Soru, “sizce dünyanın en güçlü silahı nedir?”

Bu soru düşünülürken biraz ipucu verelim.

Monsanto bir ABD firmasıydı, Bayer ise Alman firması. 2016 yılında Bayer, Monsanto’yu 66 milyar dolara satın aldı, alanında dünyanın en büyüğü oldu, %88 hissesi halka açık bir dev…

Cahilinden alimine, sadece kopyala-yapıştır yapandan, intihalcisinden, okuyup yazana kadar dillendirildiği üzere Türkiye zor bir coğrafyadadır.

Lakin bu coğrafyada ayakta kalmanın yolu da tarihi verilerle bellidir. İlk iki unsur; “Üretmek” ve “Güçlü Bir Ordu.”

Bakın, Anadolu’daki medeniyetlere dahi gitmeden son bin yıla, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devletine baktığımız zaman bile bu iki unsur öne çıkar.

İşte bu nedenledir ki Türk Ordusuna saldırılır. Daha dün değil miydi, Türklük için kutsal olgulardan Ergenekon’un ağızlara pelesenk edilmesi. Güçlü ordusu yaşatılabilseydi, Devlet yönetimimizin üç başatı, “adalet, liyakat, meşveret” sürdürülebilseydi Osmanlı yıkılır mıydı?

***

Türkiye üretmek zorundadır, özellikle ve öncelikle de tarım ürünleri üretmek zorundadır. Birinci silahımız tartışmasız budur. Dünyanın yüzölçümü bellidir, arazi genişlemeyeceği gibi tarım arazileri azalmakta, Dünya nüfusu ve gıda talebi artmaktadır. Daha çok suya, daha verimli topraklara ihtiyacımız artacaktır.

Sonuç: Üretecek toprağınız, o toprakları koruyacak güçlü bir ordunuz olmalı. İki kere iki dört eder kadar kati bir sonuçtur bu. Tarım Bakanlarımızdan(e) Sayın H. Y. Gökalp ile özdeşleşen "inadına üretim" işte bu nedenle önemlidir.

Yoksa İsrail tohumuna mahkûm olduk şehir efsanesi, Konya kadar bile arazisi olmayan Hollanda'nın Türkiye'den fazla tarım ürünü ihracatı yapması öykünmesi karın doyurmaz.

Türkiye birçok ülke gibi kuraklıkla boğuşuyor. Ama orta ve uzun vadeli planlarda tarımla ilgili ne var sorusunun cevabı da karın doyurmuyor.

Yeraltı sularının kullanımı keyfi olamaz, çok su isteyen ürünleri üretmek keyfiyete bırakılamaz, nasıl ki petrol, doğalgaz kıtalararası borularla taşınıyor ise iç ve sınır aşan sularımız da Anadolu’nun her karışına borularla taşınabilmelidir.

***

Üretimin etkeni maliyettir. Yani ucuza üretme imkânı olursa, siz üretme deseniz de bir üreten çıkar. Yumurta üreten para kazanamazsa tavukları keser, süt ineği besleyen para kazanamazsa ineğini keser, inek anadır, ana olmazsa dana olmaz, dana olmazsa ne süt ne de et bulabilirsiniz.

Politikalar yeniden gözden geçirilmelidir. Türkiye, insan kaynağından yoksun bir ülke değil. Birkaç örnek,

Bakın, güçlü bir tarım için, Monsanto ölçeğinde görev yapabilecek Türkler var, örneğin Konya’da “Üstün” yetenekli tarım araştırmacıları var, danışılabilir.

Bakın, tarımın makro perspektifle, kısa-orta-uzun vadeli plan ve programlarını yapıp uygulayabilecek “Birikimli” yöneticiler var, danışılabilir.

Bakın, güçlü bir ordu için gerekli olan silahların üretiminde bir Türk var, Bayraktar.

Bunlar sorunlarımız ve çözümü de bellidir. Google alıntılarıyla birbirini kekleyenlere ve sadece ezberlediklerini anlatabilen tarımın “T”sinden bihaberlere takılmadan, hazırladığımız çözüm önerilerini başka bir yazıya bırakalım. Olur a dikkate alan olur…

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun yaşamak için gerekli iki silahtan “TARIM” ve “ORDU” için kalbi çarpanlara…