"Niçin attın?"

"O dedi"

"Ne dedi?"

"At dedi"

Torunum Atlas'ın babaannesine cevabı (kurduğu ilk cümle.)

Atlas'ın "O" dediği bendim ve bu aksiyonda benim hiç dahlim yoktu.

Denizde yasak bitti. "Vira Bismillah” deyip ağlarını atanlar...

"Bu sene palamut yüzümüzü güldürecek ve balık bolluğu evlerimizi şenlendirecek "dediler.

Arkadaşım Giresun'dan, balık tezgahında palamut tane 100 TL diye fotoğraf paylaşmış. Sosyal medyada ise Kalkan kg 600 TL, mezgit 250 TL istavrit (kıraça) 250 TL. Palamut bize, Kalkan zengine...

Balık sezonu başladığında, ülkemizde başka şeyler de oltalanıyor. Törenler ...

Kara, Deniz, Hava Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı subay-astsubay mezuniyet törenleri...

Hedefe konanlar...

Methiyeye mazhar olanlar ...

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyenlerin linç edilmeye çalışılmasında kendine rol biçenler

Diğerleri de koruyacağım diyerek hedefi belirginleştirenler ...

Uzak durun uzak!  Onların sizin korumacılığınıza ihtiyaçları yok. Aksine sizin, onların görev bilinciyle bu ülkenin işgaline niyetlenenlere; "Biz buradayız" demeleriyle, sizlerin varlığınızın teminatı olduklarından onların korumacılığına ihtiyacınız var.

Belki bazılarınızın gidecek başka yerleri, başka ülkeleri (eminim bunlar batı ülkeleridir, çünkü yönetim şeklini arzuladığınız ülkelere gitmezsiniz.) olabilir ama onların ülkesi burası ve bu ülkeyi canları pahasına koruyacaklarına dair yeminleri var.

82.000 camiden fazla ibadethanenin olduğu ülkemizde üç Harp Okulu var. Askeri Lise ve dengi okullarını yediniz, yok ettiniz ve aidiyeti ortadan kaldırdınız.

Biraz hoşgörülü olunuz. Herkes biat etmek zorunda değil...

"Darül harp" diyenlerin birçok kurum kimliğini yok ettiği geçen sürede, yeter diyerek ARTIK YAPMAYIN...

Gazeteciyim deyip tavassutla köşe kapmışlardan biri kışkırtıcılığa soyunmuş...

Siyasi kişiliklerin ifadelerine yer vermek istemememe rağmen CHP genel başkanı Özgür Özel'in "bu çocuklar AK Parti iktidarından biraz evvel veya biraz sonra dünyaya gelmişlerdi" cümlesini alıntılayıp; "AK Parti hükümetlerinde; ilkokul ortaokul ve liseyi, Cumhur ittifakı döneminde de Harbiye'yi bitirdiler. Öyle ise hiç hafife alınmayacak bu hadiseye evvela bu tarafından bakmalı. İktidar, eğitim ve uygulamalarını imbiklerden geçirmelidir." demektedir.

Muhterem, daha nasıl geçirecekler? Ensar ve TÜRGEV kontrollü eğitim, yeni maarif modeli ile ve büyük üstat Yusuf Tekin icazetiyle... Sizin bir teklif ve yeni bir model öneriniz varsa... Buyurun, meydan sizin...

"İSYAN" başlıklı yazınızla da kıyıma davetiye çıkarmanız ne kadar ahlak ölçülü... 24 saat düşünseydiniz yazmadan.

Başkumandanlık Kanunu, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Kütahya-Eskişehir muharebelerinden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Mustafa Kemal Paşa'ya Türk ordusunun başkumandanlığını verdiği 5 Ağustos 1921 tarihli kanun olup 3 aylık bir süreyle Mustafa Kemal'e verilmiştir. Başkumandanlık Kanunu daha sonra üçer ay uzatılmıştır (30 Ekim 1924, 4 Şubat 1922, 6 Mayıs 1922). 20 Temmuz 1922'de Mustafa Kemal'in başkumandanlık yetkisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süresiz olarak uzatılmıştır. Mustafa Kemal, başkumandanlık görevini 29 Ekim 1923'te Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar sürdürmüştür.

Daha sonra, Cumhurbaşkanlığı görev ve yetkileri Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 104. maddesinde; Cumhurbaşkanı ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi adına meclisin manevi varlığının ayrılmaz bir parçası olan başkomutanlığı temsil etmektedir.

Başkumandan ifadesinin kimden geldiğini araştırma zahmetine katlansaydınız, Mustafa Kemal ismi sizi acıtmazdı.  Çünkü bazılarının kaynakçası "Keşke, Yunan Galip gelseydi" diyebilecek kadar bu ülke sevdalılarıdır!!!

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye diye nefret gösterisi yaptılar derken, bir üst bölümde, hukukta "mefhum-u muhalif" tabirinize uymuyor mu yorumunuz?

Kılıç, neyin ifadesidir? Bir bakalım. Kılıç, savaş ve cesaretle ilişkilendirilir aynı zamanda güç ve kuvvetin sembolüdür. Silahlı kuvvetlerde subay donatısıdır.

Bir de Kamal'dan bahsetmişsiniz. Konunun cahili olarak... Kamal nedir? Açıklamaya çalışayım.  Kamal, birçok dilde kullanılan bir erkek ismi olup, Arapçada "mükemmellik, üstünlük, ayrıcalık ve tamamlanan sonuç, başarı" anlamlarına gelir. Türkçe karşılığı ise "Ordu ve kale" manasında olan "Kam âl'dir. Sondan bir önceki "a"nın üzerindeki inceltme işareti ile bir öncekinden ayrılır.

Mustafa Kemal'in "Mustafa" alerjisi varmış gibi ifadeniz "İngiliz (yandaş ifadenizle; siyonist)” örtülü mücadelesine hizmetten başka bir şey değildir.

İnce kalem oynatmanız fark edilmiyor mu sanıyorsunuz?

Aynı toprağın insanıyız.

Bizim orada hıyara, h(ğ)ıyar derler.

12 çocuklu "Bekar Osman'ın" tabiriyle "sabahın seherinde bostana gider tevekler üzerinde yuvarlanırdım. Sırtıma batanı elimle yoklar, koparırdım. Bilirdim ki elime gelen bostandaki küte ya da h(ğ)ıyardır. Şimdi düşinim de ezdügüm çiçek ve filizler...

ONUN İÇİN ÇİÇEK VE FİLİZLERE DİKKAT...

DEVAM EDECEK…