mal geçiyor. Kanalı kontrol eden, bu hacmi kontrol edecek. Kanal getirdiği gelirden dolayı değil geçen mal hacminden dolayı önemli. Panama, her yıl kanaldan geçecek gemi sayısını azaltıyor, geçiş ücretlerini arttırıyor. Bu düzenlemeler kanalı en çok kullanan ülke olan ABD’yi vuruyor. Amerika’nın rekabet gücünü düşürüyor. Bu uygulamaları yapmaları için Panamalı devlet adamlarına rüşvet verdiği söylenen Çin’in, Panama Kanalını satın almayı planlaması, ABD için büyük risk.
Trump verdiği beyanatla Panamalı yetkililere ‘’Kısıtlama yapmayı ve fiyatları arttırmayı durdurun. Kanalı Çin’e satmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Eğer satmakta kararlıysanız, biz alırız. Mevcut politikalarınızı sürdürürseniz ve kanalı Çin’e satmakta ısrar ederseniz askeri müdahaleyle karşılaşırsınız’’ dedi. Panama bu tehditten sonra çok daha dikkatli davranacaktır. Zira ABD gerçekten müdahale eder. Çin, Panama’yı hem koruyamaz hem de korumak için hiçbir şey yapmaz.
Yorumcu zevata göre Süveyş Kanalı, yıllık geliri 9 milyar dolar olduğu için daha değerliymiş. Bunları üzülerek yazıyorum ama milleti aydınlatma iddiasındaki bu zatlar olayları anlamlandırmaktan acizler. 2021 yılında yaşanan kaza nedeniyle, Süveyş Kanalı bir hafta kapanınca dünya ‘’Mısır’ın gelirleri azalacak diye mi?’’ ayağa kalktı? Dünya ayağa kalktı çünkü Körfez ülkelerinin Avrupa’ya sattıkları petrol ve gazın tamamı, Çin’in Avrupa ve Kuzey Afrika’ya yaptığı ihracatın neredeyse hepsi Süveyş’ten geçiyor. Kanal birkaç gün daha kapalı kalsaydı Avrupa karanlığa gömülecekti. Benzin bittiğinden otomobiller hareket edemeyecekti.
Süveyş çok önemli. Çünkü her yıl 8 ile 9 trilyon değerinde mal geçiyor kanaldan. Daha da önemlisi petrol ve gaz ticaretinin büyük kısmı kanal üzerinden yapılıyor. Yani kanallar elde ettikleri gelir nedeniyle değil üzerlerinden geçen mal hacmi nedeniyle stratejik öneme sahipler.
Yorumcularımız programa gelmeden önce Wikipedia’daki Grönland maddesini okumuşlar. Bilgileri onunla sınırlı. ABD’nin asıl amacının Çin ve Rusya’nın birlikte geliştirdiği ‘’Kuzey Buz Denizini seyrüsefere uygun hale getirme projesini’’ akamete uğratmak olduğunun farkında dahi değiller. Grönland’da çok zengin nadir toprak elementleri ve mineral stokları olduğunu bilmiyorlar. Çok zengin petrol yatakları olduğunu biliyorlar fakat ‘’Neden çıkarılan petrol bu kadar az?’’ diye araştırmadıklarından, yataklar kalın buz tabakalarının altında kaldığı için petrol çıkarılamadığının farkında değiller. Bu vaziyetin farkında olmayınca, global ısınma nedeniyle buz tabakalarının sürekli inceldiğinin ve yakın gelecekte petrolün çıkarılacağının bilgisine de sahip değiller.
Grönland’ın önemi Kuzey Buz Denizinden geçen gemi sayısı arttıkça ve buz tabakaları eridikçe artıyor. Trump, stratejik önemleri nedeniyle Panama ve Süveyş Kanallarının ABD’ye yakın iktidarlar tarafından kontrol edilmesine önem veriyor. ABD; Çin ve Rusya’yı denizlerden çevreleme stratejisinin bir gereği olarak Grönland’ı demokratik yöntemleri kullanarak ele geçirecek.
Çin, ticaretinin %80’den fazlasını yaptığı Güney Çin Denizini Hint Okyanusuna bağlayan Malakka Boğazının Amerika tarafından seyrüsefere kapatılması halinde, ekonomik olarak çökmemek için Kuzey Buz Denizi ve Bir Kuşak Bir Yol projelerini geliştirdi. Eğer Grönland ABD’nin eyaleti olursa, Kuzey Buz Denizi alternatif olmaktan çıkacak. Zira ABD gelecekte herhangi bir gerekçeyle Çin’e ambargo kararı alırsa, Çin menşeli ürünleri taşıyan gemilerin Malakka Boğazından ve Grönland’ın karasularından geçmelerini aynı anda engelleyecektir.
Bu durumda denizyoluna göre çok maliyetli olan Bir Kuşak Bir Yol üzerinden uluslararası piyasalara ulaşabilecek olan Çin’in rekabet gücü zayıflayacak. Yani Beyaz Saray muradına ulaşacak.