Bugün Dem Parti adını kullanan en yaygın ismiyle HDP hareketi, 1995 yılından beri parti olarak ya da bağımsız adaylarla seçimlere katılıyor. 1995 yılındaki seçimlerde %4 oy alan HDP çizgisi, 2015 senesine kadar oylarını etap etap arttırdı. 2015 yılının haziran seçimlerinde %13,2 oy alarak zirveye çıkan HDP o tarihten beri sürekli oy kaybediyor. 14 mayıstaki genel seçime çok iddialı girdiler. %15 oy alacaklar, 100 milletvekili çıkaracaklardı. Destekledikleri Kemal Bey cumhurbaşkanı seçilecekti. Hiçbir hedeflerine ulaşamadılar. Sonuçlar, Haziran 2015 seçimlerinin sonuçlarıyla mukayese edildiğinde, örneğin Ağrı' da %21, Diyarbakır'da %15, Hakkâri’de %20 nispetlerin de oy kaybedildiği görülür. HDP, oyların ekseriyetini aldığı Iğdır, Siirt, Bitlis ve Tunceli gibi kentlerde, bu durumunu kaybetti. Yani bu şehirlerde artık halkın çoğunluğu HDP’ li değil. HDP hareketi, metropollerde aldığı üç oydan birini yitirdi. Karşılaştırmayı bir önceki genel seçimle yaptığımızda da, HDP' nin istisnasız, Türkiye’nin bütün şehirlerinde oy kaybettiğini görürüz. Oy kaybının en az olduğu şehirler, Bursa, Ankara gibi, HDP’ nin zaten zayıf olduğu vilayetlerdir ki, bu normaldir. Söz konusu kentlerde HDP toplumsallaşamadığından, destekçilerinin çoğunluğu fanatikti. Fanatikler, tuttukları partiden çok zor vazgeçerler. HDP, seçimden önce, ’’HDP kiminle olursa o kazanır, HDP oyları kilit oylardır.’’ ifadeleriyle pazarlandı. Oysa tam tersine, HDP ile birlikte olan kaybetti. Bu mağlubiyette, HDP ile beraber olunması belirleyici oldu. HDP siyaset yapma tarzını değiştirmediği takdirde, hem kaybedecek hem de kaybettirecek.
HDP hareketinin oy kaybetme trendi yerel seçimlerde de devam ediyor. 2019 seçimlerinde, bir önceki seçimlere göre hem oyları azaldı hem de daha önce kazandıkları Şırnak ve Ağrı gibi kentleri kaybettiler. Bu seçimler HDP hareketi için öncelikle moral açısından önemli. Bu seçimlerde bu trendi tersine çevirmeliler. Oylarını arttırmalılar. Daha önce kazandıkları yerleri muhafaza etmeli, hatta mümkünse kaybettikleri Ağrı ve Şırnak gibi şehirleri kazanmalılar. Bu seçimlerde her yerde aday gösterir ve buna rağmen 14 mayıstan daha az oy alırlarsa bozgun havası oluşur. Bu nedenle genel seçimlerin aksine yerel dinamikleri dikkate alıyorlar, sevilen adaylar göstermeye çalışıyorlar.
HDP hareketinin bu seçimlerdeki en büyük hedefi ‘’kayyum sorununu’’ çözmek. İki dönemdir seçilen HDP’ li belediye başkanları görevden alınıyor. HDP açısından belediyeler çok önemli. Çünkü hem vatandaşla temas noktaları hem de finans kaynakları. Ayrıca vatandaş genel itibariyle kayyumların verdiği hizmetlerden memnun. Buda HDP hareketini zayıflatıyor. Dem Partinin hedefi, Ak Parti ile anlaşabilirse, büyükşehirlerde güçlü adaylar çıkararak CHP’ye kaybettirmek. Güneydoğu ve doğuda ılımlı adaylar göstermek. Ve bu tavizler mukabilinde, kayyum atanmayacağının garantisini almak. Eğer Ak Parti ile anlaşabilirlerse, metropollerde Başak Demirtaş, Ahmet Türk ve Leyla Zana gibi güçlü isimleri aday göstererek fire miktarını minimuma indirecekler. Ak Parti ile anlaşamazlarsa CHP ile anlaşacaklar. Bu durumda CHP’den metropollerde bazı ilçelerin kendilerine bırakılmasını isteyecekler. Dem Partinin 19 aralıkta seçime gireceğini açıkladığı 27 ilçe, CHP ile pazarlığı başlattığını gösteriyor. 27 ister 10-15 arasına razı olur. Bu ilçeler karşılığında güneydoğu ve doğu dışında CHP’yi destekler. Bu arada kayyum sorunu çözülmediği sürece, Dem Partinin belediye başkanı kazanması çok önemli değil. Kazananlar zaten görevden alınacaklar. Yani CHP, büyükşehirlerde Dem Partiye verdiği ilçeleri aslında Ak Partiye vermiş oluyor. İki parti anlaşabilirse bu sorunu, HDP’lileri, CHP’den aday göstererek aşabilirler. Yalnız bu hamlenin de riski var. Kampanya sırasında, CHP’den aday gösterilen HDP’lilerin geçmişlerinde terörle irtibatları çıkarsa, CHP büyük oy kaybeder. Tabii bu palyatif bir çözüm. En doğrusu Dem Partinin teröre karşı açıktan tavır alması. Bu olmadığı süreç Dem Partinin siyaset yapma lanı sürekli kısıtlanacak.
Dem Partinin yerel seçimlerdeki en büyük sıkıntılarından biri de, Ak Parti ile HÜDAPAR ’ın iş birliği. HÜDAPAR son günlerde verdiği radikal mesajlarla Türkiye’ye mesafeli olan Kürtçü seçmenlere, ‘’Sizin gerçek temsilciniz Dem Parti değil benim.’’ diyor. Özellikle HDP hareketine destek olan muhafazakar seçmenleri Dem Partiden koparmaya çalışıyor. HDP hareketi, son genel seçimlerde neredeyse hiç muhafazakar aday göstermediğinden, bu siyasete uygun zemin hazırladı. Eğer bu seçimlerde yaklaşımını değiştirmezse özellikle güneydoğuda büyük oy kaybeder.